BÖLÜM-15

85 7 1
                                    

 (Canlaar, ben geldimm. Uzun bir ayrılık oldu bu. Üniversite hayatı cidden bütün düzenimi bozdu. Yeni yeni hallediyorum her şeyi. Döndüğümde fark ettim ki okunma sayımız çok artmış, bu beni mutlu etti. İyi ki varsınız. Yorumlarınızı bekliyorum❤)

Her şeyi mahvetmiştim. Dakikalar önce sevdiğim insanı bir hiç uğruna kaybetmiştim. Bunun sebebi bendim. Onu koruyamaya ne yüreğim ne gücüm yetmişti. Her şeye gücü yeten Miran Yaman'ın sevdiğini korumaya gücü yetmemişti... Bak Miran, Ateş ismini nasıl da hak ediyorsun? Yanında kim olursa olsun onu da kendin gibi yakıyorsun...

Arabanın önünde ne kadar öyle kaldım, hatırlamıyorum. Beni kendime getiren şey, omzuma dokunan bir el oldu. Gelen Serkay'dı. O da benim gibi yere çöktü.

Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda hava çoktan aydınlanmıştı. Ilık ılık esen ilkbahar rüzgarı ne içimi ferahlatıyordu ne de beni mutlu ediyordu. Burnuma yol kenarındaki çiçeklerin kokusu geldi. O çok severdi çiçekleri. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Annemle babamı kaybettiğimde çocuktum daha. Ölümün verdiği acıyı anlayabilecek yaşta değildim ama şimdi o hissi yüreğim en derinlerinde yaşıyordum.

Serkay'a baktığımda anlam veremediğim bakışlarıyla elindeki telefona bakıyordu. Bir anda ayağa kalktı. Şaşkın gözlerle bana baktı.

"M-Miran.." Ağzımı açıp ne var diyebilecek gücüm yoktu.

"Eda Ceyda'nın elinde mi?!!"

...

"Dur Ceyda fotoğraf attı!" Hızlıca ayağa kalktım. Ayaklarımın üzerinde zor duruyordum. Fotoğraflara baktığım da beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Eda kanlar içinde yerde yatıyordu. Bembeyaz teni kanla kıpkırmızı olmuştu. Saçının teline dokunamayan ben onu kanlar içinde görmüştüm. Bir anda telefon çaldı. Arayan Ceyda'ydı. Görüntülü arıyordu. Serkay hızlıca telefonu açtı.

"Ooo beyler, bu haliniz ne böyle. Gören de cenazeniz var sanacak." Histerik bir kahkaha attı. Sinirden gözüm dönmüştü.

"Ceyda seni bulduğumda ölmek için dua edeceksin bana anladın mı?!! Beni onsuz bıraktığın her anın, onu öldürken verdiğin acının her zerresini senin burnundan getireceğim!!" Telefonu Eda'ya çevirdi. Onu o halde görmek benim ölümümdü. Daha fazla dayanamayıp arkama döndüğüm sırada bir ses beni kendime getirdi.

"M-Miran..." Eda'nın sesiydi bu. Ölmemişti, yaşıyordu... Telefonu Serkay'ın elinden aldım.

"Eda iyi misin bebeğim? Canın çok acıyor mu?" Gözlerindeki yaş her şeyi anlatmaya yetiyordu.

"Seni bulacağım bitanem tamam mı? Sonra seni asla bırakmayacağım. Birlikte hep mutlu olacağız." Konuşurken bir yandan da ağlıyordum.

"Miran canım... Canım çok acıyor..." Dayanamıyordum, onu bu halde görmeye dayanamıyordum.

"Bitanem geçecek, ben seni bulacağım. O yaralarını tek tek ben iyileştireceğim. Sabret nolur!!" Ceyda telefonu kendine çevirdi.

"Gözlerim yaşardı, ne aşk bee!"

"Ceyda ne istiyorsun, çabuk söyle!!"

"Sonunda birbirimizin dilinden anladık kardeşim. Bana Anıl Aksoy'u bulacaksın." Artık cidden kafayı yemişti.

"Seni terk etmiş adamı mı istiyorsun, kafayı mı yedin?!!"

"Evet, beni terk etti!! Bir hiç uğruna beni terk etti! Bu da yetmezmiş gibi annemle babamın ölümüne sebep oldu. Bunun hesabını eninde sonunda verecek. Yıllardır bu anı bekliyorum ben. Şimdi kardeşlik görevini yapıp onu bana bulacaksın. Anladın mı kardeşim?"

ATEŞİN KALBİWhere stories live. Discover now