.20.

829 72 7
                                    


"AMAN TANRIM!"

Gözümün önünden sadece birkaç saniyeliğine geçmiş olmalarına rağmen bana yılları devirebilecek gibi hissettiren yazıları anlamlandıra - bilmem için biraz ara vermem gerekti. Zihnimden uzun zamandır - birkaç saattir- uzak kalan kurtlar tekrar toplanmıştı. Her biri öğrenilen yeni bilgiden bir parça koparmak daha derine inip bütün detaylarını, açık kapalı tüm anlamlarını söküp ortaya çıkarmaya çalışıyordu.

Deney: Geliştirilmiş rejenerasyon beşiği.

Denek: Pietro Maximoff

Deneyin Amacı: ......

Deneğin durumu: .....

.
.
.
.
.
.
.
.
.

Sonuç: Deney başarılı.

'Tanıdığım iki Maximoff'dan birinin kulede olduğunu saymazsak ve hem isim hem de soy isimin benzer olma ihtimalinin belki birkaç milyonda bir olmasını da göz önünde bulundurarak su an bahsedilen kişinin kim olduğunu anlamamak aptallık olacaktır'

Hemen arkamdaki fahnusa döndüm. İçindeki gerçekten Pietro ise ve deneyleri gerçekten başarılı olduysa bu yeni bir çağ açabilecek bir olay olurdu. Parmaklarımı düğmelere o kadar hızlı değdiriyordum ki dışarıdan bakan birinin düğmelere rastgele bastığımı düşünebilirdi. Sonunda ağır cam bir 'pıst' sesiyle açıldı ve daha önce Pietro'yu görmemi engelleyen sis benzeri gaz kenarlardan sızmaya başladı. Aralıktan tutup camın tam olarak açılmasını sağladım.

Sedye benzeri yerde yatan kişi gerçekten de Pietro Maximoff'tu . Arkadaşı Wanda'nın erkek kardeşi, Sokovya'da binlerce insanı kurtaran ve sonunda da onlarca kurşunla bedeni deliklerle kaplanmış olan Pietro'ydu. Ama şimdi o deliklerin yerinde kendi derisinin bir ton daha açık renginde izler vardı. Bedeninin her yerinde aynı iz vardı ve ne kadar bakarsam bakayım inanamadım.

Pietro'nun saçları son görüldüğü zamandan sonra uzamış omuzlarına gelmişti ama bakımsız oldukları için uçları kırıklarla doluydu. Ten rengi normalinden daha açıktı. O kadar kilo vermişti ki kemikleri tek tek sayılıyordu. Yanakları bile içine göçmüştü!

Eğer okuduğu bilgilerde bir yanlışlık yoksa Pietro'yu da tıpkı Barnes'e yaptıkları gibi üstümüze salmayı düşünüyorlardı. Onun fiziksel gücü elbette iyiydi ama daha çok duygusal yönden ona kaybedeceğimizi biliyorlardı. Neyse ki bu istekleri ben ve Bucky kaçarken hafıza silen makinenin olduğu tesisi patlattığımız için sekteye uğramıştı. Ve eğer tahminim doğruysa beni de bu yüzden kaçırmışlardı.

" Üçümüzün hem fiziksel hem de duygusal yönde onları parçalamamızı istediler."

'Önlerine gelenin hafızasını siliyorlar sanmıştım ama bu daha mantıklı bir açıklama olacakmış gibi geliyor.'

O sırada boş gözlerle dümdüz baktığımı fark ettim .

'Hadi ama vakit yok!'

Hızla ağır sedyeyi ve sağlık monitörlerini alıp - onları nasıl taşıdım bilmiyorum - jete taşıdım. Tabiki normalden uzun sürdü çünkü iceridekiler kaçmasın diye erittigim demir kapıyı yeniden açmam gereti.

Light In The Dark  (Daughter of Stark)Where stories live. Discover now