Bölüm |19|

534 59 7
                                    

Ficin gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz? Benim için çok önemli.
CEVAPLARI AŞAĞIYA YAZIN. 🌟

İyi okumalar 💜

Yoongi derin bir iç çekti.

"Sence baban birşey yapmış mıdır?"

"Sanmam...ama imkansız değil."

Jimin sıkıntıyla saçlarını çekiştirip kafasını cama yasladı. Hava içindeki kasveti yansıtıyormuş gibi kapkara bulutlarla kaplıydı. Etrafa göz gezdirirken apartmanların birinden hızla dışarı çıkan bir kadın gözüne çarptı.

"Yoongi dur."

"Ne?"

"Çabuk durdur arabayı!"

Hışımla arabadan inip hızla kadının yanına koştu. Sandığı kişi çıkmasını umarak kadını yavaşça omzundan tuttu.

"Bayan Jeon?"

Kadın önce irkildi ve şaşkınlıkla sarışına baktı.

"Jimin? Senin burda-"

"Asıl sizin ne işiniz var Bayan Jeon? Her yerde sizi arıyoruz, aklımıza türlü türlü şeyler geldi."

"Sakin ol lütfen. Arkadaşımın kızı aradı, doğumu başlamış. Ambulansı aramış ama gelmesi uzun sürer diye yanına gelmemi istedi. Kız burada tek kalıyor, benden başka tanıdığı yok. Evden apar topar çıktım bende, bu kadar telaşlanacağınızı bilemedim."

Jimin eliyle alnını ovdu. Aklına kötü şeyler gelmemesi için zorlasa bile çok endişelenmişti. Nihyetinde korkulacak birşey yoktu, kadın iyiydi.

"Pekala... Jungkook sizi merak ediyordu, bir an önce sizi eve bırakalım. Yoongi Namjoon'u ara geri dönsünler."

Beraber arabaya binip eve geri döndüler. Bayan Jeon kendini suçlu hissediyordu. Herkesi telaşlandırdığı için üzülüyordu ve bu durum Jimin'in gözünden de kaçmamıştı.

Kadın kahvesini masaya bıraktıktan sonra kendi sıcak çikolatasını masaya bırakıp kadının elini tuttu.

"Kendinizi suçladığınızı biliyorum ama lütfen üzülmeyin. Sonuçta iyisiniz ve gerekli birşey için evden ayrılmışsınız. Birdaha ki sefere not bırakmak daha iyi olur, hm? Bu sefer herkesin içi rahat olur."

"Bunu kesinlikle yapacağım."

O sırada kapı hızla açıldı.

"Anne!"

Jungkook beresini ve atkısını hızla çıkarıp rastgele biryere fırlattı ve hemen annesine sarıldı.

"Çok korkuttun beni.."

"Özür dilerim oğlum, söz bir daha sana haber vermeden ortadan kaybolmayacağım."

Jimin ikilinin sarılmasına ne kadar sıcak bir tebessüm ile baksa da, içten içe kendini bu olaydan sorumlu tutuyordu.


✧✧✧


Ertesi gün binbir suratla okula gelmişti sarışın.

"Jimin! Topu atar mısın!?"

Okulun bahçesinde maç yapanlardan, valeybol oynayanlara kadar herkes eğleniyordu.
Jimin hariç.

"Oynamak istemediğine emin misin? Kafan dağılır."

"Eminim Namjoon, oynayın siz."

The Game Of Fate | Jikookजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें