𓇬24.10.2021 Ödülleri - Deneysel Beyin Artıkları, Part III

4 3 0
                                    


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yazar: Das

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yazar: Das

Tarih: Ağustos 1865

Prens Lucian, Dağdan kaçmaya karar vermiş. Daha çocukmuş o da sizin gibi. Soğuk bir havada, yağmurda oturmayı ve orada donarak kaçmayı planlamış. Titreyerek ve ağlayarak beklemiş sadece. Bekleyerek kaçacakmış dağdan. Ne yazık ki istediği olmamış. Lucian güçlü biriymiş, kaçmak istese de kaçamamış bu yüzden. Yıllardır başına gelenler onu çok dayanıklı birine dönüştürmüş. Yaralar da alsa, derinden üzülse de, hastalansa da hep bir yolunu bulur iyileşirmiş. Bu yüzden kaçamamış işte. Geceye kadar beklemiş. Dağ da merak etmiş onu ne gariptir ki. Oysa ki gittiği için sevinmesi gerekirmiş. Yerinden fazla hareket etmeyen dağ Lucian için çıkmış sokaklara. Rüzgarlarını dindirmiş, karlarını saklamış. Sanki bir tepe gibi ilerlemiş ve Lucian'ı bulmuş. Tekrar almış onu kollarına. Kaçmasına izin vermemiş.


"Dağ, Lucian'ı seviyor değil mi Gabriel abi?"

"Ne? Hayır tabi ki! Sadece prensin gelişmesini engellemeye çalışıyor. Biraz da bencil, sadece kendisi eziyet etmek istiyor."

"Bence seviyor."

"Bence de!"

"Saçmalamayın... Kimse sevdiği kişiye böyle yapmaz."

"Yapmaz mı? Sen de bize kötü davranıyorsun ama bizi seviyorsun!"

Sekizler -yani artık dokuz kişi oldukları için dokuzlar- gülmeye başladı hep bir ağızdan.

"Hadi be oradan! Sizin nerenizi seveyim ben? Çetesiniz oğlum siz! Sizi seherbazlara ihbar etmek lazım da şimdi bizi de götürürler diye yapmıyorum. Hadi yataklara! Bu kadar hikaye yeter!"

En yakınımdaki çocuğun poposuna bir tekme vurdum hafif şiddette. Dokuz çocuk yanımdan kıkırdayarak odadaki yataklarına dağıldılar. Çoğunlukla uyumaları için hikayeyi ben anlatmazdım ama bugün sadece Blaze ve ben buradaydık. Blaze kim bilir çocuklara ne anlatır dediler. Beni görevlendirdiler.

"Gabriel abi?" Kirby yattığı yerden bana seslenmişti. Yanına gidip elindeki düdüğünü aldım. Yatağının başına koydum ve üstünü örttüm düzgün bir şekilde.

"Lucian altınlara hiç ulaşabildi mi?"

"Hayır."

"Peki dağdan kaçabildi mi?"

Gülümsedim belli belirsiz. "Kaçtı." dedim. "Hayal ettiği şekilde değil ama... Bir meleğin yardımı sayesinde."

"Melek mi? Nasıl?"

"Onu da başka gece anlatırım. Hadi iyi geceler!"

Hepsi bir ağızdan bana iyi geceler dilediğinde büyüyle yaktığım ışıkları elimin tek hareketi ile kapattım. Karanlık yüzünden de yerde bir şeylere takıla takıla kapıya ulaşıp çıktım. Kapıyı arkamdan kapattığım gibi sırtımı yasladım ve derin derin nefes almaya başladım. Umarım rahatça uyuya biliyorlardır. Ben onların yaşındayken hiç düzgün bir uyku çekemedim. Onların düzgün bir hayat yaşayabilmesi için her şeyi yapmaya hazır gibi hissediyorum. Kendimden bekleyemeyeceğim kadar hazırım. Onun gibi olmamak için çok uğraşıyorum. Bazen onun gibi düşündüğüm için, bazen de yaptıklarını mantıklı bulduğum için sinirleniyorum.

Seviyor muydu gerçekten?

Belki de...

Belki de sevgisini gösterme yolu buydu.

Pff, saçmalamayayım!

İğrenç adamın tekiydi.

İleride sevdiklerimi terk etmeme neden olacak.

Her şey ailem dediğim bu insanların iyiliği için...


-SON-

𝔐𝔞𝔩𝔩𝔢𝔲𝔰 𝔐𝔞𝔩𝔢𝔣𝔦𝔠𝔞𝔯𝔲𝔪 - 𝐁𝐮̈𝐲𝐮̈𝐜𝐞𝐝𝐮̈𝐧𝐲𝐚 𝐑𝐏𝐆Where stories live. Discover now