~6.Bölüm~

1.6K 101 7
                                    

Bölüm şarkısı: Buray - Kış bahçeleri





Bir gün en sevdiğim öldü,
Ben neye üzülsem hep onun ölümüne ağladım...





...

İnsan ne zaman büyümeye başlardı? Yaşı ilerledikçe mi yoksa omuzlarına yüklenen acıları kabullendiği zaman mı? Tam olarak hangi nokta da acıyı kabullenirdi? o acıyla nasıl başa çıkabilirdi?

Bilmiyordum...

Öylesine nefes nefese kaldığımı hissediyordum ki sanki bir el boğazımı sıkmışta nefes almamı engelliyor gibiydi.

Kaldırmakta güçlük çektiğim kolumu yavaş yavaş boğazıma doğru götürmeye çalıştım fakat kolumda ki ağırlık buna izin vermedi. Gittikçe artan sıcaklık ile gözümün önünde canlanan o anlar beni daha beter acıya sürüklerken şiddetli bir şekilde yerimden fırlayarak gözlerimi açtım.

Önce bulunduğum ortamı inceledim. Otobüsteydik. Göğsüm, sık sık aldığım nefeslerden dolayı inip kalkarken bakışlarım hızla yanımdaki bedene döndü. Nazlı başını koluma yaslamış ve derin bir uykuda gibi görünüyordu.

Boğazımda oluşan yumruyla gözlerimi kapatıp açtım.
Ne yani, hepsi, hepsi bir rüya mıydı?

''Babam'' dedim derin derin nefes alırken.
O anı hiç yaşamadım yani, babam hayatta öyle mi?

"Allah'ım." Diye fısıldadım buruk bir şekilde.
"Bu nasıl bir rüya...?"

Gözlerim dolarken ''Nazlı kalk.'' dedim acıyan kalbimle. Bir yandan kolumla onu dürtüyordum. Ağır ağır başını kaldırıp bana doğru döndü.

'' Ne oluyor ya?''

Cebimde varlığını bacağımı acıtarak belli eden telefonu elime alarak rehbere girdim hemen.

''BABAMM'' yazısını görünce içimde fırtınalar koptu. Titreyen parmağımla yazının üstüne bastım ve ekrana ''BABAMM ARANIYOR'' yazısı düştü. Yanımda adımı defalarca kez zikreden nazlıyı duymuyordu kulaklarım.

Bu bir rüyaysa eğer, neden bu denli gerçekmiş gibiydi? Resmen o acıyı yaşamış gibi acı çekiyordum şu an.

Ben bunu düşünürken '' Efendim güzel kızım?'' dedi içimi parçalayan o ses. O an tüm dünya benim oldu sanki. Sesim ona gitmesin diye elimle ağzımı kapatıp sessiz ama bir o kadarda acı bir şekilde ağlamaya başladım. Nazlı koluma iyice yapışıp ''Veda? Ne oldu korkutma lütfen beni!! '' dedi endişeli ve ağlak bir ses ile. Bedenim titrerken babam ikinci kez adımı seslenince sesimi neşeli bir hale getirmeye çalışarak  ''Babam! Güzel babam benim. Seni çok özledim. Seni çok çok seviyorum babam.'' dedim sonlara doğru mideme giren sancıyla.

''Hayrola deli kız, nerden esti böyle? Bende seni çok seviyorum güzel kızım.''

Hayrolsun babam...

"Hiç." Dedim sesim titrerken. "Sadece seni özledim."
Ardından bir kaç kelime daha konuşup telefonu kapattım. Hayatımda ilk defa böyle bir rüya görüyor ve onun etkisinden çıkamıyordum.

Ellerimi avuçlarının arasına alan arkadaşıma doğru döndürdüm bedenimi. Ne olduğunu bilmediği halde gözünden damlayan tek yaş usulca çenesine doğru yol alırken parmağımla engelledim onu.

"Hadi anlat bana, ne gördün rüyanda?"

Derin bir nefes alıp gördüğüm o korkunç rüyayı anlatmaya başladım.
Şükürler olsun dedim içimden. Düşüncesi bile beni mahvetmeye yeterken o anı yaşamak öldürürdü sanırım beni. Ki o kadar derinden etkilemişti o rüya beni.

Duman KarasıOn viuen les histories. Descobreix ara