Bölüm 31

152 3 0
                                    

(Benim sevgili okuyucularım çok teşekkür ediyorum. :) Çok seviliyorsunuz.)

(Pazar günü paylaşamadım. Kusura bakmayın. Paylaşım günlerini hatırlatmak istedim. ÇARŞAMBA, CUMARTESİ, PAZAR.)

(Bu bölüm yazdığım en uzun bölümdü şimdiye kadar. Umarım beğenirsiniz. Sonunda merak edilsin diye heyecanlı yerinde bıraktım bence. Umarım merakladırırım sizi.)

(Medya da ki kişi: Elis)

Sabah alarmımın iğrenç sesiyle uyanıp, hemen kapattım. Sonuçta paramın kırpılması var, değil mi? Hemen kalkıp kapatmam gerek yoksa harçlığımdan olurdum yani.

Alarmın çalmamasını diliyordum. Şu an banyoya doğru gitmek yerine, tekrar sıcacık yatağıma yatmak istiyordum. Sıcacık yatağımın yerini, suratıma çarptığım buz gibi su almıştı. Sabah sabah ne kadar zor geliyordu kalk, elini yüzünü yıka ve giyinip okula gitmek. Bu kadar üşengeç olmak zor değil miydi? Beni yoruyordu ama bazen de işime yaramıyor değildi yani.

Banyodan çıkıp, üstüme formamı giydim. Gözlerime ince dipliner sürdüm. Saçlarıma hafif dalgalar vererek fön çektim. Kendimi Barkın’a beğendirmek için mi uğraşıyordum? Aynen öyle yapıyordum. Resmen sevgilimi, yani unutmadan önce sevgilim olan kişinin, beni beğenmesi için süsleniyordum.

Aslında bir kadın ya da kız erkekler için süslenmez. Kendine olan saygısını kaybetmemelidir ama şu an kendime olan saygımı bir kenara bırakıp, başka kızlar kapmadan sevdiğim adamı etkilemem lazımdı, değil mi? Hele ki düşününce Gamze’nin de Barkın’ını isteyen kızlar grubunda olması, beni sinirlendiren şeylerden bir tanesiydi.

Anlamadığım şey ise, Barkın’ın altına yatıp ne elde edecekleriydi? Zevk mi istiyorlardı? Yoksa değişik fanteziler mi görmek istiyorlardı? Gidip başka erkeklerde de bulabilirlerdi bunları. Okul yakışıklı erkeklerle kaynıyordu. Daha ne istiyorlardı ki acaba?

Popüler olmak mı istiyorlardı? Popüler erkekte vardı bizim okulda. Onlar neylerine yetmiyordu acaba? Çağdaş ve Alp’te popülerdi. Onlarında boş kaldığı olmuyordu yani ve onlar hallerinden memnun gibi gözüküyorlardı. Onlara gidin işte, size istediklerinizi verebilecek özelliklere sahiplerdi.

Aklımdaki düşünceleri kafamdan dağıtmaya çalışarak çantamı hazırlayıp, odamdan çıktım. Merdivenlerden inerken, annemin bana seslediğini duyup, olduğum yerde durdum. Arkamı dönüp, merdivenleri tekrar çıktım.

Annemlerin odasına girerken, benim gibi üşengeç bir insanı tekrar merdiven çıkartmıştı ve benim çıldırmam için yetecek bir sebepti her ne kadar sakin biri olsam da, bazen hırçın biri olabiliyordum işte.

Aklıma Gamze’nin saçlarını çekip, tehdit ettiğim an geldi. Nasılda korkutmuştum onu. Ben bile kendimden korkmuştum. Daha önce hiç kavga etmemiş ve kavga edecek biri de değildim ama artık sabrımı taşırmıştı. Cazgır tarafımı göstermiştim ona da. Umarım benimle uğraşılmayacağını ona öğretmişimdir çünkü eğer anlamadıysa, memnuniyetle anlatabilirdim.

Barkın Akay olmakta zordu çünkü hafızasını kaybettikten sonra ilk gördüğü tarafım cazgırlığımdı. Ben bu kızla mı sevgiliydim diye düşünmüştür kesin. Ona bu yönümü hiçbir zaman göstermek istememiştim. Yani bu kadar cazgırlaşacağımı hiçbir zaman tahmin edemezdi. Ara sıra sevgilime yavşayanlara laf ediyordum ama ilk defa bir kızın saçını tutup, onu tehdit etmiştim.

Bazen Barkın’la adı soyadı için dalga geçmek istemişimdir çünkü Barkın Akay diye okuduğumuzda, ‘Barkın’a kay’ gibi çıkıyordu ve beni güldüren şeylerden bir tanesiydi. Bazen neden bu kadar saçma bir şeye gülüyorum diye düşünmüyor değildim.

Devam EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin