18. Bölüm : Cezaevi

616 65 56
                                    

"Off, acıyor."

"Bakayım." Niall, okuldan çıkar çıkmaz sızlanmaya başlamıştı. Monica onun çenesini tutup yüzünü kendisine çevirdi ve dudağının kenarıyla yanağına kaşları çatık bir şekilde baktı.

"Sana gelen yumruğa pata küte atlarsan böyle olur tabii!" Diye azarladı bizim sarı kafayı. Niall ise dudağını büzmüş, küçük çocuklar gibi bakıyordu Monica'ya.

"Gel, şurada eczane var." Diyerek çocuğu çekiştirmeye başladı Monica. "Ay, dur!" Niall'ın ayağı dengesini sağlayamadığından dolayı birbirine dolandıktan ve son anda düşmekten kurtulduktan sonra Monica ile uzaklaştılar.

Ben onların arkalarından kahkaha atarken Harry de gülümseyerek beni seyrediyordu. Sonra bir anda surat ifadesi ciddeleşti ve omzuma sertçe yumruğunu geçirdi. "Napıyorsun be hayvan herif!" Sokağın ortasında bağırırken elimle omzumu ovuyordum.

"Öldüm öldüm dirildim amına koyayım." Diye söylendi sesli bir şekilde. Sonra da beni kendisine çekip sıkıca sarıldı.

Dandik herif.

Kokumu derince içine çektiğini fark ettiğimde gülümsedim. Ben de ona sıkıca sarılıp gözlerimi kapattım. "Buradayım, sorun yok."

"Ben gece kabus görüp uyanan kardeşin değilim Louis. Verdiğin teselliye bak." Dediğinde ikimizde sarsılarak gülmeye başladık.

Bedenimi bedeninden ayırdım. Ardından yan yana eve doğru ilerlemeye başladık. "Verdiğimiz cevabı da beğenmiyorsun artık." Deyip sırıttım.

"Eve uğrayacağım, duş alıp üstümü değiştirmem lazım." Dedi biraz sonra düz bir ifadeyle.

"Duşu bizde alırsın. Kıyafetlerini alsan yeter."

"Ama öyle olma-"

"Şşşş, bölme abinin lafını." Dedim kendimi bilmiş bir şekilde. Gülerek bana omuz attı.

"Abiye omuz atılır mı it herif?" Deyip ben de var gücümle ona bir omuz attım. "Koparsaydın kardeşim." Ağzını açıp omuzunu ovaladı.

"Hiç yakıştı mı kardeş lafı ağzına." Deyip onu omuzlarından yakalayıp durdurdum. Boş sokakta kimse bizi izliyor mu diye baktıktan sonra sert bir öpücük bıraktım dudaklarına. "Bu, neyin olduğumu hatırlatır belki." Dediğimde alt dudağını dişledi.

"Ulan Louis, sen adamı delirtirsin."

--

Evinin önüne geldiğimizde bozuk kapıdan geçtik. Ardından dairenin önüne geldiğimizde cebinden tek bir anahtar çıkarıp kapıyı açtı.

İçeri girdiğimizde leş gibi bir koku burnumu istila etti. Parmaklarımla burnumu tıkadığımı gören Harry hemen odalara baktı. Ben de onun peşinden baktığımda babasını koltukta sızmış, etrafında da onlarca bira şişesini ve boş ambalaj poşetlerini gördüm.

"Piç herif." Diye söylenince kendi kendine, şaşkınlıkla ona baktım.

"Burada dur." Dedi bana kapısı kapalı olan bir odaya girerken. Hemen girip tekrar kapadı kapıyı. "Altın saklıyor sanki amına koyayım." Göz devirip duvara yaslandım.

Birkaç dakika sonra gözlerimi kapamış, içimden bir şarkı mırıldanıyordum ki yabancı bir ses duydum. "Sen kimsin?" Biraz yakınımda duran Harry'nin babasına baktım. "Ben şey-"

"Onun orospularından birisin değil mi?" Şokla gözlerim büyüdü. Adamdan biraz tırsıyordum ama bu kadarı fazlaydı. "Laflarına dikkat et bey amca!" Sert bir tonda uyardım adamı.

Sarmaşık | Larry Stylinson | TR versionDove le storie prendono vita. Scoprilo ora