46.bölüm "Ağlama"

Start from the beginning
                                    

Ayşe, "Serenay geçmiş olsun. Duyunca çok üzüldüm." deyip üzüntüsünü dile getirerek yatağın kenarına oturdu.

Serenay, "Ayşe annen burda mı?" diye yönünü dönmeden sordu.

Ayşe, "Evet." diye kısık sesle konuştu. "Senin uyanmanı bekliyordu."

Serenay, "Çağırabilir misin." dedi yorgun ve bitik durumdaydı.

Ayşe, "Anne gelebilir misin?" diye seslendi. Başımı çevirip kapıya baktığımda, Serra teyzenin üzgün bakışları anında beni buldu. Bakışları geçmişteki yaşadıklarımı yansıtıyordu.

"Kızlar siz çıkın ben yalnız konuşmak istiyorum." dedi anne sıcaklığıyla. Onu annem gibi görüyordum.

=====
"Serenay kızım." deyip başımı okşamaya başladı. Annemde bile bu sıcaklığı hiç görmedim. Annem olsaydı öfkesinden sinirinden ağzına geleni saydırırdı bana.

"Serra teyze," diye yüzümü ondan tarafa doğru çevirdim. "Yasemin'in yaşadıklarını şimdi daha iyi anlıyorum. En çok bize ihtiyacı varken sen onu sarıp sarmaladın." deyip içimi çektim.

"Yasemin'in atlatması kolay olmadı kızım. Her gece annesini, babasını ve ablasını sayıklayıp durdu. Neden bende o kazada ölüp gitmedim dedi. Biliyorum yaşadıkların kolay değil, ama zamanla sende atlatacaksın. Sen güçlü bir kızsın, kızım." deyip beni doğrulttu.
Annem olsa böyle davranmazdı.

"Yasemin ne kadar atlatsa da, abimi görmeyi bırak, adını duyunca bile, bedeni korkuyla geriliyordu. İnsan yaşamadan bilemiyormuş." dediğimde elimi tutup okşamaya başladı.

"Serenay, hep birlikte atlacağız kızım. Sen annene hiçbir şey söyleme." dedikten sonra, bana sımsıkı sarıldı.

.......

=====

Ertesi gün...

Ayşe, "Esma'nın bebeği çok şükür iyiymiş. Bugün yanına uğradım. Kalp atışlarını falan dinledik."

Serenay, "Se..sevindim." dedi, bakışları donuktu. Aradan iki gün geçmesine rağmen ne yiyebiliyordu, ne de konuşmak istiyordu. Arada bir Hakan'a olan bakışları derindendi.
Onu kurtarmasını beklemiyordu.

Gurur, "Amcanları ben havaalanından alıp gelirim. Sen Serenay'ın yanında kalırsın." deyince bakışlarımı Serenay'dan çekip, siyah gömleğiyle karşımda oturan kocama baktım.

Gözüme nedense zayıflamış gibi geldi. Çok mu yoğun çalışıyor acaba?
"Tamam." dedim.

Ayşe, "Abi annem hepimizi eve bekliyor. Akşam için hazırlık yapıyordu." deyip kahvesini yudumladı. "Önce sen bizi eve bırak, sonra havaalanına geçersin."

Gurur, "Siz hazırlanın ben yarım saat sonra gelip sizi alırım." deyip ayağa kalktı. Konuşurken bile gözlerini benden ayırmaması, kalbimin teklemesine neden oldu. Kalkmam için kaş göz işareti yaptığında, heyecandan elim titremeye başladı.

İnşallah elimin titremesini farketmemiştir. Bana neler oluyor. Önceden bu kadar heyecan basmazdı.

Mutfaktan birlikte çıktığımızda, elimden tutup, beni kendi odama doğru yönlendirdi. Elinin sıcaklığını avucumda hissetmek bedenimi titretti.
Odama geçtiğimde, kapıyı kapatıp beni kapıya yaslayarak üzerime doğru eğildi.

Bu ani hareketleriyle kalbime işkence ediyordu resmen. "İstediğin bir şey var mı?" deyince, gözlerinin içine bakıp başımı iki yana salladım.

SAPLANTILI [+18] Where stories live. Discover now