𓇬24.10.2021 Ödülleri - Magna Purgatio: Attingendis Impar Auctoritas, Part I

2 3 0
                                    


Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

Yazar: Kenneth A

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

Yazar: Kenneth A. Miller

Tarih: Ağustos 1865

Zor bir gün geçirmişti Kenneth Miller. Her Purgatio gününde tam aynı dozda yaşardı bu gerilimi. İnsan öldürmeye alışmıştı. Gerginliğinin küçük bir kısmının hala cinayet eyleminin özünden geldiği söylenebilirse de gerçekten gebermeyi hak ettiğine inanmadığı kimseyi öldürmek zorunda kalmamıştı şimdiye kadar. Bu yüzden artık "cinayet" dememeyi de alışkanlık haline getirmişti. "Purgatio"ydu onun yaptığı, yani Temizlik. Medeniyeti virüslerden temizlemek. Öte yandan gergindi işte. Çünkü yakalanmaktan, Büyücüler dünyasının çarpık ve fazla hümanist yasalarınca yargılanmaktan, Magna Purgatio'nun ilkel beyinlerce anlaşılma olasılığı olmadığı için kesinlikle hüküm giymekten korkuyordu. Muhtemelen idam edilirdi ama korktuğu şey tam olarak bu değildi. İdam edilmekle Azkaban'da ömür boyu hapsedilmek arasında bir ayrım görmüyordu. Onun asıl düşündüğü sevgili ailesiydi. Eşi Edith, kızları Minerva, Roseline ve Betty'den ayrı kalmak, daha doğrusu onları bir başlarına bırakmak.

İnsanın böyle kıvrandırıcı duygulara da alışabiliyor olması tuhaftır. Kenneth tam 10 yıldır "temizlik" yapıyor ve tam 10 yıldır her temizlik öncesinde bu duyguları yaşıyordu. Kanıksanmış, varlığı yadırganmayan ama yine de kıvrandırtan bir gerginlik. 10 yılda bu işte mükemmelleşmiş olması, şimdiye kadar hiç yakalanmamak bir tarafa arkasında hiç iz bırakmamış olması Tapiorii Sanctionem'in düsturunun ve Kenneth'ın kusursuz disiplininin bir sonucuydu ve Kenneth şunu çok iyi biliyordu, bu gerginliği yaşamıyor olsa böylesine kusursuz olamazdı.

Mesaisini tamamlayıp Bakanlık'tan ayrıldıktan sonra her günkü rutinini bozmadan doğruca evine gitmişti. Yolda rastlaştığı tanıdıklarıyla ayaküstü iki lak lak etmeyi ve her zamanki gibi Bakanlık'ın Nöbetçibüyücüsü'ne iyi akşamlar dilemeyi unutmamıştı. Bunlar önemliydi, çünkü bu kişiler Kenneth'ın o gün de en az her zamanki kadar sakin ve huzurlu göründüğünü teyit edebilecek potansiyel görgü tanıklarıydı. Bakanlık şömineleri de onun doğruca evine gittiğini teyit edecekti gerektiğinde. Eve vardığında saat beş buçuğa gelmek üzereydi. Edith'le kısacık bir görüşecek kadar zamanı vardı ve bunu kullandı, sonra da karısının her zamanki tedirgin bakışlarına kendinden emin bir gülümsemeyle cevap vererek evden ayrıldı. Cisimlenmek için boş bir sokak bulması çok zamanını almadı. Scrinium'da sakladığı ve her Purgatio haftasında yanına alıp tüm Purgatio işlerini yaptığı asasını çıkardı. Asasının bir hareketiyle dün bir Muggle dükkanından aldığı yağmur çizmeleriyle Scrinium de Phali'de gizlediği Purgatio pelerini (siyah renkli, bol kapüşonlu ve kendinden peçeli bir pelerindir. Kenneth her Purgatio eyleminde bunu giydiğinden bu pelerine bu adı vermiştir) kollarında beliriverdi. İyice giyinip kuşandıktan sonra kendi etrafında hızla dönüp o loş ve tenha sokaktan ayrıldı. Ve işte Bakanlık'tan ayrıldıktan on iki dakika sonra Surrey kırsalındaydı.
Bir kilometre kadar ötesinde, bahçesinde tek bir devasa kuru ağacın bulunduğu, çatısının önemli bir kısmı çökmüş, duvarları ve seraları tel tel dökülen metruk bir çiftlik evi vardı. Bu duvarlar Kenneth'ın katletmek için can attığı üç iğrenç adamı barındırıyordu. Üçü de Muggle'dı ve saçma sapan bir Muggle tarikatının iğrenç bir işini icra etmekle görevlendirilmişlerdi. Tarikatın "büyü bulaşmış" ya da "büyü değmiş" olarak damgaladığı hayvanları bu çiftliğe getirip öldürüyorlar, öldürdükleri her hayvanın ciğerini liderlerine götürüyorlardı. Liderleri bu ciğerlere okuyup üflüyor ve okunup üflenmiş ciğerleri yiyen müritleri büyüye karşı ilahi bir koruma edinmiş oluyordu. Sıradan, rutin ve doğal olarak ahmakça bir Nesunt davranışı. İnsanlar nasıl oluyordu da beyinlerini böylesine kötü kullanıyorlardı?

Kenneth hızla çiftliğe doğru yürümeye koyuldu. Bugünkü acelesinin nedenlerinden biri de olabildiğince çok sayıda hayvanı, sokak köpeklerini ve kedilerini, inekleri ve koyunları hatta kuşları ve fareleri bile hiç hak etmedikleri bir sondan kurtarmaktı. Fakat aşağı yukarı yolu yarılamıştı ki son derece tuhaf bir şey çekti dikkatini. Sağ tarafına doğru kısa boylu ağaçlar sıklaşarak geriye uzanıyor ve yer yer sık bir koruluk oluşturuyordu. Az önce feci şekilde tanıdık bir tip bu koruluktan çıkmıştı ve tıpkı Kenneth gibi aceleyle çiftlik evine doğru koşturmaya başlamıştı. Kenneth onu gördükten bir saniye sonra adam da Kenneth'ı gördü. Hemen hemen aynı anda durup birbirlerine baktılar. Aralarında en azından iki yüz metre vardı ama Kenneth onu tanımıştı. Ryan'dı bu, basbayağı Ryan'dı işte. Hem de onun Purgatio'sunda ve ona haber vermeden. Kenneth cidden şaşırmıştı. İçerideki üç şerefsizin üçünü de bizzat öldürüp fena sayılmayacak bir puan toplamak niyetiyle en azından iki haftadır çalışıyordu ve çok yakın bir arkadaşının da belli ki aynı amaçla aynı hazırlık süreçlerini geçirdiğini fark etmemişti. İkili hala birbirlerine bakarken ufka yaslanmış güneş bir bulutun ardına girdi. Kenneth kafasını kaldırıp yukarı baktı. Havanın kararmasına daha bir saat kadar vardı. Dönüp tekrar adama baktığında gülüyordu ama yüzünü örten peçe bu gülümsemeyi örtmekteydi. Bir eliyle gökyüzünü işaret ediyordu Ryan'a. Evet, hava kararmak üzereydi. Ryan'ın acele etmek için fazladan bir nedeni daha vardı yani.

Fakat işte tam o anda dört nala gelen bir atın gürültüsünü duydu ikisi de. Asalarını çekip kendilerini hazırladılar. Birkaç saniye sonra tam Kennth'la Ryan'ın ortası sayılabilecek bir yerde ağaçların arasından koca bir küheylan fırladı. Üzerinde heybetli binicisiyle ne Kenneth'a ne Ryan'a aldırış etmeden dosdoğru çiftlik evine yönelmişti. Fakat tam iki adamla aynı hizaya geldiğinde at durdu. Binici kafasını bir o yana bir bu yana çevirerek önce Ryan'a sonra Kenneth'a baktı uzun uzun. İşte o zaman Kenneth kahkahalarla gülmeye başladı. Çünkü adamı tanımıştı. Aslında bu epik giriş bile sevgili Ray'i tanıması için yetmeliydi belki. Öte yandan Ryan'dan sonra Ray'i de burada görme olasılığı çok yüksek gelmemişti belki ona. Talih ya da başka türden bir saçmalık, diye düşündü Kenneth. Üç Nesunt'a karşı Londra'nın en afili üç Calamum'u. Üstelik birbirlerinden tamamen habersiz bir biçimde –ki bu kesinlikle çok nadiren olurdu- aynı yerde buluşmuşlardı işte.

𝔐𝔞𝔩𝔩𝔢𝔲𝔰 𝔐𝔞𝔩𝔢𝔣𝔦𝔠𝔞𝔯𝔲𝔪 - 𝐁𝐮̈𝐲𝐮̈𝐜𝐞𝐝𝐮̈𝐧𝐲𝐚 𝐑𝐏𝐆Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu