3. KATİL

250 147 147
                                    

*^*
Okyanusun ortasında kalmış bir geminin bile sığınacağı liman için, beklediği bir rüzgarı vardır.
Evet ben denizim en ufak bir rüzgarda dalgalarımda boğuluyorum
*^*

Bir sağa bir sola kıvranırken hiç uyuyamadığımı farkettim bu şekilde nasıl uyuyacaktım bedenimin agırliğından olduğum yerde çivi gibi çakılmışım.
Ayın aydınlık yüzü odayı aydınlatıyor. Çok soğuktu biraz olsun ısınmak için camı kapatmaya karar verdim, yataktan çıkıp yerdeki pandufları ayağıma geçirdikten sonra ay ışığının sızdırdığı cama doğru ilerlemeye başladım. Yavaşça camın kolunu çevirip ileri doğru ittim.
tekrar ısınmak için yatağa doğru hareket edecektim ki kulağıma bir kaç fısıltı yerleşiyordu.

'lan bir işi de becerin bir kere de elinize yüzünüze bulaştırmadan halledin'
Abi abi valla elimizden geleni yaptık ama olmadı bizden daha hızlıydılar.

'Sus lan sus! senin de abinin de!
belasının içine edeyim.
bu ses hiç de yabancı gelmiyor yine o, yeşil gözlerinden cehennem lavları fışkıran kibirli'nin sesiydi.

Ne kadar ürkütücü bir ses tonu var
sesi uzaktan gelmesine rağmen sanki kulaklarımın dibinde bağırıyormuş gibi hissettim
acaba ne oluyor orada?
gidip baksam mı?
kapıya doğru adımlarımı atacakken dudaklarımdan umarım pişman olmam diye söyleniyordum.
merdivenlerden yavaş yavaş ilerlerken kalbim deli gibi çarpıyor.

Eğer o kibirli beni yakalarsa bu hiç de hoş olmayacaktı burda neler oluyor öğrenmem lazım
merdivenden bir an düşecek gibi oldum neyse ki korkulan olmadı
Loş ışıklarla aydınlanmış kısa koridordan geçip salondan olanlara göz atmaya başladım
Aras, gerçekten de böyle olacağını bilemezdim.

lan neyi bilemezdin bu kadar mı aptalsınız?
göz göre göre yakayı ele verecektiniz

Neyden bahsediyor bunlar. Salonda oldukça hararetli bir ortam var yakalanmamak için elimle ağzıma götürüp durmadan dualar ediyorum.
"Tamam kes lan!"

"İleri gidiyorsun ama Aras." dedi

"Ben mi ileri gidiyorum lan!?
siz beceremeyin bir de üstüne diliniz uzasın." dedi

Diğer adam "Ehe yeter ama" diye elini kaldıracaktı ki Aras ani bir manevrayla adamı yere serdi.
ağzımdan korkunç bir çığlık patladı dehşete düştüm bu adam tam bir katil
onun boğazını kesti...!
yerde kanlar var
olamaz başımı salladım Çenem tir titriyor bu şahit olduklarım karşısında bacaklarım beni daha fazla taşıyamıyor ne yapacağım burdan hemen gitmeliyim yoksa bu kibirli katil beni de öldürecek.

"Ne oldu lan arda hadi kalk şimdi kükre yapamıyorsun kalk lan"
alaycı gülümsemesiyle ağzından bu kelimeler döküldü sonra arkasına dönüp, dolabın önünde durdu ve dolaba bir kaç saniye bakıp sağ elini yumruk yaparak sıktı
bir an bekleyip yumruğunu cama indirdi boğazımdan küçük bir ses patladı hemen elimi ağzıma sıkıca bastırdım.
Dolap camları tuzla buz oldu Elindeki kanı hiç umursamadan dolaptan üç adet şişe eline alıp yere oturdu sırtını duvara yaslayıp başını yukarı kaldırdı adem elması boğazında duran koca bir taş gibi duruyordu ve konuştukça sanki o taş hareket ediyordu. Sol elindeki şişeyi yukarı kaldırıp aniden duvara fırlattı şişenin şiddetli sesi yankılar bıraktı ben olduğum yerden daha fazla bacaklarım beni taşıyamadı yere çömelip elimle ağzımı kapadım.

Ulan arda sen var ya sen? diye mırıldanıyordu
bu sefer ayağa kalkıp elindeki iki şişeden birini açıp tek dikişle bitirdi yüzünü buruşturup kahretsin diye mırıldandı sonra elinde kalan tek şişeyi de duvara postaladiktan sonra ileri geri volta atmaya başladı ve yüzünü yerdeki adama doğru çevirdi
o sırada benim dudaklarımdan " Ne olur bir fırsat bir fırsatım olsun kaçayım." diye iniltiler dökülüyordu.

"Ulan Arda bir kere de beni dinle beni." dedi
sırtı bana dönüktü yerdeki adama kaşını caçtıp sen söz dinlemezsin aptal herifin tekisin. Boyundan büyük işlere kalkışıp bocaliyorsun bir kerede beni dinleseydin bu halde olmazdın aptalca herif dedi.
o sırada kaçmam için çok iyi bir fırsattı yerdeki adamın ayaklarından tutup onu yerde süründüp çekmeye başladı. Bende tam zamanı diyip yerden kalktım ve derince bir nefes alarak elimi kalbime götürdüm sanki maratonda koşuyormuşum gibi kalbim hızla atıyordu fırsat bilip kendimi hemen mutfağa attım
hemen mutfağın duvarına yaslanıp arkama göz attıktan sonra derin bir oh çektim.

Mutfak zifiri karanlıktı kapıdan içeri sızan ışıktan zar zor önümü görebiliyorum evet şimdi parmak uçlarıyla kapıya doğru dikkatlice ilerliyorum kapının önüne geldikten sonra elimle kapı kolunu bulmaya çalışıyordum aşağıya doğru elimi kapıda gezdirirken "Evet işte elime bir şey takıldı kapı koluydu bu."

İçime umut düştü sonunda
kapı kolunu sıkıca tutup dikkatlice hafif gicirdayarak sonuna kadar basıp kendime doğru çektim ve açılmadı olmadı hayır, ittim bu sefer yine olmadı yine kalp atışımın ritmi hızlanıyor ve o sesi kulagima geliyordu ne yapıcam ben bu kadar yakınken tek engelim bu kapıydı olamaz ne yapıcam bir kaç defa daha denedikten sonra yere çarpan metalik bir ses çıktı. Ayağıma değince hemen dizlerimin üstüne çöküp emeklemeye başladım bu anahtardı evet bulmalıyım hemen
elimle deli gibi zifiri karanlıkta anahtarı aramaya başladım ama yok orda yerde ama karanlık göremiyorum.
onun sesi gittikçe yakinlasiyor olamaz buraya geliyor hızla etrafımda çırpınmaya başladım anahtarı bulmak için deli gibi yerde sürünüyorum ama yok
hayır, bu sefer olmaz kaçmalıyım bu katilin elinden
emeklerken kafam sert cisme çarptı canım çok yandı ama umrumda değildi şuan kaçmak için başımın ağrısını hissetmiyorum bile
elimle dokunduğum şey dolaptı hemen kapının bitişiğinde
elimle yukarıdan zemine doğru dolaştım ve elime soğuk bir metal hissi değdi evet anahtar bu
hemen çekip sıkıca tuttum.

Onun sesi olamaz...!
çarpmanın etkisiyle düşmüş olmalıydı ki
"Ne oluyor lan orda?
sesi gittikçe yakınıma geliyordu
hızlıca kalkıp kapıya doğru ilerledim anahtarı deliğe doğru uzatip koymak çok zordu karanlıkta her seferinde bocaliyorum.
"Hey dedim lan ne oluyor?"

Olamaz olamaz bir yandan sesiyle irkilirken bir andan da deli gibi kapıyı açmaya çalışıyorum.
ve işte sonunda delikten geçirdim tam anahtarı cevirecekken parlak ışıklar tüm zifiriyi korkunç aydınlığa kavuşturdu.
Ve karşımda duran bir çift yeşil öfke kusan gözlerle göz göze geldim.
zleri yuvarlarından çıkacakmış gibi bakıp" lan! !" diye bağırdı

Anahtarı sert bir hamleyle çevirip bedenimi kapıdan dışarıya zar zor attım.

Can Kırıkları Where stories live. Discover now