~38~

4.8K 126 16
                                    

Burnuma iğrenç kokuların gelmesiyle, yüzümü buruşturdum.

Bu!

Bu hastane kokusuydu!

Bu kokudan nefret ediyordum!

Gözlerimi açmak istiyor, açamıyordum. Sanki biri bana bolca narkoz vermiş gibiydi. Midem bulanıyordu.

"Araf Bey bu ne kadar tehlikeli olsa da, yapacağız. Ben kendime çok güveniyorum. Her şey sorunsuz hallolacak." Dedi, tanımadığım bir erkek sesi.

"O'na bir şey olursa seni diri diri gömerim Hasan!" Dedi, Araf'ın itici sesi.

Yutkunmak istedim. Lâkin o kadar halsizdim ki onu bile yapamadım.

"Ece Naz'a hiçbir şey olmayacak emin olabilirsiniz."

Ne konuşuyordu bu salaklar böyle?!

"Hem biliyorsunuz Araf Bey. Bu işlem panik atak ve anksiyete gibi ciddi hastalara uygulanır. Beyinde ki kötü anılardan kurtulmak isteyenler yaptırır genelde."

Gözlerimi açmak istiyordum. Lütfen Allah'ım şu an bana güç kuvvet ver!

"Şu son iki ay da yaşanan her şeyi unutsa yeterli. Gerisi ben de."

Kim iki ay da yaşanan neyi unutuyor? Neler oluyor?

"Pekâlâ Araf Bey," dedi, doktorun sesi gergin bir tonlamayla. "Hanımefendi kendine geldikten sonra başlayacağız."

Anandır hanımefendi orospu çocuğu diyecek takati bile kendimde bulamadım.

"Ne zaman kendine gelecek?" Dedi, Araf sabırsız bir şekilde.

Ben hâlâ ne olup bittiğini anlayamadım. Ne yani bana iki ay da ne yaşadıysam unutturmaya mı çalışacaklardı? Sebebi neydi?

Hem böyle bir şey var mıydı?!

"Bir saate kendine geleceğinden eminim."

Bir saate kadar buradan kaçıp kurtulmam gerekiyordu. Yoksa harbiden naneyi yiyecektim.

Korkunun tüm benliğimi ele geçirmesine izin vermemeliydim.

Yanağıma ıslak bir öpücük kondu. Boynuma yakan sıcak nefes, tüylerimi ürpertti.

"Bu günden sonra bana ait olduğunu sen de anlayacaksın güzelim."

                                 .....

                                 🦅

"Abi sence Gökhan gerçekleri öğrense ne tepki verir?" Diye sordu, Pezevenk Atakan.

"İnşallah kalp krizi geçirmez." Diye, mırıldandım ağzımın içinden.

Ağzımın içinde ki kürdan damağıma batınca, inledim. "Ananı sikeyim ya!" Diye, tısladım. Ulan hava olsun diye ağzımızda kürdan gezdiriyoruz, şu olana bak!

"Benim mi abi?" Diye, sordu Atakan şaşkınlık dolu bir ifadeyle.

"Ne diyorsun amına koyayım!" Dedim, hayretle.

"Ananı sikeyim dedin ya abi?"

Kaşlarımı çattım. Yüzümde bahçesine topu kaçan çocuğu azarlayan Hasan dayı ifadesiyle Atakan'a döndüm. "Tövbe yarabbi tövbe! Kalk siktir git şuradan Atakan!"

Atakan omuz silkti. Yüzsüz pezevenk!

Bir insan annesini de abisi gibi gördüğü adama siktirmek istemez Atakan! Kafanı sikeyim Atakan!

Telefonumun çirkin melodisiyle, Atakan yerinden kıpırdandı. Kendini sandalyeye sürtüyor azgın pezevenk!

Sol cebimden telefonu çıkardım. Ekrana bakınca tanımadığım bir numara olduğunu fark edince, geri cebime koymak istedim. "Kimdir bu yarrak?" Diye, mırıldandım.

"Kim abi?" Diye, sordu Atakan. Yüzünde meraklı bir ifadeyle beni izliyordu. Atakan'a kınayarak bakarken, telefonu açtım.

"Sen kimsin amına koyayım? Bana bak dalga geçmek için aradıysan adresine kadar bulur seni ağır sikerim." Dedim, sinirle.

Arayan özel numara değil Kartal sakin ol amına koyayım!

"Kartal abi acil!" Dedi, telefondan gelen erkek sesi. Sesi tanıyor muyum tanımıyor muyum bilmiyordum. Hem çok tanıdık, hem de tanıdık kelimesine çok uzak. Her neyse çok edebiyat yaptın Kartal kendine gel.

"Abi ben İbo!"

Kaşlarım çatıldı. Şu Rüzgâr'a ihanet eden gavat İbo?

"Vay pezevenk! Seni yer de ararken gök de buldum! Siktim ananı adres ver lan!"

"Abi bir sakin ol! Şu an acelemiz var! Bir saat içinde Aydın da olmanız gerekiyor çok acil!" Dedi, pezevengin endişeli sesi.

"He oldu canım. Gelirken de padişahın sol daşşağını getirmemi ister misin?"

Bir de utanmadan bana abi demeye cüret ediyor erkeğin orospusu!

"Abi Araf, Ece Naz'ın hafızasını sildirmek istiyor. Ve onunla mutlu bir hayat yaşayacağına inanıyor. Bir saat içinde burada olmazsanız Ece Naz tamamiyle kendini kaybedecek!"

Telefonu kulağımdan çektim. Hayretle Atakan'a bakıyorum. Atakan'ın da benden farkı yok gibi. "Ne diyo la bu?" Dedim.

"Ne diyo abi?" Diye, sordu Atakan meraklı bir ifadeyle.

"Kartal abi lütfen. Daha sonra beni öldürür müsünüz yoksa işkence mi edersiniz orası size kalmış. Fakat bir saat içinde burada olmazsanız işler iyice boka saracak. Çünkü Araf gittikçe şizofrenleşiyor!"

Şizofrenleşiyor nasıl bir kelime lan! Hem o amına koyduğum zaten şizofren değil mi? Kafayı yemiş dibini sıyırıyor amın evlâdı!

"Sana neden inanayım kahpenin torunu!" Diye, bağırdım. Bağırdım çünkü söyledikleri kafamı karıştırdı. Ya Araf bana oyun oynuyor. Ya da İbo piçinin söyledikleri doğru..

Ama yine de gidip görmeye değer..

Telefonun sesini kapatıp, Atakan'a döndüm. "Tüm adamlara haber ver. Hep beraber Aydın'a gidiyoruz." Dedim.

Biz Muğla'daydık. Ve Muğla ile Aydın arası bir saat. Gerçi biz yarım saatte bile gidebiliriz orası ayrı..

Tipini siktiğim sarı kafalı İbo'su hâlâ bir şeyler zırvalıyor.

"Telefonun sesini açtım. "Tam adres ver lan orospunun fırlattığı!"

Kapının Ardında ki Yüz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin