☄️

Islanmış gözlerimi aralamak istemiyordum. Rüyamda annemi görmüştüm ve saçlarımı okşarken bana zarif ses tonuyla o çok sevdiğim yabancı müziği söylüyordu. Dahası hala kulaklarımda olan sesi için için ağlamamı sağlarken zor bela araladığım gözlerim adına olduğum odayı taramaya başladı.

Hala bağlı olduğum yatakta acı dolu ve berbat bir halde olduğumu söylemeye gerek yoktu sanırım.

Gözlerimi sımsıkı kapatmış zihnimde dönen şarkıyı mırıldanmaya başlamıştım.

Kendi sesimi dahi duymazken açılan kapının oldukça gürültü oluşturan menteşeleri yüzümü buruşturmama neden olmuştu.

Gelene bakmadım.

Merak da etmedim.

Tepeme kadar gelip başımda dikilen adam görüş açıma girdiğinde beni uyutan adam olduğunu anladım.

Mimiksiz ve siyah gözlükleriyle soğuk duruyordu ve sadece sinirimi bozup nefretimi kazanıyordu.

Babamın sağ kolu falan mıydı? Sürekli onu görmektense şu odada tek başıma olmayı yeğlerdim.

"Daha ne kadar esir olacağım söyledi mi?" Ne ses çıkarttı ne de mimik oynattı.

"Mecbur muyum seni görmeye?" Hareketleri ne yaptığının bilince yüz hatları oldukça ciddi ve işine devam ederken beni hiçe saymaya devam etti.

"İşime yaramayacaksan neden buradasın!" Yükselen sesim kurumuş boğazımı zorlarken duvara konuştuğumu fark ettiğim vakit onu sessizce incelemeye başladım.

Uzundu. Gereksiz bir beyazlık vardı cildinde ve sağ ya da sol kol olmak için fazla yakışıklıydı.

Emir altına girmek için değil de emir veren olmak için yaratılmış gibiydi.

Gözlerini hala görmüş değildim. Ancak onun da keskin yüz hatları için kusursuz olduğunu şimdiden anlayabiliyordum.

"Eğer dilsizsen söyle işaret diliyle anlaşabiliriz." Babamın gözlerine ve özellikle dudaklarına bakıyordu. Yoksa duyu organları da mı çalışmıyordu. Lanet olsun! Benim için bu bile cezaydı. Kalabalıkken bile beni yalnız hissettirmek isteyen babam bunu bile kasıtlı yapmış olmalıydı.

"Gerizekalı. Duymuyor olabilirsin konuşamıyor da olabilirsin ama bu işleri yapmaya değer mi? Aptal!" Birilerine nefret kusmak istiyordum ve bu adam biçilmiş kaftandı.

İçimden bir ses duyuyor olabileceğini haykırdı.

"Biliyor musun, tüm bu söylediklerimi duyuyorsan ki duyuyorsun zerre umrumda değil." Evet, değildi.

"Koca bir aptalsın. Bir adamın emriyle bana ya da başka birine bunu yapacak kadar aptalsın!" Aklım almıyordu ne halt yiyordu orda bilmiyorum. Kısa süre sonra elinde demir tepsiyle bana döndü ve birkaç saniye beni inceledi. Gözlüğünden dolayı nereye baktığını kestiremiyor olmam benim suçum olamazdı.

Adımları tok ses çıkartarak ağır ağır yanıma yaklaştı ve başımda durdu. Çektiği plastik eskimiş tabureye kurulması uzun sürmemişti. Her hareketini izliyordum ve sessizlik aramızda isyan çığlıkları atmaya başlamıştı.

Tepsiye düşen bakışlarım pansuman yapacağını zihnime fısıldayınca yüzümü buruşturdum.

Kızını vurdurtan umursamaz bir babanın sessizlik yemini etmiş aptal bir adamı beni saracaktı ve tüm bunlar olurken her geçen gün ruhum elleri altında benden birer adım uzaklaşmasını izlemeye mahkum oluyordum.

KARAYEL +18 (KBM)Where stories live. Discover now