✒ | Back up and delete

63 8 2
                                    

"Işık peşinde olan bir yıldızın
çevresindeki yıldızları da beraberinde yok etmeyeceğini nereden bilebilirsin ki?"

...

Binasının bodrum katındaki kömürlüğünde sakladığı birkaç yedek bilgisayar malzemesini poşet şeklinde alıp oradan dışarı adımını attı artı birkaç malzeme ile.

Şanslıydı ki bodrumdaki kömürlük odacıklarına çıkan ana kapıda hasar vardı ve kendi kiralık evinin kırık kapısına ulaşabiliyordu.

Sırf binaya girdiği için de ev sahibine hesap verecek değildi ya? Tek sorunu uzun zamandır kira ödememesiydi ne de olsa.

"Eveeet. Yaşlandın he?"

Binadan çıkıp yakınlardaki parkın çardaklarından birisine geçmesinin ardından masanın üzerine yanında getirdiği çantayı ve poşeti yan yana dizip ek olarak aldığı birkaç tamirat malzemesini de masanın üzerine çıkarttı.

Neyse ki perti yere düşüp kırılmak yerine eskiliğinden çıkmış olan bilgisayarı tamir edilebilirdi.

Lâkin yaşlılığından dolayı insan gibi ayaklanıp yakınabilirdi eğer canlı olsaydı.

Laptobun önce iç kasasını, ardından ön gövdesi ve ekranından çerçevesi ile kırılmış ekranını çıkartmasının ardından kartları da hassas bir şekilde diğer yana koyup hasar görmüş bütün parçalarını kendilerinden daha yenileri ile değiştirdi.

"Buraya kadarmış. Bir süre ayrı kalacağız."

Laptobun çalışıp çalışmadığını, içinde herhangi bir bilginin kalıp kalmadığını kontrol ettikten sonra tamamen çalışır ve iş görür vaziyette olduğunu kavramış, tekrar kendisi açmamak üzere ekranını siyaha gömmüştü.

Birkaç senedir kendisine oldukça yararı dokunmuştu elindeki cihazın. İster zamanında çektiği anıları oraya aktarmak için, ister karanlık işlerine sağ el olmak için, ister de araştırmalarına birer öğretmen olmak için elinden geleni yapmıştı bu yaşlı ihtiyar.

Ne yazıktır ki her şeyin bir sonu vardı. Hem kendisi, hem de yanına alınan birkaç değerli eski plak koleksiyonu biraz miktar da olsa satılmak için yerlerini almıştı bile...

Okula gidip de dünkü dediği gibi, o çok sevdiği voleybol antrenmanına katılmak yerine yaşamının kolaylığı ve bir süre siber gözlerden saklanmak için elindeki bazı şeylerden kurtulmaya karar vermişti tam da yürürken sokakları bir radar kamerası gibi tarayan gözlerin sahibi.

Ve işe ilk olarak suç silahından kurtulmakla başlamalıydı.

İnternetteki bilgiler kolay kolay silinmezdi. Bir süre kendisini yine de gizleyebilirdi gözlerden.

Birkaç ikinci el elektronikçiyi gezmesinin ardından en sonunda bulduğu dükkana bu ayın kirasının yarısı kadarını karşılayacak miktara sattıktan sonra elinde kendisine değerli birisi tarafından emanet bırakılan plakları satmaya gelmişti sıra.

Değerleri eski aylardan kalan kira borçlarını ödemek için haliyle yeterdi. Oturduğu ev bakımsız, yaşam ihtiyaçlarını sınırı sınırına kapatan basit bir alandı işin sonunda, kirası da kendisi kadar azdı...

Bulunduğu şehirde yürümelik yolda fazla antikacı bulunmadığından ancak iki dükkanı gezebilmiş ve fiyatı en uygun olan yere satıvermişti basit şeylermiş gibi.

Yine de içinde pek sık oluşmayan bir kasvet oluşmuştu plakları verdiğinde, ki bilgisayarını bile satarken bu kadar kasvet hissetmemişti.

Küçüklüğünde yanında kaldığı bir tahta oymacısından almıştı onları aslında.

Kendisine karşın çok sevgi doluydu ve yanında onun adına daima bir yeri vardı.

Annesi ve babasını pek tanımazdı. Eh, yaşlı amca da kendisini şakasına leyleklerin getirdiğini söylerdi ona.

Bir-iki yıl öncesine kadar tıpkı kendisini leyleklerin getirdiğini söylemesi misali uykusunun çok olduğunu da zor bela inandırmıştı Rintaro'ya.

Sonsuz bir uykuya daldığında ise inanılacak yalanlar silinivermiş gibiydi yeryüzünden...

Bir araya getirdiği paralardan bir kısmını bir aylık birkaç ufak ihtiyacı için kendisine ayırdı ve diğerlerini zarflayıp çantası içine attığı kalemle notunu yazdı.

"Geciken bir aylık kira ve önceki aylardan kalan kira borçları burada."
- No 12/21 Rintaro Suna

Eline aldığı para zarfını pek üşenmeden kiracısının manav dükkanına giderek manavın bağlı olduğu bina postasına attı ve oradansa çıkış saati olan okuluna doğru yürümeye başladı, belki de bir daha uzun bir süre boyunca cevap verme olasılığı olmayan gök grileri görmek adına.

Mesajını almıştı fakat ne yazacağını bilse bile bir süre onun düşünmesi için zaman tanımıştı ona.

Tam da tanıdığı zamanda da gözlerine yeni açılmış bir dükkanının mesajı yansıdı.

"Kasiyer ve garson aranıyor.
Çekinmeyin, gelin konuşalım."
- Roselia Pastanesi

𝐇𝐢𝐝𝐝𝐞𝐧 𝐈𝐧 𝐍𝐮𝐦𝐛𝐞𝐫𝐬 | 𝐒𝐮𝐧𝐚𝐨𝐬𝐚Where stories live. Discover now