44. Bölüm

1K 82 22
                                    

Tüm geceyi kabusların kucağında geçirdim. Hepsinde de Celil vardı. Ve her seferinde de onu kaybediyordum. Sesim çıkmıyordu seslenemiyordum, ayaklarım gitmiyordu yürüyemiyordum. Sadece gözlerimin önünde yitip gitmesini izliyordum.

Doğru düzgün uyuyamadan sabahın köründe kalktım. Ev sessizdi, herkes uyuyordu henüz. Anneme mesaj attım ama görmedi. Büyük ihtimalle onlar da uyuyordu. Bu saatte gidip rahatsız etmek istemedim. Babam ne zaman uyanırsa o zaman gidecektim ben de.

Boş boş dolanmaktansa amcamlara kahvaltı hazırlamaya başladım. Aklımdan bir an bile Aliyeyi çıkaramıyordum. Acaba Celil'e de mesaj mı göndersem diye düşündüm ama vazgeçtim. Bir şey olduysa da onu ne kadar geç öğrensem o kadar iyi diye düşündüm. Yani kaçtım.

Birkaç saat sonra amcamla yengem uyandı ama Amber kahvaltıya gelmedi. Muhtemelen yediği azardan dolayı tavır yapıyordu. Çınar da meydanda yoktu. Yine kim bilir hangi içki masasında sabahlamıştı. Ama şu an kimseyi düşünecek halim yoktu.

Sofrada kimse konuşmuyordu. Amcam en sonunda bana nasıl olduğumu sormayı akıl edebildi diye düşünmüştüm ki meğer ağzını açma nedeni bu değilmiş.

-Nazenin ben bugün hastaneye gelemeyeceğim, şantiyeye uğramak lazım. Malum baban olmayınca her şey benim üstüme kalıyor.

Sesinde sitem vardı, sanki babam isteyerek hastalanmıştı.

-Neden amca? İbrahim bey yok mu? İşlerle çok ilgili olduğunu biliyorum. Hatta babam için pek çok ekstra iş yükünü de sırtlanmış durumda.

Sözlerim hedefini buldu ve bir an bozulduğunu gördüm. Yine de çabuk toparladı.

-Ne de olsa elin adamı, hiç benim gibi olur mu? Neyse hadi ben kalktım size afiyet olsun.

Sofrada yengemle baş başa kalınca ben de kalkıp yavaş yavaş masayı toplamaya başladım.

-Nazenin seni kim götürecek? Şuradan bir taksiye binersin istersen, amcan da çıktı.

-Merak etme yenge ben başımın çaresine bakarım.

Homurdanarak masadan kalktı. Sen git kendi çocuklarının ardını topla önce dememek için dilimi ısırdım. Her şeye rağmen onların ayarına inmek istemiyordum.

Telefonumun sesiyle birden irkildim. Celil miydi acaba? Koşarak gidip elime aldım ama arayan annemdi.

-Nazenin hemen hazırlan, İbrahim bey hastaneye gelirken seni de alacak. Beş dakikaya hazır olsun demiş babana. Hadi annecim.

-Anne ben kendim gelirdim, ne alaka şimdi? Adamı şoförüm yaptınız.

-Kendisi söyledi kızım, Nazenin hanım gelecekse ben alayım geçerken dedi, e baban da tamam dedi ne var? İyilik ediyor işte.

-Neyse tamam ben hazırım zaten.

Telefonu kapatalı beş dakika olmamıştı ki kapı çaldı. Gelen oydu.

-Günaydın Nazenin hanım, hazırsanız çıkalım.

-Çantamı alıp hemen geliyorum.

Arabaya bindiğimizde kendimi mahcup hissettim.

-Böyle hiç olmuyor, siz bırakıyorsunuz siz alıyorsunuz. Kendimi huzursuz hissediyorum.

-Neden? Zaten gideceğim arabamla eskitmezsiniz ya?

-Olsun yine de ben bir taksiyle giderdim.

-Sohbetim sizi bunaltıyor mu yoksa? Öyleyse elbette bir daha böyle teklifler yapmam.

-Yo hayır, tabi ki öyle değil. Rahatsızlık vermek istemiyorum sadece.

-Rahatsız olduğum falan yok. Sadece karnım aç, kahvaltı yapmadım.

VİCDANWhere stories live. Discover now