6

76 7 54
                                    

Bu bölüm neden bu kadar gecikti bende bilmiyorum.Umarım hoşunuza gider~

-----------------------

İnanılmaz bir haftaydı. Joon Hoseok'a halletmesi gereken işlerde yardım etmişti çünkü doktorluk ve ebeveynlik neydeyse tüm zamanını alıyordu. Ve Hoseok yorgunluk nedir yeni yeni farkına varıyordu.  Yoğun bir iş günü ardından 6 yaşındaki çocuğunuzun peşinden koşmanın yanında daha önce yorgunluk dediği şeylerde neymiş.

Gün ortası, öğle molası vakti nihayet geldi. Hoseok koltuğunda esneme hareketleri yapıp tekrar kamburlaştı. Alışılmış bir yorgunluk vardı üstünde. Kesinlikle HoJun'un enerjisinden biraz takviyeye ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Kapısı çalmadan açıldığında kimin geldiğini bildiği için başını kaldırıp bakmadı. Gelen ebeveynlikte ondan daha tecrübeli, oğullarını daha iyi idare eden biricik aşkı Namjoondan başkası değildi.

"Ah hadi ama Hoseok abartma bu seni zorluyorsa birde tıp okurken bebek bakmayı dene. Tanrım..Ne günlerdi ama..." N

Namjoon o dönemleri hatırlayarak iç çekti ardından gülümseyerek Hoseok'a ilerledi ve konuşmaya devam etti.

"Belki de yaşlanıyorsundur Bay sincap." N

Namjoon açıkça Hoseok'un durumuyla eğleniyordu. Hoseok yan bir bakış attı Namjoon'a. Namjoon ellerini kaldırdı ve teslimiyet belli etti.

"Tamam, şaka yaptım bakma öyle bana. Yakında alışırsın, daha yeni bir araya geldiğiniz için biraz dolu dolusunuz. Alıştıkça ona boyun eğmemeyi öğrenebilirsin. Şey... Ya da en azından boyun eğmemeye çabalamayı öğrenirsin. " N

Koltuğunda oturmuş ona bakan Hoseok'un yanına geldiğinde kalçasını masaya yaslayıp kollarını göğsünün üstünde kavuşturdu ve Hoseok'u süzdü. Zavallı şey, Hojun cidden onu yorgun düşürene kadar bırakmıyordu. Sonuçta babasıyla özlem gidermek en doğal hakkıydı.

 Hoseok ayaklanıp yan tarafında durmuş ona bakan Joon'a ilerledi. Tam karşısında durdu ve başını omzuna bıraktı. Namjoon kıkırdayıp sarıldı ve teselli pat patlaması yaptı. [türkçe kan ağlıyor :/]

"Daha az yoracak aktivitelere yönelmek lazım. Belki bir film gecesi ya da onu yoracak beni yormayacak herhangi bir şey. " H

Hoseok iç çekti ve Namjoon'un omzuna gömdüğü yüzünü sevdiğinin yüzüne bakmak için yan çevirdi.

"Hojun'un hiperaktif olmadığına emin miyiz?" H

"Tıbbi olarak kesinlikle eminiz Hayatım." N

Namjoon Hoseok'un haline kaçamak bir şekilde gülüp alnına buse kondurdu.

" Hadi ama Hoşik~ onun yaşındayken bizde böyleydik. Özellikle sen sizinkiler her iş seyahatinden döndüğünde onlar yorgunluktan bir yerde yığılıp kalana kadar onları peşinden sürüklerdin. Hatta benimde elimden tutar çeker oynuna dahil ederdin." N

Hoseok hatırladığı anılarla güldü ve başını onaylar şekilde salladı.

"Cidden şimdi anlıyorum babamları ama ne güzel eğlenirdim onları peşimden saatlerce oradan oraya sürüklerken." H

"Armut dibine düşmüş işte... Babasının oğlu minik Sincap dedesi ve büyük annesinin intikamını alır gibi." N

Namjoon'un bu dediğiyle bir süre gülüştüler ardından Namjoon dostane bir şekilde Hoseok'un sırtını patpatlayıp yaslandığı masadan doğruldu.

"Hadi gel öğle yemeği vakti. Çıkışta yapmamız gerekenler için Hojundan da izin kopardım. Yani işimizi bitirdikten sonra dinlenebilirsin~" N

" Teşekkür ederim Joonie, sen olmasan ben ne yapardım? " H

My Ex Doctor /NamSeok/حيث تعيش القصص. اكتشف الآن