•yes peter you can come•

1K 112 44
                                    

Oy verip düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Her bir bildirim beni daha çok yazmaya itiyor. İyi okumalar^^
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kim yırtmış olabilirdi?

Gece yırtık olan sayfayı gördükten sonra gerginlikten dudaklarımı ısırarak saatlerce kim olduğu tahmin etmek için kafa yormuştum. Kim yırtmış olabilirdi ki? Kimin aklına böyle bir şey gelmiş olabilir ki? Kim neden böyle bir şey yapmış olabilirdi? Ama tabiki hiç kimse aklıma gelmemişti. Ben gece geç saatlere kadar bunu düşünmeye dalmışken bir anda Vanessa kapının dışından bana yarın okulum olduğu için artık uyumam gerektiğini söylemişti. O ana kadar burda da bir okula gitmem gerektiğini tamamen unutmuştum. Okulun yerini bile bilmiyordum ki. Tek bildiğim Peter'la aynı okula gittiğimdi. Daha doğrusu bu evrendeki Peter'ın mezun olduğu okula gittiğimdi.

Elimi uzatarak yanı başımda olan telefonu aldım. Saate baktığımda gözlerim fal taşı gibi açıldı. Saat gece yarısını geçmişti ve benim büyük ihtimalle sabah erken bir saatte uyanmam gerekiyordu. Sesli bir şekilde oflayarak kendimi geriye doğru attım. Bu evrene geleli cidden kaç saat olmuştu daha? Şu geleli yirmi dört saat bile olmayan evrende bu yaşıma kadar yaşadığımdan daha çok adrenalin ve gizem yaşamıştım. Bunu düşündüğümde ilk defa ne kadar yorulmuş olduğumu hissettim. Sanki bir anda üstümden bir tır geçmiş gibiydi.

Şuan yatarsam saat yediye kadar kaç saat uyuyacağımı hesap ettim. Hemen şuan uykuya dalsam bile hemen hemen 4 saat anca uyumuş olucaktım. İstemeye istemeye saat yediye alarmı kurdum. Daha sonra dolaba yönelerek yine elime gelen ilk pijama benzeri kıyafeti üstüme geçirdim ve kendimi uykunun tatlı kollarına teslim ettim.

Ertesi sabah alarm üstüne kapımın kelimenin gerçek anlamıyla baskına gelinmişcesine çalınmasından sonra bir kez daha yanlış evrene geldiğim için küfrederek yataktan kalktım.

"Hadi artık Bayan Hill. Okul yakın olsa bile bu gidişle ilk derse yetişebilmeniz için kahvaltıyı pas geçmeniz gerekecek." dedi bağırarak.
"Beş dakikaya aşağıdayım Vanessa."diye bağırdım karşılık olarak. Geri bir cevap alamadığıma göre aşağı inmiş olmalıydı.

Gerinerek yataktan kalkıp dolabın önüne geçtim. Teknik olarak burdaki okulumda ilk günüm olduğu için biraz daha özenli giyinmek istedim. Gündüz gözüyle dolaba baktığımda kıyafetlerin ne kadar çok olduğunu fark ettim. Dolap nerdeyse bütün bir duvarı kaplıyordu ve tavana kadar da uzuyordu. İçinden daha önce de gözüme takılan bol sadece diz kısmı yırtık koyu mavi pantolon,siyah kemer üzerine de ince beli ipli bir crop buldum. Nolur nolmaz üşütmemek için de yanıma bir oduncu gömleği aldım. Ayakkabı olarak da siyah converseleri bulduğumda artık geriye sadece saç ve makyaj kalmıştı.
Saçımı genel olarak dağınık sevdiğim için sadece tarakla hafif düzelttim ardından geçen gece tüm odayı kurcalarken bulduğum makyaj malzemeleriyle hafif günlük bir makyaj yaptım.
Çantamı da yine dün bulduğum ders programından bakarak doldurmuştu ve artık aşağı inmeye hazırdım.

Kapıdan çıkmadan önce duraksadım. Az önceki halimi düşündüm. Tüm bunlar çok... normal hissettirmişti. Sanki evden hiç ayrılmamışım gibiydim. Sanki hiç shifting yaparak bambaşka bir gerçekliğe gitmiş değil de evden normal bir şekilde hazırlanarak okula gidiyormuş gibiydim. Hep daha farklı hissetereceğini düşünmüştüm. Bambaşka bir evren, bambaşka bir ortam, bambaşka insanlar... Ama şimdi normal bir lise öğrencisi gibi hazırlanıp okula gidiyordum. Tabi dün yaşadığım binalar arası yolculuk,ölüm tehditlerini ve akşam bir anda odama gelen Örümcek Adam'ı saymazsak... Demek istediğim o kadar olay olsa bile çok çabuk bir şekilde her şeye uyum sağlamıştım.

Kafamı kendime gelmek istercesine iki yana salladım. Şuan bunu düşünecek zamanım yoktu. Hızlı adımlarla merdivenden inerek mutfağa girdim. Ben girdiğim esnada Vanessa da çayları koyuyordu.

Wrong Peter ParkerWhere stories live. Discover now