976 98 69
                                    

Sırtındaki dikiş izi henüz tazeyken, tökezleyerek yürüyen beden doktorun deney odasına girmişti. Korkuyor ve canı acıyorken etrafına bakınıyordu tedirgin mavi gözlerle. Hyunjin yarısına kadar cam olan duvarın ardından görüyordu onu. Cama ellerini yaslamış ve bakmıştı içeriye. Etrafına bakındı ve aslında hapsedilmiş olanın kendisi olduğu gördü. Bir odanın içindeydi ve tek görebildiği şey Yongbok'un bulunduğu deney odasıydı.

Hyunjin camı kırmak için bulunduğu boş odada bir şeyler ararken doktor, Yongbok'un bulunduğu deney odasına girmiş ve sandalyede oturan çocuğun korkusunun daha da artmasına sebep olmuştu. En fazla 16 yaşındaydı zayıf beden. Fazlasıyla belli ediyordu korktuğunu.

Hyunjin doktorun odaya girdiğini gördüğünde cama yaklaşmış ve onları izlemeye başlamıştı. Kalbi korkuyla çarpmaya başlamıştı. Cama vurdu. Doktor eline eldivenlerini giymeye başlamıştı. Hemşirelere çocuğu sandalyeye bağlamalarını söyledi. Çaresizleştiğini hissediyordu.

Zayıf beden kolları ve boynu demir tasmalarla sandalyeye bağlanırken çığlık atamamıştı. Sesini çıkarırsa öldürüleceğini düşünüyordu, ölümden korkuyordu. Ölüm dolu bir yerdeyken ölmekten korkuyordu. Hyunjin ise onu kurtaramamaktan korkuyordu, içi daralıyordu. Yumruğunu vurdu kalın cama. Bu sadece elinin acımasını sağlamıştı. Bağırdı Hyunjin.

Yongbok onun bulunduğu tarafa bakmıştı dolmuş gözleriyle. İri gözler kendininkilere bakarken, onun güzel mavi gözlerini koruyabilmeyi istemişti Hyunjin. Onu kurtarmak istemişti tüm bunlardan. Yumrukladı camı bir kez daha.

"SİKTİĞİMİN DELİSİ DUR!"

Doktor elindeki enjektörle duraksamış ve başını çevirerek Hyunjin'e bakmıştı. Ardından ise başını yeniden sandalyeye hapsedilmiş çocuğa çevirmişti. Ona yaklaşmış ve iğne olmayan eliyle onun çenesini tutmuştu. Yongbok başını geriye çekmeye çalışırken nefes almayı bırakmıştı.  Gözleri korkudan titriyordu. Gözlerinin odağını çevirerek Hyunjin'e bakmaya başlamıştı yeniden. Bakışlarından okunuyordu yardım istediği. Hyunjin'e yalvarıyordu sessiz cümleleriyle onu kurtarması için.

Hyunjin eğer onu şimdi kurtarmazsa bir daha gözlerinin içine bakamayacaktı, bunu biliyordu. Onun karanlığa gömüleceğini biliyordu. Yumruklar atmaya devam etti cama. Bağırdı boğazı yırtılırcasına. Bir faydası yoktu. Sadece seyirci olmak için oradaydı, her seferinde olduğu gibi yine sadece seyirci olacaktı onun acısına.

Doktor elindeki enjektörün ucunu sandalyedeki çocuğun sağ gözüne yaklaştırmıştı. Bir hemşire Yongbok'un göz kapağını gözleri açık kalsın diye parmaklarıyla yukarıya doğru bastırıyordu. Gözleri kırpamadığı için yanmaya ve dolmaya başlayan çocuk yutkunmuştu. Doktor iğnenin keskin ucunu onun gözünün beyaz kısmına batırmıştı. Yongbok hissettiği acıyla irkilmişti. Doktor enjektörün pistonunu ittirerek güzel gözleri kirletmeye başlamıştı, annesi o gözlerine bakmaya bile kıyamazken bu adam onlara zehir vermişti. Yongbok gözlerindeki yoğun acıyla çığlıklar atmaya başlamıştı. Öylesine canı acıyordu ki nefesi çığlığı esnasında boğazında tıkanmıştı.

Gözlerinin beyazına kırmızılık yayılırken tüm ilacı uygulamıştı doktor. Sonrada beklemeden diğer gözüne uygulamaya başlamıştı. İğnenin girdiği kısımdan sızı şeklinde kan süzülmeye başlamışken Yongbok o gözünü kapamıştı. Hyunjin camın arkasından ağlıyor ve yumruklar atıyordu cama. Bağırışlar salıyordu o da. Onu kurtaramamıştı karanlığından. 

Hyunjin onun sandalyeye geçirdiği tırnaklarını ve çırpınışlarını izlerken kendisini öldürmek istemişti. Kalbinde bir acı hissediyordu Hyunjin. İlk defa onun kör edilişine bu kadar detaylı şahit oluyordu. Bunu izlemek onun bile kaldıramayacağı kadar acı verici bir şeyken Yongbok'un küçük bedeninde hissettiği acıyı tahmin bile edemiyordu. Eğer öleceği pahasına da olsa Yongbok'u bu imha kampından kurtarma ihtimali olsaydı düşünmeden yapardı bunu.

Hemşireler ayakta duramayan ve gözlerini açamayan çocuğu odadan çıkartırken doktor eldivenlerini çıkartmış camın önüne geliyordu.

"Gözlerinin siyah olmasını istiyorum."

Camın tam önünde durmuştu.

"İnsanlar saçlarının rengini basit bir boyayla değiştirebiliyorsa gözlerinin rengini niye değiştiremeyesin ki?"

Doktor gözlüklerini düzeltmişti.

"Eğer deneyim başarılı olursa bu tarih kitaplarına geçecek."

"Onu bile bile karanlığa hapsediyorsun. Kör olacağını biliyordun!"

Hyunjin sinirle söylemişti. Tüm gücüyle yumruk atmıştı cama. Her bir zerresinde hissediyordu öfkeyi.

"Evet biliyorum. Bunu eğlenceli kılan da risk oranı. %99 kör kalacak."

Doktor cama yaklaşmıştı gülümserken.

"Ama ya o %1 ihtimal gerçekleşirse?"

Doktor önlüğünü düzeltmiş ve deney odasından çıkmıştı.












Sabredemediğim için ikinci bölümü de hemen saldım. Bölümlerin hepsi tamamlandı ve toplu yayınlayasım var.

Auschwitz // HyunlixWhere stories live. Discover now