|9|

686 52 60
                                    

"Y/n , çıktım ben ." Üstümü giyinmiş saçımı kurularken haber verdim . Aslında aynı yerde bile duş almayacaktık ama haber vermem iyi olabilir diye düşünmüştüm . 

"Tamam ! Şimdi geçiyorum ben de , telefonum çalarsa bakarsın . Salonda zaten ."

"Tamam ."  İki dakika geçmeden odasından su sesi geldi . Salona geçip incelemeye başladım . Ayda iki kez geliyordu . Sanırım temizlik yapıp gidiyordu , hala temelli kalan biri varmış gibi temizdi . Anlaşılan o hariç ailesi de eve uğrayıp temizlik yapıyorlardı . Çünkü bu evin daha dün temizlendiği belliydi , deterjan kokusu hala tazeydi . Ayrıca temizliği yapan kişi iyi yapmıştı belli ki , silinmemiş köşe arasam da bulamazdım sanırım .

               Biraz ilerde bir raf vardı . Oraya ilerledim . İki rafı renkli romanlarla , bir rafı iki üç fotoğraf albümü , dosya ve çerçeveyle , bir rafı eski olduğu belli olan birkaç pelüş hayvanla , bir rafı en az 30 -üşenmedim saydım , toplam 41- TWICE albümü (yazarınız Once'lığını konuşturuyor 😌🍭) (Ve hayır hiç albümüm yok aslında 😖) , bir rafında bir kaç kutu 1000 parça yapboz vardı -hiçbirini yapmadığına yemin edebilirim- .

               Çerçevedeki resimlere baktım . Birinde  Y/n'nin anne babasının kucağında tombul bir bebek olan bir resim vardı . Bebek ona pek benzemiyordu , Y/n bebeğe göre zayıftı ve ten renkleri pek uyuşmuyordu . 

               Birinde Y/n olduğu belli olan 2-3 yaşında bir çocuk ve ailesi vardı tekrar . Fakat bu fotoğrafa bakınca gülmemek elde değildi . Y/n'nin tombul olmasını beklememiştim . Saçlarının iki yanında uğurböceği şekli olan tokalarla tutturulmuş iki küçük saç tutamı vardı . Yanıkları 'Gel ve beni ısır !' diye bağıracak şekilde şişkin ve tatlıydı . Gözleri dolmuştu , anlaşılan o esnada fotoğraf makinesi onu biraz korkutmuştu .

               Bir diğerinde biraz daha büyümüştü , artık şimdiki halinden pek farklı görünmüyordu . Üstünde göbeği açık sarı kolsuz bir bluz ve aynı renkte bir etek , ayağında da pisi pisi (jimlastik , dans gibi dallarda ayağa giyilen galoş benzeri bir ayakkabı) vardı . Saçlarını iki yanından küçük topuz yapmışlardı . Anlamadığım şey yanındaki çocuktu . Öyle bir poz vermişlerdi ki , sanki çifttiler . Çift ne kelime , çocuğun taktığı papyon ve Y/n'nin gülümsemesi yüzünden sanki evleniyorlarmış gibi görünüyordu . Elleri görünmüyordu ama el ele olduklarından emindim nedense . Y/n'nin o çocukla hala konuştuğuna emindim .

               Ardından sehpanın üzerinde duran Y/n'nin telefonu şarkıyla çalmaya başladı (medya) .

Don't cry snowman , not in front of me .

Ağlama kardan adam , gözümün önünde ağlama .

               Y/n arabadaki o çatışmadan sonra rehberdeki adımı Domestosçu Snowman⛄🤍🖤 ile değiştirmişti . Çaycı Hüseyin'den sonra daha iyi gelmişti o yüzden bu ismi kabul etmiştim .

               Telefonda çalan müzikle bu isim yan yana gelince canım sıkılmıştı . Ne ima ediyor bu ?

Who'll catch your tears if you can't catch me, darling?

Sen beni tutamazsan gözyaşlarını kim tutacak , sevgilim ?

               Ne ?! Tch , hayır . 'Kıskanıyorsun , ağlama diyo kısaca' , 'Pişt Levi , senaglion' diyordu aklımdaki Hange . Alakası yoktu , neden kıskanayım ki onu . Veledin tekinden bana ne .

If you can't catch me, darling ...

Sen beni tutamazsan , sevgilim ...

               'Bu kuş gider başka dala konar ve geri dönmez' diye sözleri tamamladı aklımdaki Hange . Acilen şarkıyla beraber susması gerekiyordu .

               Bekle , telefon . Telefon çalıyordu . Y/n'nin telefonu çalıyordu , ben de açacağıma şarkıyla tartışıyordum .

"Efendim ?"

"Aaşkıı-Bekle LEVI ?!?!"

"Ne var Hange ne bağırıyorsun ?"

"Neden telefonu sen-Dur dur dur su sesi mi o ? Yoksa-? AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞ SONUNDAAA BİLİYORDUM ! OLACAĞINI BİLİYORDUM ! SENİN BOŞ DURMAYACAĞINI BİLİYORDUM !"

"Ne ?"

"Pişt bana bak , korundunuz mu ?" Connie'nin sesiydi . Anlaşılan hoparlöre almıştı .

"Ne-Saçmalamayın ! Olmadı öyle bir şey ! Kız duşa girdi sadece !"

"Tüh be ... Gençler sakin olun , olmamış olmamış ..."

"Hadi yaa !.." dedi Eren .

"Tüh , sevindiydim ." dedi Jean .

"Şey , olmayan ne ? Ben hala anlamadım ..." Biraz fısıltı geldi . Ardından Armin konuşmaya devam etti . "Ne ?!"

"Levi , bu da mı gol değil oğlum be ?!" Erwin konuştu bu kez .

"Erwin , yapma . Sen de mi ?"

"Ne sandın-Neyse demeyeceğim şimdi , iddiaya girdim o kadar ." Aptallarla uğraşırken su sesinin çoktan kesildiğini fark edememiştim .

 "Ne olmuş ?" Çoktan giyinmiş , taranmış ıslak saçlarla soru soran Y/n'ye döndüm .

"Yok bir şey . Boş boş konuşuyorlar yine ."

"Evdekiler mi ?" Başımla onayladım . O da konuşsun diye hoparlöre aldım ."

"Susun susun , dedenin karısı geldi basıldık ."

"Annie ?"

"Biz de burdayız , aloo !" diye bağırdı Sasha .

"Gel bebeğim gel , Levi da tam nasıl şey yaptığınızı anlatıyordu ."

"YA HANGE !" Y/n beni bile korkutacak şekilde bağırdı .

"Y/n boş ver bunları , yapınca anlarlar bizim yapacağımızı ." 

"Eren sen hayırdır birader ben varken ?"

"Armin'den beklenmeyen hareketler sayın seyirciler !" dedi Erwin .

"Gol müdür peki Y/n Hanım ?"

"Armin'den gelen her şut benim için goldür Mikasa Hanım , ayıp ediyorsunuz ."

"Tamam tamam kapayın hadi , çok yazıyor sonra fatura ."

"Sen faturalı kullanmıyorsun ki-"

"Hange öyle dediyse öyledir Hisu'm kurcalama aşkım ."

"Görüşürüz o zaman . Armin bekle beni odamızda !"

"Tamam !"

"Levi bir şansını dene dönmeden vallaha döverim yoksa eve gelince !" dedi son kez Erwin .

"Hadi hadi görüşürüz ." Sonunda kapattık telefonu .

_                                                            

🔱

_                                                             

✨LEBLEVİ✨ Levi x Reader(Y/n) ~textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin