8

60 8 73
                                    

"ne diyon am?" diyerek bana anlamsız bakışlar atan kıza dönüp, gözlerimi kapatarak "maalesef" demiştim.
bunu gördüğünde gülerek -muhtemelen sinirden gülüyordu- elinde tuttuğu kulaklığı ağzına götürmüştü. kulaklığın uçları ezildiğinden tüm gün onu kemirdiğini düşünmüş ve yüzümü ekşitmiştim.

"ne? nasıl yani? böyle bir şey imkansız, daha yeni test yaptırdım." diye söze atlayan yakışıklı bayan konuşunca, taehyun kolumu çekiştirip "hayatım, eğer gerçekten böyle bir şey varsa sıçtım, sıçtın, sıçtı" demişti. ben cevap vermeyince "hatta sıçtık, sıçtınız, sıçtılar."
diyerek sözünü bitirmişti.

açıklama yapma gereği duyarak elimi saçıma götürüp "bilmeyenler için söylüyorum, buraya test yapmak için gelmiştik. ve testimiz pozitifmiş. yani ben, kai ve taehyun koranayız. aynı zamanda şu yakı-" yanımda taehyun olduğunu hatırlayıp cümlemi düzelterek "şuradaki bayanda korana olmalı." demiştim.
"o kadın mıymış?" diyerek şaşkınca soran kai'yi kimse umursamamıştı.

"olmasa bile artık korona" diyen küçük kıza baktığımda, omuz silkip "köpeğinizi öptüm." demişti.
"neee!" diyerek taehyun'la aynanda kai'ye baktığımızda panikleyip "NE? HAYIR!yani evet ama... HAYIR yanii aslına bakarsanız.." diyerek ağzında bir şeyler geveleyen kai'nin ağzını kapatmıştım. "şşş şu anda ne söylersen inanırım."
"bön köpök döğölöm."
"inanmazmışım."
taehyun lafa girip "aslına bakarsanız ben şu kızın kai'nin bizim köpeğimiz olduğunu nerden bildiğine şaşırmıştım."
"görmüyor musun o da köpek." dememle bu seferde yeşil canavarın götündeki saksı lafa girmişti. "SEN KİMİN KIZISINA KÖPEK DİYORSUN LAN İT?!"

açıkça söylemek gerekirse kimsenin onu ciddiye aldığını düşünmüyordum. çünkü ıı nasıl anlatsam... sesi çok şeydi.. şeyy...
"cırtlak mı demek istedin?"
"ah, evet." saksının dediğiyle onu onaylamıştım.
"bi dakika ne!?" içimden söylediğim şeye cevap mı vermişti o? yoksa dışımdan mı söylemiştim? her neyse... sanırım şu an da bunu umursamayacaktım çünkü kendini biliyor olması iyi bir şeydi. yine de kırılgan bir saksıya benziyordu ve ona böyle dediğim için kendimi suçlu hissetmeme engel olamamıştım. ayrıcaa camdan olduğu için kırılgan dediğimi düşünmediniz herhalde?

buna kimse inanmadı beom.

susar mısın yeonjun hyungun iç sesi. ayrıca... benim iç sesim nerede?!

yeon bile bana sus demiyor orospu çocuğu. ayrica iç sesini yeonjun'un yanına fisekledim. hep aynı yer sıkıcı oluyordu.

"pekalaaa sanırım şimdi de şizofrene bağladık." kai'nin dediğiyle yakışıklı bayan, "aslına bakarsan zihin okuyabiliyor." demişti.
kai, "evet ikinci bir şok geliyor şu an"
diyince merakıma engel olamayıp
"hey size ne diyeceğim. tanışsak mı artık ya?" demiştim içimden geçen WTF AMINAKOYAYIM gibisinden lafları siklemeden.
tae'de "bence onlar yeonjun hyungun yanına götürelim. soobin'in yanına gideceğini söylemişti. hem tanışırız hem de her şeyi öğreniriz." diyince onları da ikna edip soobin'in evine doğru yola koyulmuştuk.

YEONJUN

soobin'in evine yolda milyonlarca sex yapma hayalleri kurarak gelmiştim. ama tahmin edin bakalım kim şu anda anime simülasyonoynuyor ve ne yaparsam yapayım beni takmıyordu. tek yaptığı anime kızlarının elinde tuttuğu şeyleri yere düşürerek götlerine bakmaktı. ONLAR GERÇEK BİLE DEĞİLDİ BE!
ben burada onun dikkatini çekmek için bin bir türlü şey yapmıştım. götümün bir kenarına kendimi diğerine onu çizip öpüştürmeye bile çalışmıştım. daha ne yapayım söyleyin bana arkadaşlar?

AWTF |YEONBİNWhere stories live. Discover now