~20~

10.1K 226 82
                                    

Hatam olduysa şimdiden çok özür diliyorum. Zamanla tüm hatalarımı telafi edeceğim 🖤

Rüzgâr hastane koltuğunda oturmuş, durumu ağır olan 'kardeşim' dediği adamın bir an önce uyanmasını bekliyordu.

Uyanacak mıydı sahiden?

Durumu kritikti. Her an her şey olabilirdi. O yüzden kendini her şeye hazırlamıştı.

Derin bir nefes alıp, başını geriye yasladı. Son yaşananlar bir bir gözünün önünden geçiyordu.

'Nasıl olur da bu kadar aptal olabilirim?' diye, geçirdi içinden. 'nasıl olur da Gökhan'ın dediği gibi Ece Naz'ı kendi ellerimle o takıntılı piçin eline veririm?'

Hepsi o küçük kız yüzündendi. Aklını başından alıyordu. Belli etmese de Ece Naz ile her göz göze gelişinde, liseli aşıklar misali deli gibi heyecanlanıyordu.

Kız sürekli kendisine 'sevişeceğiz' diyordu. Peki hazır mıydı tüm ilklerini Rüzgâr'a vermeye?

Ece Naz'ın yaşı daha küçüktü. Ne istediğini bilmiyordu. Dengesiz davranması çok normaldi Rüzgâr için.

Onu ilk fark ettiğinde daha lisenin başlarında tek derdi eğlenmek olan küçük bir kız çocuğuydu.

Nasıl da dikkatini çekmişti o küçük kız çocuğu..

Rüzgâr kızın enerjisini sevmişti aslında.. yoksa abartılacak bir güzelliği yoktu. Kahverengi gözleri olan sıradan bir esmer kızdı işte.

Oldukça benzediği Pera ile kıyasla Ece Naz biraz daha çirkin kalıyordu onun yanında. Pera güzeldi. Çok güzeldi hem de...

Belki de Gökhan ve Araf sırf güzelliğini sevmişlerdi Pera'nın.. Sonra o da takıntı haline gelmişti..

Yine de bu hikâye de yanan Pera olmuştu. Rüzgâr iyi tanıyordu Pera'yı. Ece Naz'a kıyasla çok daha narin kibar ve utangaç bir yapıya sahipti. Üstelik ne kadar benziyor olsalar da, Pera; Ece Naz ile kıyaslanamayacak kadar güzeldi.. işin garip kısmı da buydu ya. Biri sıradışı güzelliğe sahipti, diğeri ise gayet sıradandı.

Nasıl olur da ikiz gibi benziyor olabilirlerdi?

Güzellik çok da önemli değildi Rüzgâr için. Ece Naz gibi enerjisi yüksek ve cesaretli olması yeterdi..

Tabii kızın bu kadar rahat ve vurdum duymaz olması hiç de normal değildi. İnsan biraz utangaç, narin ve korkak olurdu yahu!

Rüzgâr, istemsizce tebessüm etti.

Ece Naz'ın Araf'ın elinde olduğu geldi aklına. Beş saniye süren tebessümü yüzünden silindi. Yutkundu.

Kendini ezdirecek bir kız değildi o. Lâkin Araf'ın sağı solu belli olmaz idi. Ece Naz'ın düşündüğün aksine 'işkence' etmezdi, Rüzgâr Araf'ı iyi tanıyordu. Ama Ece Naz uzun bir süre daha onun elinde kalırsa kafayı yiyebilirdi. Çünkü Araf dengesiz, bir dediği diğerini tutmayan bir adamdı.

Daha doğrusu Pera'nın ölümünden sonra böyle bir adam olmuştu. Sevdiği kadının ölümü Araf'ı çok derinden sarsmıştı. Çevresinde bulunan bir çoğu kişiye psikolojik şiddet uygular olmuştu. Ve Rüzgâr da adı gibi emindi ki, Ece Naz da psikolojik şiddet uyguladığı insanlardan biri olacaktı..

Peki ya Gökhan?

Gökhan da sırf Pera'ya benziyor diye, Ece Naz'a karşı bir şeyler hissediyor olabilir miydi?

Kapının Ardında ki Yüz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin