❁14❁ (Final)

53 7 11
                                    

Dördüncü Çağ 2199, Kasım
Orman Diyarı

"Sence Karanlık Lord beni unutmuş mudur?"

Gecenin hafif sessizliğini Wonwoo'nun yumuşak bir şekilde seslendirdiği soru ile kelimeler ile de bozulmasını sağladı. Şarkıları birbirine karışıyor ve Minghao üç aylık bir devriyeden yeni geri döndüğü için uyku ile uyanıklık arasında mekik dokuyordu.

"Bilmiyorum, sevgilim." dedi gayet dürüst bir şekilde Minghao ona adeti olduğu üzere başını Wonwoo'nun göğsüne koymuş kalbini dinlerken bir süre düşündükten sonra.

"Beni unutmuş olmasını diliyorum." dedi Wonwoo saçlarını okşarken.

"Ben de," dedi Minghao ve bir süre sustuktan sonra devam etti. "Neden soruyorsun? Şarkını geri aldığını göstermek mi istiyorsun?"

"Evet. Hasun bunu bilmeyi hak ediyor." dedi Wonwoo.

"Ve bence herkesin senin şarkını dinleyip nasıl mükemmel bir şarkıya sahip olabileceğini görmeli!" dedi Minghao coşkuyla.

"Ya şarkıma aşık olurlarsa?" dedi Wonwoo sevgilisi ile dalga geçerekten.

"O zaman zaten bir sevgilin olduğunu öğrenirler." dedi Minghao kararlı bir sesle.

"Hem de en kıskacından bir tane." dedi Wonwoo onun kararlılığının altında yatan kıskançlık, hafif öfke ve çokça sahiplenme duygularını hissederek.

"Evet. Sevgilimi kıskanıyorum. Çünkü onu benden almayı deneyebilecek kişilerin ortaya çıkabileceğini ima ederek herkes için sınırları zorluyor." dedi Minghao yine gayet dürüst bir şekilde.

"Üzgünüm, sevgilim." dedi Wonwoo Minghao'ya sarılmak için hareket ederken.

"Seni seviyorum." dedi Minghao gözleri kapanmak üzereyken.

"Ben de seni seviyorum." dedi Wonwoo onun uykuya daldığını hissetse de.

———

Dördüncü Çağ 2296, Haziran
Gizli Vadi

Ay ve yıldızların çarpıcı ışığı, perilerin neşeli sesleri ve müzik aletlerinin sesleri odaya açık pencereden hafifçe sızıyordu.

Pencerenin önünde duran iki kişi birbirine sarılmıştı ve yüzlerine yansıyan ay ışığı ve turuncu renkli fenerlerin uzaktan gelen ışıklar hafifçe yüzlerine yansıyordu.

"Halkımız neden her şeyi kutluyor ki?" dedi Wonwoo vadinin merkezindeki neşeli peri grubuna bakıp. Wonwoo şarkısını bulduğunu açıklayalı neredeyse yüz yıl olacaktı. Ama yüz yıl neydi ki sonsuz yaşamın yanında?

"Belki de yaşadıkları sorunları ve üzüntüleri saklamak içindir." dedi Minghao omzuna başını yaslayıp merkezde dans edenlere bakarken.

"Olabilir." dedi Wonwoo üzgünce.

Minghao onun üzüntüsünü anladı ve ona bakmasını sağlamak için sağ eliyle yüzünü kendine çevirdi.

"Bir zamanlar senin onlara acı veren kişilerden olman önemli değil. Önemli olan şu anda yaptığının ne olduğu ve gelecekte ne yapacağın. Ve yakın bir zamanda onlara çok fazla yardımcı oldun. Onların pek çoğu artık seni bir katil olarak görmüyorlar." dedi Minghao Wonwoo'nun parlayan gri gözlerini kendi büyülü yeşil gözlerinde kalmasını sağlarken.

"Eskiden ne düşündükleri umrumda değildi ama bir süre sonra umursamaya başladım. Ancak emin ol ki bu durum sende geçerli değil. Seninleyken bana istediklerini söyleyebilirler. Onları umursamıyorum," dedi Wonwoo onun büyülü yeşil gözlerinde kaybolmuş gibi hissederken. "Hao."

Canticum || WonHaoTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon