• luna, stop! •

960 122 144
                                    

Arkadaşlar hikayeye geçmeden kısa bir şeyden söz etmekten istiyorum bundan bir bölüm öncesinde sizden tek isteğimin hayalet okuyucu olmamanız olduğunu söylemiştim ve siz de öbür bölümlerdsn daha çok oy vermiştiniz. 30 oy. Ama bir sonraki bölümde yine aynı kaldı. Belki de zamanla daha çok olur ama her bölüm bu yazıyı tekrar yazmak istemiyorum. Lütfen sadece hayalet okuyucu olmayın. Bu benim yazma hevesimi etkiliyor. İyi okumalar...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sözlerini bitirdiği anda ağlarını fırlatıp dışarı çıktı. Onun ardından geri dönmesi için bağırırken o çoktan gölgelerin arasına karışmıştı. Arkasında ise bir adet yanlış anlaşılmış Sarah bırakmıştı.

Pencereden bir süre dışarıyı seyrettim.  Henüz sonbaharın etkisini göstermediği ılık havada hafifçe esen rüzgar yüzüme çarparken gözlerimi kapattım ve düşündüm. Onun bana söylediklerini, benim ona söylediklerimi... Garip hissediyordum. Bir yanım boşver ondan kurtuldun işte artık daha rahat bir şekilde etrafı araştırabilirsin diyordu. Öbür tarafım git bir şekilde May Hala'nın evini bul ve bütün bu olanların bir yanlış anlaşılma olduğunu suratına haykır diyordu. İkinciyi her ne kadar istesem de yapamazdım. New York gibi büyük bir şehirde May Hala ve Peter'ın evini bulmak samanlıkta iğne aramaya benzerdi.

Gözlerimi yavaşça açtım ve derin bir nefes verdim. Son bir kez karanlığa içine doğru baktım. Belki gitmemiştir beni gizlice izliyordu diye. Sonra bu düşüncenin ne kadar saçma olduğunu fark ettim. Ben Gwen değildim. Ben Mary Jane değildim. Ben bu gerçeklikten bile değildim. Ben Sarah Clark'tım.  Yanlışlıkla bu evrene shiftlenmiş bir kız. Buraya ait değildim. Buraya bağlanmamalıydım. Birine bağlanmamalıydım.

Pencereden geri çekildim ve camı kapatıp perdeleri çektim. Yatağın içine girip uyumak için gözlerimi kapattım. Her ne kadar uykum kaçmış olsa da uyuyana kadar gözlerimi açmadım.

Bundan sonraki birkaç gün oldukça boş ve anlamsız geçti. Depresyonda gibiydim adeta. Peter dediği gibi ortalarda gözükmüyordu. Vanessa ise olanlar hakkında konuşmamak için beni her gördüğü yerde resmen kaçıyordu. Bense birkaç gün kafamı dinlemeye ve olaylara ara vermeyi düşündüğüm için çok takılıyordum. Gizem çözmeyi şimdilik erteleyebilirdim. Okulda ise genel olarak tek başıma takılıyor, derslerde pek aktif olmuyor sadece günün bitmesini ve bir an önce yatağıma ulaşmayı düşlüyorum.

En sonunda haftanın son günü olan cuma sabahı alarm çaldığında kendimi kelimenin tam anlamıyla bomboş hissediyordum. Gözlerimi açmadan elimle telefonu bulmaya çalıştım. Birkaç şey devirdikten sonra en sonunda telefonu elime alabildim. Kafamı yastıkta kaldırıp bir gözüm kapalı bir şekilde alaramı kapatıp saate baktım. Saat yediydi. Şimdi kalkıp hazırlanmam, kahvaltı etmem, Vanessa'yla artık olanlar hakkında konuşmam ardından da okula gitmem gerekiyordu. Tüm bu işler birden gözümde dağ gibi büyümüştü. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Tek yapmak istediğim yatakta kalıp uyumaktı. Acaba Vanessa'ya kendimi kötü hissettiğimi söyleyip bugün okula gitmesem mi diye düşündüm. Ama onda buna inanacak göz yoktu.

Poflayarak yatakta doğruldum. Üşengeç hareketlerle ayağa kalkıp hazırlanmaya başladım. Üstümden çıkardığım pijamaları zeminde bıraktım. Üstümü
giyindikten sonra saçımı gelişigüzel bir şekilde topuz yaptım. Topuzdan daha çok yanlış biçimde konulmuş pasta kremasına benziyordu ama umrumda değildi. Şifonyerin üstündeki telefonu alıp cebime soktum. En sonda çantamı sırtıma geçirerek arkamda bir enkaz bırakmış halde odadan dışarı çıktım. Şuan kafama silah dayasalar bile odayı toplamak yerine kıpırdamadan bekleyerek tetiği çekmelerini beklerdim.

Merdivenlerden aşağı inmeden önce koridordaki aynadan halime baktım. Birini ne kadar yorgun olduğumu anlaması için benimle konuşması gerekmiyordu. Sadece dışardan bakarak bile bok gibi bir ruh hali içerisinde  olduğumu anlayabilirlerdi. Aynadaki görünüşüme yumruk atma isteğimi bastırarak merdivenlere ilerledim. Basamaklardan inerken aniden başımın dönmesiyle hemen yanımdaki merdiven korkuluğuna tutunmasaydım şuan merdivenlerden yuvarlanıyor olucaktım.
Kendime gelmek için suratıma okkalı bir şekilde vurdum.

Wrong Peter ParkerNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ