9~karanlık tünel..

50 8 3
                                    

Deva ve Acar'ın görüşmesi, devanın gözlerindeki hayal kırıklığı hiç aklımdan çıkmadan Esma'yı halama götürdüm. Ama kapıda halamla karşılaştık. Oda çıkıyordu. Ona boş boş bakarken konuştu.
"Hayırdır? Niye buraya getirdin?"

Esma'ya baktım. Evine getirmiştim. Nereye getirecektim ya?
"Anlamadım.." dedim.

"Oğlum size yemeğe gelecektik ya hani bu akşam, o yüzden Esma'yı sen aldın ya.. unuttun mu?"

Tamamen aklımdan çıkmıştı. Boşu boşuna yolumu da uzatmıştım.
"Aklımdan çıkmış.." dedim başımı kaşıyarak.

"Neyse artık beraber size geçeriz" dedi halam. Bu sırada kapıdan sırma ile Ebubekir de çıktılar. Sırma da beni görünce şaşırdı.
"Ne oldu sen niye geldin?"

Sırma eniştemin halamdan önceki ilişkisinden olan kızıydı ama annesi küçükken vefat etmişti halamla büyümüştü. Birlikte büyümüştük aramızda 4-5 yaş vardı. Gerçek kuzen değildik ama gerçek kuzen gibiydik. Büyüdüğümüzde İslami sınırlar içerisinde görüşmelerimizi kısıtlamıştık ama yine de sırma benim arkadaşım, kardeşimdi. İlkokul da ona sarkan adamla ben kavga etmiştim. Bende ortaokulda babamdan gizli aldığım oyunları saklamak için onunla işbirliği yapmıştım. o evinde saklamıştı. Ben istedikçe gidip ondan alıyordum. o yüzden sırma Beyza ve umuttan sonraki üçüncü kardeşimdi. Kan bağımız yoktu ama candan kardeşimdi. Beni kapıda görünce oda şaşırmıştı. Benim yerime halam cevapladı.
"Bizim onlara gideceğimizi unutup Esma'yı bize getirmiş."

Sırma benim halime güldükten sonra Esma'yı sevdi. Ardından da yola çıktık. Eniştem ofisten geçeceği için biz yürüyecektik. Yürürken bir şeyler konuşuldu ben çok fazla konuşmadım. Sorulursa cevap verdim. Halam ve sırma kendi aralarında konuştular. Eve kadar geldik. Üşümüştük. Ben eve girdiğim gibi ellerimi bir peteğe dayadım. Annem de benim halamlarla beraber gelmeme şaşırdı. Konuşmamıza göre ben Esma'yı hifalardan alıp eve geçecektim. Halamlar da evden buraya geçecekti. Annem neden geç kaldığımı sorunca halam cevapladı.
"Oğlun bu akşam size geleceğimizi unutmuş."

Annem tabakları masaya koyarken cevap verdi.
"Onda bir leylalık var bu aralar ama, hadi bakalım.."

"Ne alaka Allah aşkına?" Diye söylendim.
"Çalışıyorum ben. Şu çocuk çok yoruluyor hafızasını kaybediyor demiyorsunuz da, ettiğiniz laflara bak.."

Halam yanıma gelip yanağımı sıkarken şefkatle konuştu.
"Tamam kızma halasının kuşu.. inanıyoruz yorgunluktan olduğuna.."
Ciddi mi ima mı yapıyor anlamadım ama üzerinde de durmadım. Bir şey düşünecek halim kalmamıştı.

Babam yukarıdan inip Ozan eniştem de 10 dakika içinde gelince sofraya oturduk. Yemeğin yarısında telefonum çaldı. Acardı. Sesini kısıp cebime geri koydum. Açmadım. Ama 3 kaşık daha almıştım ki, bir daha çaldı. Yemekte bakışların hafiften bana yöneldiğini hissettim ama aldırış etmedim. Telefonumu titreşime aldım. Üçüncüye de cebimde titremeye başlayınca yemeğimi hızlıca bitirip kalktım. Müsade isteyip odama geçtim. Acar üç kere aramıştı. Muhtemelen bana olanları anlatacaktı.
Şu anda da hiçbir şey görmemiş gibi onu dinleyecek durumda değildim. Telefonumu kapatıp odama koydum ve aşağıya misafirlerin yanına imdim. Sırma açık mutfakta, çarşafıyla çayları dolduruyordu. Su içmeye mutfağa geçince karşılaştık.
"Konuştun mu hayranınla" dedi.
"Yemekte baya aradı. Titreşimi de duydum."

Hafifçe yaklaşıp sesimi kıstım.
"Şşş.. babam yakın zamanda bana evlilik ile ilgili yakınmaktan vazgeçti. Aman diyim uyandırma.."

Hafifçe güldü. Elindeki çaydanlığı ocağa bırakıp içeri geçti. Bende ardından geçtim. O akşam hep beraber oturup çay içtikten sonda halamlar evlerine gitmek için çıktılar. Bende biraz hava almak için çıktım. Temiz hava muhakkak iyi gelecekti. Çok ilerlemeden ilk bulduğum banka oturup gözlerimi kapatıp derin nefesler almaya başladım. Havanın soğukluğu içime saplanıyordu ama sanki içimde yeni yanmaya başlayan öyle güçlü bir alev vardı ki, soğuk hava o alevin içinde eriyip gidiyordu. Bir kaç derin nefesten sonra yanıma birisi oturdu.kim olduğuna bakmadım. Kimse ile konuşacak arkadaşlık kuracak günümde değildim.

Sevgili dost..Where stories live. Discover now