3

214 20 105
                                    

Resmen Namhope yazıyorum cnbjxkx bu shipin yeri bende çok ayrı. Hoseok bir zamanlar bende birini simgeliyordu. Hala bana o kişiyi anımsatıyor gerçi. Ama artık eskisi kadar acıtmıyor yüreğimi. Bu shipin bendeki anlamı cidden çok başka. Ufff şu depresif halimden bir türlü kurtulamadım. Neyse bölüme geçelim.
________

O günün üstünden 2 gün geçmişti. Şuanda boşta olan doktorlarla beraber öğle arasında bir kafede yemektelerdi. Ortam güzeldi.

O gün yaşananlar asla konuşulmadı ne onlar anlattı ne de meslektaşları sordu. Namjoon'un dediği gibi davranıldı.

Dıştanda iyi gözüküyorlardı. Ancak içlerinde kopan fırtınanın kimse farkında değildi. Aslında birbirleriyle konuşmayı, tartışmayı, anlaşmayı ikiside çok istiyordu.

Namjoon ne kadar kızgın ve kırgın olsa da hala deliler gibi aşıktı. Oğulları da resmen Hoseok'un kopyasıydı sadece burnunu ve yüz yuvarlaklığını Namu babasından almış çok tatlı bir çocuk.

Üstelik bazı davranışlarıda hiç tanımamış olmasına rağmen Hoseok babasıyla aynıydı. Namjoon asla unutamadı sevdiği adamı nasıl unutsun ki ömürlük sevmişti.

Hoseok'unda pek farkı olduğu söylenemez. Eğer biriyle olacaksa o kişi Namjoon onun için. Bir başkasını asla istemiyor ya Namjoon ya da hiç kimse.

Onlar hala birbirlerine aitler. Bir araya gelmeselerde birbirlerinden başkasıyla yapamazlar. Kalplerine ihanet etmiş gibi olurlar.

Dönelim şuanda kafedeki ortama, sohbet Hoseok'u tanımak ve ona kendilerini tanıtma temalı ilerliyor. Namu ve Hoseok çarpraz oturuyorlardı.

Verilen siparişlerin gelmesiyle sohbete ara verilmişti. Namjoon telefonda Jungkooktan gelen Hojun'un fotoğraflarına bakıyordu. Önüne tabak konduğunda mesajlara bakmaya devam edip çatalına makarnasından aldı. Tam yiyeceği sırada Hoseok elini tutup onu durdurdu.

"Sakın yeme sosunda böğürtlen var." -H

Yanında oturanla yer değiştirdi ve Namjoon'un karşısına geçti. Namjoon başını kaldırdı ve emin olmak için çatalını Hoseok'a uzattı.

Fark etmeden eskiye dönmüş gibi hissettiler o anlarda. Hoseok dışarda yedikleri zaman hep kontrol ederdi Namjoon'un yediği ve içtiği şeyleri içinde böğürtlene dair bir şey var mı diye.

Hoseok çataldaki soslu makarnayı yiyip başını salladı ve Namjoon'un önündeki tabakla kendi tabağını değiştirdi. Limonlu cheesecake önüne konduğunda aşkla bakıştı Namu onunla.

"Benimkini ye bunda böğürtlen yok." -H

Namjoon gülümseyerek başını salladı ve tatlı kaşığını alıp cheesecake i yemeye başladı. Ne zaman bu en sevdiği tatlıyı yiyecek olsa çocuksu bir mutluluğa bürünüp tatlı kaşığını eline alıp gömülürdü.

"Afiyet olsun~"

Hoseok onun bu halini bir süre yüzünde bir tebessümle izledi ve Namjoon'un alerjisi olduğu için yiyemediği böğürtlen soslu makarnayı yemeye başladı.

'O hala aşık olduğum unutamadığım adam ' diye geçirdi içinden. Hala onun Gamzeli bebeğiydi.. Bu hallerini izlemeyi ne kadar çok özlediğini fark etti. Keşke dedi içinden keşke o olaylar hiç yaşanmasaydı şimdi mutlu bir aileye sahip olurduk belki ikinci bir çocuğumuz bile olurdu..

Ama yaşananları engellemek için elimizde bir zaman makinesi falan yok en azından af dileyip herşeyi yoluna koyabilirlerdi belki de.

Üniversitenin 2.senesinin ikinci yarısında yaşananlar... Keşke kabus olsaydı da uyanıp birbirlerine sarılsalardı. Hoseok'un yüreği çok acıyordu hatırladıkça. Tam bir salak bir pislik gibi davranmıştı. Yapmayacağı şeyler yapmıştı.

My Ex Doctor /NamSeok/Where stories live. Discover now