•where have u been miss Hill?•

1.1K 113 51
                                    

Oy vermeyi ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın.
İyi okumalar^ _^
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Karşımda kanlı canlı bir şekilde Andrew Garfield duruyordu.

Evet artık tahminim doğrulanmıştı. Ben Andrew Garfield'ın olduğu Örümcek Adam evrenindeydim. Zaten kimlikteki fotoğrafı gördükten sonra bunu tahmin etmek zor olmamıştı. Çünkü kimlikteki ben değildim, ablamdı. Onun beni ablam sanması çok doğaldı çünkü herkes bizi çok karıştırırdı. Ablam sadece benden üç yaş büyük olduğu için daha olgun duruyordu. Ama birazcık makyajla benim de ondan bir farkım kalmazdı. Bu yüzden o da kimlikteki fotoğrafı ben sanmıştı.

Bu ablamın da shifting yaptığı anlamına mı geliyordu? Ama ablama bundan bahsettiğimde shiftingi tamamen saçma ve çocukça bulduğunu söylemişti. Hatta "Gerçekten bunlara mı inanıyorsun? Büyük ihtimalle birkaç kişinin başlattığı sonrada başka insanların bunu devam ettirdiği bir oyun sadece. Kafanı daha işe yarar şeylere ver bunlarla bir yere gidemezsin unut bunu." diyerek benle dalga geçmişti. Bunca laftan sonra gerçekten shiftinge inanıp denemiş olabilir miydi?

Ablam benim aksime Tom Holland'ı değil Andrew Garfield'ı daha çok seviyordu. Ben de onla beraber Andrew Garfield'ın Örümcek Adam serisini bitirmiştim. Her ne kadar beğensem de Tom Holland'ın filmleri bana her zaman daha iyi gelmişti. Ayrıca Andrew'ın ikinci filminin sonu çok üzücü bir şekilde bittiği için -sonunda o kadar anıya rağmen Gwen'i kaybetmesi- tekrar izlemek içimden gelmiyordu.
Ablam ise benim aksime benim Tom Holland'ın filmlerini tekrar tekrar izlediğim gibi o da Andrew'ın filmlerini tekrar tekrar izliyordu. Bu yüzden kimlikte ablamın fotoğrafını gördüğüm anda karşımdaki ağ kafanın aslında Andrew Garfield'ın Örümcek Adam'ı olduğunu anladım. Daha öncesinde nasıl tanıyamadığıma şaşırmıştım. Sanırım anın büyüsü ile dikkat edememiştim.

Peki ya çanta?

Çantanın içinden dökülenlerin hepsini toplarken bir yandan da nasıl aniden belirdiğini düşünüyordum. Nasıl ortaya çıktığını ve nasıl da tam ihtiyacım olan şeyleri bulundurduğumu hala çözememiştim. Ama büyük ihtimalle ablamın scriptine yazdığı bir güvenlik önlemi olmalıydı. Scripte genel olarak istediğimiz evrende nasıl görüneceğimiz,nerde yaşadığımız,ailelerimiz,hayatlarımız kısacası ne istersek yazabilirdik. Resmen bir hikaye yazmaya benziyordu. Karakterler,yerler,olaylar ve daha bir sürü şey yazan kişinin isteğine bağlıydı. Tabi sadece bununla da bitmiyor. Sonuçta burası Örümcek Adam evreni. Kötülükler,dövüşler,kavgalar burda kol geziyordu. Bu yüzden yaralanmamak için mutlaka güvenlik önlemi yazmak gerekiyordu. Mesela;canım yanmayacak,herhangi bir yerim kırılmayacak,sakat kalmayacağım, hasta olursam veya bir yerim ağrırsa bile hemen iyileşeceğim... Bunlar benim güvenlik önlemlerimden sadece birkaçıydı. Çok zeki ablam kendine bu konuda güvenmiş olsa gerek hızlı iyileşme gibi bir özellik eklememiş olmalıydı çünkü kafam hala az da olsa ağrıyordu.

Geri dönüş kodu...

"Siktir." dedim kısık bir sesle. O kadar kısık bir şekilde çıkmıştı ki ağzımdam ben bile kendi sesimi duyamamıştım. Doğru ya! Eğer ablamın istediği bir evrene gelmişsem ve benim yazdığım yazdığım güvenlik önleri işe yaramıyorsa bunun tek bir anlamı olabilirdi. Geri dönüş kodum da çalışmayacaktı.

İşte bu sefer gerçekten sıçtın Sarah.

Anlık gelen aydınlanmayla birlikte gözlerim istemsizce kocaman açıldı. Tüylerim bir kirpi gibi diken diken oldu. Bu doğru olabilir miydi? Gerçekten eve dönemeyecek miydim? İstediğim evrende bile değildim ki. Şuana kadar "Tamam yanlış evrene gelmiş olabilirim ama en azından işler ters giderse bir sözümle geri eve dönebilirdim." diye düşünüyordum. Ama bu aniden gelen farkına varış beni aşırı derecede korkutmaya başlamıştı.

Wrong Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin