Parte 15

543 51 10
                                    

Nothing breaks like a heart|
1 ay sonra

"Mr Sapphire çok fazlalar destek gerekiyor." Silah sesleri depoda yankılanırken buraya geldikleri adamların çoğu alınlarının ortasında bir kurşunla yerdeydi.

Saklandığı yerden kafasını kaldırarak birkaç el sıktı. Toplasalar 4 kişi kalmışlardı.

Duvarın arkasından çıkarak gözükmeden karşı tarafa geçti iş başa düşmüştü.

Kendi adamlarına sıkan birkaç adamı cehenneme gönderirken kapşonlusunun arkasından başına dayanmış silah durdurdu onu.

"Biliyor musun tebrik etmeliyim aslında seni adamlarımın yarısını tek başına hakladın. Ama şansına küs modumda değilim. O yüzden siktiğim ellerini kaldırıp arkanı dön yoksa ölmeyi diletecek hale getiririm seni"

"Sakin ol amına koyim ne bu sinir Jungkook. Baksana şu cüsseyle mi halledecek tüm adamlarını bırak onu." Yaklaşan ses Yoongi'dendi. Arkadan gülüşerek birkaç kişi daha geldi.

"Kim bu?" Taehyung sordu bu soruyu. Kafasına silah dayanmış adam günler sonra en yakın arkadaşının sesini duyduğuna sevinmişti ama daha önemli bir şey vardı. Aylar sonraki yakınlık. Farkında değildi ama başına silah dayadığı birine çok yakındı arkasındaki adam.

Kafasını geriye atarak göğsüne yaslanmak istedi farkında değildi ama özlemişti işte bu adamı.

"Arkasını dönerse öğreneceğiz. Son saniyelerin" silahın güvenliği açıldı.

Yavaşça arkasını döndü, gözleri alnındaki silaha çıktı ilk. Karşısındaki insanların yüz ifadesi değişti görebiliyordu. Yavaşça indirdi maskesini metalik bir gri olan saçlarını örten kapşonu indirdi.

Gözleri sevgilisinin gözlerine çıktı. Gerçi birkaç aydır görmediği sevgilisine.

"Hasiktirr" Jack ve Mike'ın aynı anda söylediği ile yüzünde minik bir gülümseme oluştu. Kaç aydır gülmeyen onu bu güldürmüştü.

Alnındaki silah indi. Kaşları daha da çatıldı elinde silah tutanın. Sinirli olduğu anlaşılabiliyordu.

"Arabaya geçin geliyorum" Geliyorum. Onu yanına almayı bile düşünmüyordu.

Diğerleri teker teker arabaya bindi o kocaman depoda sadece ikisi kaldı. Yüzünü kapatması için kullandığı oldukça büyük hırkanın kollarını sıkıştırdı biraz bir tepki bekledi.

Kafasını eğdi yüzüne bakamadı. Her şey bir anda oldu. Belinden çekilmesi ile havalanması. Bacaklarını beline doladı dudakları buluştu kollarını boynuna dolayarak daha da yakınına geçti.

Sırtı duvara dayanarak daha da derinleşti öpüşme. Birkaç dakikalık bir özlem gidermeden sonra gözleri kesişti.

"Vurulman...." Jimin konuştu ilk kez. Alnı Jungkook'un alnına dayalıyken.

"...Planda yoktu" devam etti sözlerine.

"Beni 2 ay habersiz bırakmak da yoktu Jimin." Değişmişti değiştirmişti bu süre birbirlerine hitap şekillerini.

"İşleri halletmeye çalıştığımı biliyordun, ve sana söylemiştim içinizden birine zarar gelirse ben bu planda yokum demiştim. Sen de merak etme kurşun geçirmez arabalarla geliriz demiştin."

"Her planda bir risk vardır. Eğer kurşungeçirmez arabalarla gelirsek Drago'nun planı farkedeceğini biliyordun. Ayrca kurşungeçirmez bir arabanın içinde nasıl ölebilirdim."

"Ben senin vurulma riskin olduğu bir planda olmak istemiyordum. Beni seni vurmak konusunda iyi hissettirdin" Sesi gittikçe yükseliyordu ve ayakları yere basmıştı bile.

Cité Des PéchésHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin