"O kim?" Sesim inleyerek çıkmıştı. Sert meme ucumu parmakları arasında ezmeye başlamasıyla alt tarafımda festival oluşuyordu. "Sara neden karışıyor?" Bel boşluğunda duran eli kazağımın eteklerinden çekiştirmeye başlamıştı. Hızlıydı ve cevabı çıkartınca vereceğini anlamıştım. Önce kazak sonra sütyenim yere atıldı.

"Sara." Dedi ve beni hızla altına almasıyla yüzüme düşen saçlarımı altında kalmam bir oldu. Ben yüzümü açığa çıkartırken beklemediğim durum ile çığlık attım. Sertçe dişlediği meme ucumu çekiştirirken kesik kesik yalamayı da ihmal etmiyordu.

"Başına gelenlerden sonra senin iyi hissetmeni istedi." Sertçe yutkundum ve dişlerimi birbirine gömdüm. Lanet olsun bas bas bağırmak istiyordum. Diğer eli de meme ucumu çekiştirip bırakıyordu. Sert nefes alışlarım arttı. Ellerim boş durmadı ve onun beline tutunmaya başladı. "Bana tırnaklarını göm." Dediği an gömdüm ve kaslarının bana temas eden her yeri kasıldı.

"Öp beni." Başını kaldırıp yüzüme baktı. Hiçbir şey demeden sertçe öpmeye başladı. İnlemelerimin arasından karşılık verdiğim bu sertliğe onun da iniltileri eklenmişti. Hala bir eli meme ucumu çekiştirirken diğeri bıraktığı ıslaklığın yayılmasını sağlıyordu. Çekilip çeneme sürtünen dişleri ile açık ağzımdan sesli nefesler alıyordum. "Kaç kişiyi böyle iyi hissettirmek istedi?"

Başı boynuma gömüldü ve geçtiği yerleri ıslatıp emiyor ve dişlerini görmüyordu. "Bilmem koruduğu çok fazla kişi var." Öpücükleri birer sulu yol oluşturdu. Omzuma değen dudakları sertleşmeye başladı. Emerek öpüyordu artık. Kalbim patlamaya hazır bir bombaydı. Bedenim yanıyordu. "Beni koruduğun gibi başkalarını da korudun mu?" Nefes nefes sorduğum bu soru karşısında bilinçsizce sorduğumu fark etmiştim. Korumuş olabilirdi.

Hareketleri hızlanmıştı. Altımdaki pantolonun ipini söküp belimde genişlemesine neden oldu. Çok geçmeden çekiştirdi ve bacaklarımı açığa çıkardı. "Sara'nın sayısız koruması var." Yani o değilse bile benim gibi koruması olan çok kişi vardı. Üstündeki adama baktım. Hala giyinikti. Kazağının kenarında çekiştirdiğim ve bana yardımcı olarak kaslı olduğu kadar yara izleriyle donanmış cildini sunmaya başladı.

"İzleri başka zaman sor." Bakışlarımdan anlamış olmalıydı. Başımla onayladım ve tekrardan dudaklarıma kapanmasını beklentiyle karşıladım. Sulu ve çıkan sesler zihnimin odacıklarına dağıtıyordu. Altındaki bedenim kıvranıyor. Yanan yerlerimden sıcaklıklar akıyordu. İsteğim onun bana dokunmasıyla daha da körükleniyor ve daha fazlasını istemeye başlıyordum.

"Sidar!" Diye inledim çünkü soğuk parmakları hedefini belirlemişti. "Küçük deliğin beni mi istiyor?" Sadece bu duyduğuma hırlarcasına inledim ve bu sesin bana ait olduğuna inanamadım. Buna karşılık beni daha sert öpmeye başladı. Bedenimde yankılanan duygular karmakarışık bir hal almıştı. Birden fazla yanım atmaya başladı. Damarlarımdan geçen kanı hissediyordum ve şuan da en çok bacak aramda atan bir kalbim vardı.

"Beni hisset." Kendimden destek alarak yükseldim ve ona değen heybetiyle aynı anda inlemeye başlamamız bir oldu. O bunu dudağımı daha sert öpüp çekiştirmesine yol açtığında onun gücü karşısında çenem uyuşmuş ancak bu umrunda olmamıştı. İki eli aynı anca kasıklarımda duran bez parçasını çekiştirdi ve o yırtılma sesi geldi. Bedenim bu sese zangır zangır titredi ve gözlerim büyüdü.

"Merak etme içini de böyle yırtıp geçeceğim." Boğuk sesi netti. Bunu yapacağına dair yeminler ediyordu. Kayıp giden bez parçası ıslanmış ve geçerken tenime nemini bırakmıştı. Gözümün önüne gelen bordo külota şaşkınlıkla bakarken onun ne yapacağını izlemeye başladım. Burnuna yaklaştırdı. Nefesini tutmuş öylece bekliyordum.

KARAYEL +18 (KBM)Where stories live. Discover now