Bu satır ölü şairin, son satırıdır.
Eğer Ros başaramazsa, bu evden hiçbirimiz sağ çıkamayacağız!
Bu gerçek kor gibi düştü yüreğime, beynim sinyaller çaktı sinir sistemime, titretti stresten bütün vücudumu.
Derin nefes al Amine!
Evet derin bir nefes alıp, sakince girecektim salona. Halledecekti Ros. Emin olmasa böyle riskli bir işe girişmezdi.
Kalakaldığım yerden ağır adımlarla ayrılıp girdim salona, herkes birbirine tedirgin bakışlar yolluyor, koltukta diken üstünde oturuyorlardı. Bende o tedirginlikle oturdum yanlarına, Ros ile göz göze geldiğimde bendeki farklılığı anlamış kaşları ile işaret etmişti, yutkunup baktım, öldürücü bakışlarını bana yollayan Leo'ya. Ondan ürkek gözlerimi kaçırıp, sakince gülümsedim Ros'a.
"Evet artık başlayalım." Ellerini birbirine vurup ayaklanan Ros, üzerini düzeltip Nora'nın karşısına geçti. "Ben sanırım yapamayacağım." Titrek ellerini sıkı sıkıya tutmuş, kafa sallıyordu acı acı. "Yapabilirsin Nora, geçmişini hatırladığında neden ısrar ettiğimi anlayacaksın." Bana öldürücü bakışlar yollayan adam, bir anda şefkatli birine dönüşmüştü. İçinde kaç karakter daha bulunduruyorsun bilmiyorum Leo!
"Ya hatırlayamazsam."
"Hatırlaman için bütün yolları arayacağım."
"Ya senin eşin değilsem, yani bunu bunun için istediğini biliyorum."
"Kasığında bir doğum lekesi var değil mi?"
"Sen..!" Durdu Nora, çattı kaşlarını. "Nereden biliyorsun?"
"Baldırında bir yaranın izi var, küçükken inşaatta oynarken demir kesmiş."
"O iz var ama nasıl olduğunu bilmiyorum."
"İzin ver, hatırlatayım sana kendimi." Aylarca Aren'in yanına gidiyorum diye bana etmediğini bırakmayan adam, eski eşi için bir anda şairane bir ruha bürünmüştü!
Ah erkekler, hep aynısınız!
Hep bir bencillik!
Onları mimiksiz dinledim, Nora ise sonunda ikna olmuştu. Koltuğa yatırdı Ros onu, vücudu rahatladığında Leo elini başına koydu, Ros ise tütsüyü yaktı. Sonunda yabancı birkaç cümle söylediğinde gözleri kapanmış transa geçmişti. Bana o gün uyguladığı gibi telkinler uygulayıp, Leo'nun sesine odaklanmasını istedi. İşte O sırada koptu her şey, o sesi duymasıyla o uyku halinde hıçkırarak ağlamaya başladı. O hıçkırıklar arasında tek cümle çıkıverdi dudaklarından. " Sen yoktun, Leonardo o karanlık gecede sen yoktun, Aren vardı." Bu nasıl bir paradokstu ki, bu cümlenin aynısını ben Aren'e kurmuştum. İkisi de yanlış kişileri kurtarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASALIN SON ŞARKISI
ActionBir varmış, bir yokmuşla başlar her aşk masalı ama her masalın sonu aynı bitmez, onlar eremez muradına. Hüsrana uğrayan aşkların sonunda bir şarkı yankılanır derinlerde en derinlerde:" Bir masal daha bitti, artık çok yalnızız. Biraz daha yorgun b...