3🎱MECRUH

1.6K 470 118
                                    

Eğer bir gün yine kırılırsan bana gel çünkü yaranı sarma isteğime karşı koyamıyorum.

Bölüm Şarkısı: Gelmen için bir sebep♠Sera Savaş

Sanrılar, ruhumuzu ağacı saran sarmaşık gibi sarıp onun ağacı tükettiği gibi kanımızı, kalbimizi tüketen sanrılar! Herkesin bana karşı inandığı sanrılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sanrılar, ruhumuzu ağacı saran sarmaşık gibi sarıp onun ağacı tükettiği gibi kanımızı, kalbimizi tüketen sanrılar! Herkesin bana karşı inandığı sanrılar. Gidişimin bir nedeni vardı, herkesin ardında birilerini bırakırken kendince uydurduğu nedenlerden miydi? Benim gitmek için bir nedene ihtiyacım yoktu, hangi kız pembe bulutlardayken yere bir seksen uzanmak isterdi ki?¿ can kırıları ile can çekişe çekişe ölümü nasıl göz alabilirdi?

Titreyen ellerim oğlumun ipek saçlarını aheste aheste okşarken dalmış, dalıp diplere inmiştim. Derin bir soluk soludum, oğlumu benim mutlu bir kızken derin derin uyuduğum yatağıma yatırmıştım, annemle konuşmak içim eve geldiğimde, çok huysuzlanmıştı.  Akşamüzeri ise küçük yüzü kollarıma düşmüştü, kucaklayıp yatırmıştım. Ona bu yaşta bu kötülüğü yaptığım için ne kadar anneliğimi sorgulasam da, bildiğim bir şey daha vardı.

Ben böyle olsun istememiş, buna mecbur bırakılmıştım!

Herkesin sanrılarının aksine hâlâ Amine masum bir kız çocuğuydu. İsminin anlamını taşıyan "yüreğinde korku olmayan" kadındım.

Korkmuyordum!

Nefes alabilmek adına şişirdim ciğerlerimi ardından eğilip oğlumun cennet kokulu saçlarını öptükten sonra odadan çıktım. Kapıyı yavaşça kapandıktan sonra birazdan olacakları bildiğimden gözlerimi sıkı sıkıya kapayıp Allah'tan güç diledim. Her ne kadar anneme gelerek olanları, yalan gerçeklerimi, ona anlatarak af dilesem de abimden dileyecek bir affım olmadığını biliyor, beni çoktan sokaktan geçen bir yabancı ile eş değer tuttuğunu biliyor ve korkuyordum!

  Vücud ısım stresten gittikçe düşerken beyaz renk ellerim kırmızıya dönmeye başlamıştı. Tedirgin ve yavaş adımlarla tek tek indim merdivenleri, topuklumun oluşturduğu her "tak" sesi bana ölüme yürüyormuş hissi yaratırken merdivende son adımı attığımda irislerim sinirle bir o bir bu yana giden abimi gördü, görmesi ile kapandı.

"Amine güçlü ol, sen suçlu değilsin. " diye kendime güç olmak adına fısıldadım.

"O prenses hoş geldin.." dedi, kendine has tavrı üzerindeydi, dilini yanağında gezdirdikten sonra ses volümünü yükseltip işaret parmağı ile kapıyı gösterirken bağırdı:"demek isterdim ama defol."

"Atlas, oğlum! " diye ikaz edip elini tutmuştu annem. İçtiği içkiden gözlerinin altı mora çalarken, kıvırcık uzun saçlarını arkada bağlamış bir berduş gibi görünüyordu.

"Bir fahişeyi evimde istemiyorum." Durdu, akan kanım bu sözle akmaktan utandı. Neydi o söz.. Hangi kadın hak ederdi bu sözleri duymayı? Abimden duymuştum bu sözleri, öz abim. Aren'in siyah lekelerini çaldığı abim. 

MASALIN SON ŞARKISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin