1.5

89 3 0
                                    

Kovuğa varmışlardı. En arkada Hermione öndekileri takip ediyordu. Biraz hava alacağını söyledi diğerlerine. Şimdi yalnız kalmıştı kız. Düşünmek için fırsat bulmuştu. Biliyordu aşk her zaman karşılıklı olmazdı. Zaten bunun için sevmemişti Ron'u. Onu tüm özellikleriyle seviyordu. Gülüşü, dokunuşu, bakışı hepsi mest ediyordu Hermione'yi. Geri dönüşü olunmayacak şekilde aşık olmuştu kızıl saçlı gence. Çoğu kızın hayallerini süsleyebilecek biriydi. Komikti, espritüeldi, yakışıklıydı,karizmatikti. En azından Hermione öyle düşünüyordu. 

Arkasındaki hışırtılarla o tarafa döndü. Max onu korkutmak istemezcesine usul adımlarla yanına geliyordu. Bir şey söylemedi. Söyleyecek takati kalmamıştı. Yanına oturmasına izin verdi. 

''Anlatmak ister misin''

''Anlatıcak bir şey yok'' bu Max 'in beklediği bir tepkiydi. Hemen anlatmasını beklemiyordu zaten. 

''Ne zaman üzülsem kendime onarılacak bir şeyler yaratırım onunla meşgul olurum. Peki ya sen?''

''Gökyüzünü izlerim''

''Güzel bir tercih'' Hermione'nin elini kendi avucudunun içine aldı. Baş parmağıyla okşadı kızın yumuşak tenini. Max karşılaştığı andan beri yapmak istediği şeyi yapmaya karar verdi. Genç kızın çenesini kavradı. Kendine döndürdü.Hermione henüz ne olduğunu kavrayamamışken. Max dudaklarını kızınkilere bastırdı. Hayır karşılık vermiyordu Hermione. Çocuğun neden böyle bir şey yaptığını anlayamamıştı ama itmedi. Belki de kendinde o gücü bulamadı bilmiyordu ama çocuğun ayrılmasını bekledi. Max sonunda dudaklarını çektiğinde ne yaptığının farkına vardı. Kız ona karşılık vermemişti. Utancından yerin dibine girmek istedi. 

Arkalarında onları izleyen bir çift gözden habersizdiler. Gözlerin sahibi gördüklerinin gerçek olmamasını diledi. Kırılmıştı. Sinirlenmişti ama Hermione'ye mi yoksa Max'e mi bilmiyordu. Hareket edemedi. Şok dalgası vücudunu ele geçirmişti sanki. Nihayet kendine geldiğinde eve geri döndü. Bu sahneyi daha fazla görmeye tahammül edemeyecekti. Kovuğa girdi. Kimseye bir şey söylemeden odasına çıktı. Eline ne geliyorsa her şey fırlattı. Bir çeşit sinir krizi geçiriyordu.Odasına kimse girmesin diye kilit büyüsü yaptı kapıya. Sakinleşmeye ve gördüklerini unutmaya ihtiyacı vardı. Yapmış olamaz diye düşündü. Kızı çok iyi tanıyordu. Sevmediği birini öpmezdi. Daha yeni tanıştığı birini de sevemezdi. Muhakkak ki bir açıklaması olmalıydı ama dinlemeye hali yoktu. Kendini yatağına bıraktı. Tavanı izleyerek sakinleşmeye çalıştı..

Bir Başka // RomioneWhere stories live. Discover now