25. Bölüm

1.5K 106 16
                                    

Kendimi birden inanılmaz bir koşuşturmacanın içinde buldum. İlk defa böyle büyük kararlar veriyordum, evimi düzenlemek benim için kendi odam hakkında bile söz hakkım yokken mucize gibi bir şeydi.

Celil hiçbir şeye müdahale etmedi, tamamen ben seçtim. Her şeyi ona gösterdim, fikrini sordum ama hepsine bayıldı. Sanırım ne seçersem seçeyim aynı tepkiyi verecekti. Kendime ait bir şey yaratmamı istiyordu çünkü, rahat hissetmemi sağlamaya çalışıyordu.

Ben de kendi kendime söz verdim, o eve eski hayatımdan hiçbir şey sokmayacaktım. Orası bizim kalemiz olacaktı. Kimse giremeyecekti. Ben de başka biri olarak oraya taşınacaktım. Daha kendine güvenli ve cesur bir Nazenin olarak. Bir eve bu kadar anlam yüklemek doğru muydu bilmiyorum ama bunun bizim için bir başlangıç olmasını istiyordum. Tertemiz bir başlangıç..

Dün bu yoğunluk sırasında Celil ailesiyle nasıl mücadele ediyor bilmiyordum tabi. Hiçbir şey de anlatmıyordu. Birkaç defa Lale hanımı sordum ama geçiştirdi. Konu onlar olunca ağzını bıçak açmıyordu, ben de keyfimizi kaçırmak istemediğimden sormaktan vazgeçtim. Geçmişin gölgelerini evime sokmamaya kararlıydım.

Evi hemen hemen bitirdiğimiz akşam artık son kez gece kalmak için otele dönüyorduk. Yarın gece bu saatlerde kendi evimizde, kendi yatağımızda olacaktık. Arabada Celil çok neşeliydi, tabi ben de öyle. Birbirimize bakıp bakıp gülüyorduk.

-Her şey çok güzel gidiyor değil mi? Mutlu musun?

-Mutlu demek hafif kalır, uçuyorum.

-Seni hep böyle görmeyi hayal etmiştim, hep sana bu mutluluğu yaşatmayı istemiştim.

-Yaşattın işte, her şey tam istediğim gibi. Çünkü sen yanımdasın.

Elimi çekip öptü, uzun süre dudaklarından ayırmadı.

-Peki sen? Her şey hep benim istediğim şekilde oluyor ama sen mutlu musun?

-Sen bu hayatı hayal bile edemiyormuşsun ya ben kendime bir hayat bile düşünemiyordum ki. Ha bir ölü ha ben hiç farkı yoktu. Şimdi halime bak. Sabahları ıslık çalarak tıraş oluyorum, sonra bir an kendime bakıyorum. Ulan Celil sana neler oldu böyle diyorum. Dağ gibi adamı kendine çocuk gibi aşık ettin Nazenin.

Güldüm, onun üzerinde böyle bir etkim olduğunu duymak hoşuma gidiyordu, keşke sürekli anlatsaydı ama duygularını çok fazla söze dökmüyordu. Ben biliyordum sadece, gösterişli değil de içten bir aşk taşıyordu bana.

-Yarın kaçta geliriz evimize?

-Sabah bir işim var, oradan direkt seni alırım. Öğleden sonrayı bulur.

-Çok geç.

-Asma suratını, hayatın o evde geçecek merak etme.

-Aklıma bir şey geldi ama kabul etmezsin.

-Söyle, edeceğimi biliyorsun.

Çocuk gibi şımarıklık yapıyordum ve beni her halimle çekiyordu. Kendi kendime ben bile inanamıyordum, böyle şeyler yapabileceğimi hiç bilmezdim.

-Beni eve bıraksa şoför sabah, ben evde sana yemek hazırlasam ve ilk gün kapıyı sana ben açsam olur mu?

Yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı.

-Hem de nasıl güzel olur.

Nihayet istediğimi almanın huzuruyla arkama yaslandım. Başımı çevirip yol boyu onu izledim. Görmekten asla bıkmayacağım bir manzaraydı.

Sabah Celil'in öpücüğüyle uyandım, bugün o gündü. Birazdan evimize gidip onun için hazırlanacaktım.

-Günaydın, ben çıkıyorum şimdi. Öğleden sonra evde görüşürüz. Güzel yemekler yap kurt gibi aç geleceğim.

-Tabi, seni aç bırakır mıyım hiç?

İmalı bir gülücükle kapıdan çıktı, tam kapı ağzında bir öpücük yolladı bana, o kadar umut dolu bir görünüşü vardı ki, öyle mutlu görünüyordu ki korktum. Bunu kaybetmekten deli gibi korktum.

Aslında korkumun nedeni gece gördüğüm kabustu ama tam olarak ne olduğunu hatırlayamıyordum. Zihnimi zorladım fakat yalnızca Celil'e dair bir korku, ölesiye bir korku yaşadığımı hatırladım.

Bunu görmezden gelmeye karar verdim, keyfimi bir şey kaçıramazdı. Kahvaltıdan sonra saat on gibi kapı çalındı, şoför beni almaya gelmişti muhtemelen. Bu saatlerde gideceğimizi söylemiştim çünkü.

Kapıyı açarken bir yandan da montumu giyiyordum. Ama karşımda gördüğüm insan şoför değildi, kolum bile havada kalakalmıştım.

Gelen Aliyeydi.

-Rengin attı, korkma sana bir şey yapacak değilim.

Yine sesim çıkmadı.

-Beş dakika bir şey konuşup gideceğim. Kavga etmek gibi bir niyetim de yok merak etme.

İçeri girdi, ben de kendimi koltuğa attım. Karşıma oturdu.

Odaya şöyle bir göz gezdirdikten sonra konuşmaya başladı.

-Demek seni buraya getirdi. Rahat edememişsindir ama duyduğuma göre yeni bir eve taşınıyormuşsunuz.

Evet diyebildim sadece.

-İyi, güzel. Bir daha bizim eve gelemezdin tabi. Celil sana bir peri masalı yaşatmaya çalışıyor belli ki.

-Yaşatıyor da.

-Muhakkak. Benden de ayrılacağına göre, artık nikahı da basar sana.

Bu kararından haberim yoktu ama eninde sonunda olacaktı zaten, Aliyeye söylediğini bilmiyordum. Acaba ne tepki vermişti?

-Her şey çok güzel kusursuz gözüküyor. Gerçekten de bir peri masalı gibi. Ama sadece şunu merak ediyorum. Çocuk yapmamaya nasıl ikna etti seni? Yoksa sen de mi istemiyordun?

Bir an ne dediğini algılayamadım. Ama o kısacık anda onun yüzünde bir şey aydınlandı. Yakalamıştı işte, bir şeylerden haberim yoktu ve onu görmüştü. Hemen üstüne atladı.

-İnanamıyorum haberin yok mu? Celil sana söylemedi mi? İşte şimdi gerçekten şaşırdım.

-Celil'in çocuğu olmuyor.

Sesim hiç kendinden emin çıkmamıştı. Kahkahası kulağımı tırmaladı.

-Sahiden mi? Yalandan kim ölmüş. Celil'e bak sen, ahlak abidesi gibi dolaşırken daha karısı olacak kadına bunu bile söyleyemiyor. En azından bana açık açık söylemişti.

-Neyi?

Sesim o kadar zor çıkıyordu ki, ve bu halimden öyle keyif alıyordu ki gözümle görebiliyordum.

-Celil'in çocuğu gayet de oluyor. Hiçbir sorunu yok, çocuğu yok çünkü öyle bir niyeti hiç olmadı. Daha evlenirken bana asla çocuk yapmayacağını söyledi. Kabul ettim, her şeyi bilerek evlendim onunla. Ama bunu sadece ikimiz biliyorduk. Lale hanımdan bile sakladık. Celil baba olmak istemiyor hatta bundan kaçıyor. En büyük korkusu diyebilirim. Ama hani sana böyle deli divane aşık olunca senden bir çocuğu olsun ister belki diye düşünmüştüm. Baksana haberin bile yokmuş. Kandırmış seni kızım anlayacağın. Neyse en azından öğrenmiş oldun iş işten geçmeden.

Yerinden kalktı beni enkaz halinde bırakarak kapıya doğru gitti.

-Hadi sana kolay gelsin, yeni evin de hayırlı olsun.

Elimde evimin anahtarı, harflerimizi avucuma bastırarak dakikalarca öyle kaldım. Anahtarı kaldırdığımda avucumu kestiğini gördüm. İncecik bir kan sızıyordu.

(15 beğeni sonrasında yeni bölüm gelecektir, herkese iyi okumalar ♥️)

VİCDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin