Konum geldiğinde hızla giyindim. Saçlarımı da halledip odadan çıktım. Anneme bir bahane ile haber verdim. Evi fazla uzak olmasa da arabayla gittim. Yürümeyi gözüm kestirmiyordu..

Geldiğimde indim. Konuma bir kez daha baktım. Emin olunca kapıyı çaldım.

Kapı çalınca merdivenleri hızla indim ve kapıya koşup açtım hemen. İlk defa evime gelmesi heyecanlandırmıştı. Geniş bir gülümseme sundum.

"Hoşgeldin!"

Geri çekilip girmesini bekledim ve vücudunu süzdüm.

"Woah, yine çok yakışıklısın."

Belinden çekip sarıldım ve saçlarına bir öpücük bıraktım.

"Bilerek mi bana bacaklarını sunuyorsun sen? Ne kadar dayanabileceğimi sınıyorsun, değil mi?"

Sarıldım hemen. Ayağımla kapıyı kapatıp kıkırdadım.

"Öyle de denebilir... Hem de yardımcı olmak istedim, sen yorulma. İstediğin kadar dokun diye!"

"Seni özledim."

Çenesinden tutup başını kaldırdım. Dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım.

"Bacakların zaafım!"

"Ben de seni özledim."

Elimi sırtında gezdirdim.

"Baban hiçbir şey yapmadı mı yani?"

Elinden tutup kanepeye oturttum ve yanına yerleştim. Sırtıma dokunması ile biraz daha ona yaklaştım. Yanıyordu..

Beraber kanepeye geçtiğimizde bedenini kollarım arasına aldım.

"Yapmadı. Babalar çocuklarına kıyamaz ki..."

Bacaklarımı boş tarafa uzatıp sırtımı göğsüne yasladım, elini tutup parmaklarıyla oynadım usulca.

"Gerçekten mi? Babalar da ne olursa olsun kıyamıyor mu çocuklarına?"

Dudaklarımı boynuna bastırdım. Minik bir öpücük bıraktım. Bana kıyamayan kimse yoktu, ama ben baba olsaydım kıyamazdım. Bu yüzden sorusunu cevapladım.

"Bence kıyamaz. Ben baba olsam kıyamazdım.

Dudaklarını hissedince ufak bir tebessüm ettim.

"Hmm... Öyleyse ne güzel. Benim babam yok ki bilmiyorum o yüzden. Ben küçükken ölmüş."

"Bazen en iyisi de budur. Boşver." 

Hangisi daha kötüydü bilmiyorum. Gaddar bir baba mı, olmayan bir baba mı? Ellerini okşadım ve kollarımı biraz daha sıkılaştırdım. Boynuna gömülüp kokusunu içime çektim.

"Üzülmüyorum zaten. Sonuçta hiç tanımadım biri, eğer anlayışlı biri değilse... İyi olmuş. İbne bir oğlu olsun istemezdi o da."

Omuz silktim ve gözlerimi kapattım. Her an aklımda olan bir konu değildi, bir zamanlar dünyada olan varlığı ara sıra aklıma geliyor bir süre düşündürüyor ve gidiyordu. Tenine uzun bir öpücük daha bıraktım.

"Kendine bir daha böyle kelimeler kullanmanı istemiyorum. Duydun mu? Hoşuma gitmiyor."

"Alışkanlık işte. Kullanmam."

"Aç mısın? Annem gitmeden önce bir şeyler hazırlamıştı."

"Sabahtan beri hiçbir şey yemedim.. Evde.. Evde de istemedim. Yani, sanırım hayır diyemem!"

Aklıma gelen fikirle ayaklandım ve heyecanla gözlerine baktım.

"Sana pankek hazırlamamı ister misin?!"

HomofobikWhere stories live. Discover now