8. Anormalsin

64 60 1
                                    


Oy verip yorum yapmayı unutmayın teşekkürler.Buyrun bölüm ile baş basasınız:)

Bu duyduklarım benim gerçeklerimdi ve o uçurumdan ben düştüm. Kendimden iğrenmem için yeteriliydi. ve o an geçmişimden utanıyordum, kendinden geçmişinden utanan bir katildim ben.


(Deniz'in anlatımıyla)

Saatlerce hatırlamak için bir yol bulabilmek için kendimi zorluyorum.

Geçmişte yaptığım hataların doğru olmadığına dair bir umut bir çare arıyordum. Ama öyle bir umut yoktu, belkide kabullenmeliyim ben katilim, üstelik sevgilisine ihanet etmiş biriyim ve bu yaptıklarımın cezasını ödemeliyim evet cezasız kalmamalıyım.

Hışımla yerimden kalkıp aşağıya indim Aras'ı bulmalıydım onunla konuşmam gerek.

Merdivenlerden indim. Şömine'nin önünde oturmuştu.

Çekingen adımlarla ona doğru tereddütle adımlar atarken neden böyle düşünceli oturduğunu merak edemeden duramadım.

İki adım daha atıp onunla aramdaki mesafeyi yarılamıştım ve boğazımı temizleyerek bana dönük sırtına bakışlarımı dikerek

"Aras !" Seslendim

ama duymamış gibi yaptı ve sırtı hâlâ bana dönüktü.

Hemen önüne eğildim ve bana bakması için yüzüne ısrarla baktım ama o bana bakmamakta ısrarcıydı.
Duymayacağı bir sesle "tam bir keçi" umarım duymamıştr.

bakışlarını şöminede yanan ateşe sabit tuttu donuk bir sesle.
" Neden odandan çıktın. "

O an istemsizce "sıkıldım" dedim ve ne yaptığıma anlam veremeden Aras'ın yanına kanepeye oturdum.

Hayret, Aras'ın yanına oturdum diye beni azarlamadı, yoksa bu fırtına öncesi sessizlik miydi?

Göz ucuyla Aras'ın yüzüne baktım ama o bakmıyordu. Her zaman ki soğuk bakışlarını aleve sabitlemisti, ateşin loş ışıkları Aras'ın yüzüne vuruyordu. Yeşil gözleri parlıyordu bir an etkilenmiştim.

Bir süre ona baktım, dudaklarını araladı ve "Sıkılmak için fazla anormal birisisin" dedi

Bana söylediği bu cümle hiç hoşuma gitmedi. Evet haklıydı benim sıkılmak gibi bir lüksüm yok! ben katilim aranan bir katildim ve burada fare gibi saklanıyorum.

O an söze girecektim ki emre kapıda beliriverdi sıcak bir gülümsemeyle

"Deniz, seni aşağıda görmek ne güzel " dedi ve sırtını duvara yaslayıp bize katıldı.

"Şey ben konuşmak istiyorum Arasla"

"o zaman ben çıkayım" dedi Emre.

"Aceleyle , hayır gerek yok lütfen Emre sen de kal konuşalım" ısrarına karşılık verdi

"Peki kalırım"
sandalyeye oturdu ve bize baktı.

O sırada Aras kaşlarını çatıp bana döndü "konuşacak bir şeyin olduğunu sanmıyorum "

"Hayır , var!" yüzüne cesaretle baktım Arasla aramızda çok az mesafe vardı yüzü yüzüme çok yakındı ve çok baskıcı bakışlarla yüzümü inceliyordu.

Bakışlarını kaçırıp ayağa kalktı iki elini ensesinde dolaştırıp sert bir ses tonuyla " Ne var" dedi.

O sırada Emre, Aras'ı sakin olması için tamam Abi ya celallenme hemen" dedi

Emreye teşekkür eder gibi bir bakış attıktan sonra arasa dönerek
"Benim yüzümden sen de tehlikedesin Aras." Bana dönük olan sırtını aniden duvara çevirdi ve şaşkın bakışlarla bana baktı.

Evet ben bir katilim ve senin suçsuz olduğun halde ödememen gereken bir bedeli ödemeni istemiyorum.
Bu yüzden cezamı çekmeye hazırım. Polise teslim olacağım! Bu sözlerim karşısında Emre şaşkınlıkla

" Ne! Teslim mi olacaksın?" telaşla yanımıza oturdu.

Aras bana dönerek "Buna sen karar veremezsin"

"peki neden?"

Çünkü ben öyle istiyorum" dedi omuz silkerek sen kazada yanımdaydın polise senden bahsetmeyeceğim hem senin suçun yok. Ben çekerim cezamı ikna edebilmek için bunları diyebildim.

Dudaklarından alaycı bir kahkaha fırlatıp bir yandan da volta atıyordu.
ve duraksayıp bakışlarını bana dikti.

"Senin! Senin korumana ihtiyacım olduğunu mu sanıyorsun?

"Hayır sanmıyorum. Olması gerekeni yapacağım" kaşlarım çatık ayakta durarak onun yüzündeki ifadeyi anlamya çalışıyordum.

"Hiç bir yere gidemezsin suçunu kimse bilmeyecek anladın mı?" gözlerini kısarak bana baktı.

"Umrumda değil herkes bilsin.Ben suç işledim ve cezamı çekmek istiyorum burda senin kölen olacağıma gider hak ettiğim cezayı alırım."

Bu sözlerim onu küplere bindirmiş olmalıydı eline aldığı bardağı yere fırlatarak
"Ben teslim olmayacaksın diyorsam olmayacaksın" yüzüme kükreyerek üstüme gelmeye başladı.

Emre araya girerek "Hop hop kardeşim sakin" üzerime gelen Arasın göğsünden iterek onu benden uzaklaştırmaya çalıştı.

Gözümden bir kaç yaş süzüldü burnumu çekerek "Aras lütfen izin ver gideyim cezamı çekeyim."

"Senin cezanı polisler değil ben vereceğim... bu fırsatı Kimseye vermeyeceğim."

Telefon sesiyle Aras elini cebine götürdü ve kulağındaki sesi pür dikatle dinler bir şekilde "Ne? "
"Kahretsin" çatık kaşlarla bu kelimeleri söyledi. Telefonu hemen kapatıp "si*tigimin bu işin içine" Emre'ye baktı ve Emre şaşkın bakışlarla "Aras ne oldu? Kimdi o?"

"Kılıç bey polislerin bizi aradığını soyledi yerimiz güvenli değil" başıyla beni işaret ederek "onu burada tutamayız gitmemiz gerek hemen!"

Aceleyle nereye gittiğimiz bilmeden Emre, Aras ve ben arabaya bindik ve ormanda olan eve geldik.

Endişeli bakışlarımı etrafta gezdirirken beni fark eden Emre

"korkma burası gözden uzak. Kimse bulamaz bizi burada."

Emre'nin beni düşünmesi beni mutlu etmişti. Başını olumlu anlamda sallayarak gülümsedim ona sonra içeri girdik.

Bir bölüm daha bitti yıldıza basmayı ve satır araları na yorum bırakmayı unutmayın.
Teşekkürler
Bir sonraki bölüme hazır olun.🦋
Kitap ile ilgili gelişmeleri takip etmek için Instagram hesaplarım: @hnseinncn @hanselyrc

Can Kırıkları حيث تعيش القصص. اكتشف الآن