Babam kimin kuyruğuna bastıysa şimdi acısını benden çıkartacaklardı.

Adamlara baktım. Daha önce görmemiştim. Kendimi geriye attım ve gözlerimi kapattım.

"Kızdaki rahatlığa bak amına koyayım."

Destursuz küfrü ile dilimi bir tur ağzımda çevirmek dışında hiçbir tepki vermedim.

Bir kadının yanında o lanet çenesine hakim olmalıydı.

"Kes sesini." Diğer adam yapmış olduğu kaçırma işini daha ciddiye alıyormuş gibi duruyordu.

"Oğlum ben böyle rahatını görmedim."

Birbirine bağladığım kolumu sıkılaştırdım. Tek gözümü açtım bana şaşkınlıkla bakan adama baktım.

"Daha önce kaçırılmadıysan bu benim problemim değil." Omuz silktim.

"Vay amına koyayım." Henüz bir şey dememe fırsat kalmadan ince gömleğimin üstünde soğuk metali hissettiğimde yutkundum.

"İkiniz de kesin sesinizi."

Oysa sesini kesmeyen ben değil ağzına bok atmak istediğim diğer adamdı!

Alaylı bir gülme sesini duyduğumda göz ucuyla baktım. Bu adamın derdi neydi?

"Bırak konuşsun sesi kesilecek birazdan."

Beni istila eden korku dalgasıyla gergin bir şekilde oturdum. Diğer adam hala silahı karnıma bastırmış dururken korkmamak elde değildi.

Yok saymaya çalıştım. Gözlerimi kapattım ve bu işin sonlanmasını diledim.

Kısa sürede yıkık dökük bir eve geldiğimizde ittirerek yürümeye zorluyorlardı.

Bunun ardında kim vardı bilmiyorum görünüşe göre babama iyi bilenen biriydi. Daha önce bana bu şekilde davranan çıkmamıştı ve kabul etmek gerekirse korkuyordum.

"Bağla kızı."

Yutkunarak etrafa baktım elle tutulur bir şey arıyordum ama yoktu. Saçma sapan köhne bir yerde terkedilmiş bir depoydu burası.

Zorla bağlandığım vakit öylece bekledim.

Dakikalarca bekledim.

Saatlerce bekledim.

Sonra adamlardan biri bana telefon tuttuğunda boş boş baktım.

"Kızına veda etmek ister misin Erhan Karadağlı." Tepki vermedim.

"Eğer ona..." Duyulan silah sesi ve yanmaya başlayan kolumla çığlık attım. Acıyla dolan gözüm puslu görmeye başlamıştı. Dudaklarımı hırsla ısırdım. Hiçbir zaman acımla kimseyi zevklendirmemiştim.

"Yarım saat sonra arayacağım. Kızın şanslıysa yaşar." Cevap beklemeden kapattı.

Kolumdan akan sıcak sıvı gömleğimi boyuyordu. Adamlar beni bırakıp çıkışa ilerlemişti. Kanım akmaya devam ediyordu.

Kesik kesik inlerken bilincim kapanmaya yüz tutmuştu. Kolumu hissetmemeye başlamıştım. Hala kan kaybım devam ediyordu ve üşümeye başlamıştım.

Ne kadar süre geçti bilmiyorum ancak açılan kapıdan kimin girdiğine bakacak halim yoktu.

Alkış sesiyle kaşlarım çatıldı.

"Aferin güzel kızım."

Acı karışık şaşkınlıkla baktım. Baba?

Duruşumu dikleştirdim ve kesik nefesler alırken ona nefretle baktım.

"Sen?" Güldü.

"Cezanı beğendin mi?" Bağıra çağıra ağlamak istedim. Boğazım yırtılana kadar bağırmak istedim ancak sesim çıkmadı.

Gerisinde duran bir adam beni alanlardan değildi. Elleri önünde birleşmiş emir bekliyordu.

İğrenen bakışlarım ikisi üzerinde gezindi. Babamın yüzüne baktım ve gözümü üzerinden ayırmadan yan tarafına tükürüp yüzümü buruşturdum.

Bu hareketime yeniden güldü.

"Yemedin içmedin bunu mu düşündün?" Cevap bekledim yüzüne bakmaya devam ettim.

"Bunu sonra konuşacağız." Göz ucuyla gerisinde baktı. "Sidar." Kafasıyla beni gösterdi. Emri alan adam harekete geçmişti.

Adam beni çözmeye başlarken bilincim iyiden iyiyi gitti. Görüşüm karardı. Son hissettiğim soğuk elin ensemi kavramış olmasıydı. Beni dik tutmaya çalışması olmuştu.

☄️

Sanmayın ki bölümler böyle kısa kalacak❗

KARAYEL +18 (KBM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin