30.

1.2K 42 3
                                    

"Yapma Gri."

Ondan duyduğum son cümle bu olmuştu. Sonra küçük bir valiz, ve orta halli bir otel odası. Tek kişilik.

Üç gündür telefonum kapalı. Tüm gün odadayım ve, sadece yarım kalan dizimi izliyorum. Bir kaç tanede film izledim.

Ne kadar çikolata yediğimi bilmiyorum, sadece kilo aldığıma eminim artık. Saçlarım yağlanmış. Havalarda artık yavaş yavaş soğumaya başlıyor bu demek oluyorki üzerimde ince ve uzun kollu bir hırka var. Arada bir terliyip çıplak dolaşıyorum bu küçük otel odasında.

Düşünmemeye karar verdim. Düşündükçe kendimi sorguluyorum. Bu yüzden sessiz bir ortam yaratmadım hiç. Hep bir müzik, hep bir dizi açıktı.

Az uyumuş olmalıyımki gözlerimin altı hafif şişmiş ve morarmış. Genetik olsa gerek, uyursam hemen geçer ve eski haline döner gözlerim.

Hayatım yine eskiye döndü, çok mutluyum. Eski asosyal Gri karşınızda. Evet, mutluyum.

Kimi kandırıyorsun Gri? Mutlu insanlar gülmezmiydi? Sen neden gülmüyorsun? Ama bunun yanı sıra ağlayamıyorumda. Nedeni izlediğim dizi olabilir. Pek duygusal sahneleri yok.

Ela'yı merak ediyorum. Gerçekten ne yaptığını, Asel'in hala o evde olup olmadığını.

Hayatımın içine resmen sıçtım desem yeridir herhalde. Asel'i isteyen bendim, ondan ayrılanda benim, onu hala sevende ve onun ihanetini hala kabullenemeyende. Hani herkesin bir kusuru vardı? O kadarcık kusur kadı kızındada olurdu hani? Hataları örtmede gece gibi olmalıydın ya Gri hatırlasana. Olmuyormuş demekki.

Bunu unutabileceğimi sanmıyorum. Hala aklıma geldikçe, o kadına dokundu. Aldatılmanın bu kadar ağır birşey olduğunu bilmiyordum. Demekki yaşamadan bilinmiyormuş. İlla yaşamammı gerekti yani?

Küçükken hep derdim oysaki, ben ilerde bir erkekle evlenirsem ve o beni aldatırsa onu affederim. Ne varki bunda hatasını anlaması önemli sonuçta. Küçükmüşüm o zamanlar, herşeyi basit sanıyordum. Şimdi ise, hatta üç yıl önce gerçek hayatla tanıştım. Gerçek hayat, gerçekten boktanmış.

Sanırım, özledimde. Asel'i özledim, ondan nefrette ediyorum. Ondan soğudum diye düşünüyordum, halbuki hala bilmiyorum. Bildiğim tek şey ise, birdaha Asel'e dönmeyeceğim.

"Oda servisi efendim."

Odanın kapısına bakarsan rahatsız edilmek istemiyorum dimi gerizekalı diyemiyosunuz işte. Kibar olmalısınız.

Yataktan yuvarlanarak kalktım, yere düşmemde cabası zaten. Sinirlerim yine fazla doruğunda. Kapının kenarından az bişey açarak karşımdaki görevliye baktım.

"Efendim, bugün odanızın temizlenmesi gerek."

Bu demek oluyorki defol gitte leş odanı temizleyeceğiz.

"Ne kadar sürer?"

"Bir saat kadar."

Bir saat. Bir saat hava alsam fena olmaz heralde. Evet, hava almalıyım. Yoksa kendi iğrençliğimde boğulup öleceğim. Önce saçlarımı yıkamalıydım. Dışarıya 'güçlüyüm ben' sinyali vermek içinde biraz makyaj.

"Yarım saat sonra gelin. Ozaman odadan çıkmış olurum."

Laptobımı çantasına koydum. Saçlarımı yıkadım. Telefonumu ve kulaklığımı alıp çıktım odadan. Çantamı unuttuğumu farkedip içeri girdim hemen. Fakat çantamı alıp çıkmamda bir oldu.

Üzerimede 'depresyondayım' imajı vermeyen bişeyler giydim. Pekâla iyi görünüyordum.

Şimdi ne yapabilirim diye düşünmeye başladığım anlardaydık. Evet yapabilecek hiç bişeyim yoktu. Kafeye gitsem neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Eve zaten gitmem. O zaman yapılacak tek birşey var. Oda sanırım yarım kalan dövmeyi tamamlamak.

Gri HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin