23🎱FEZA DA EZA!

375 159 21
                                    

Aşk kanla bulandığında artık adı ezadır!

..

Huzurlu okumalar ❄

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Huzurlu okumalar ❄

"Sen bir korkaksın Leonardo Wizard!" Etrafta yankılanan sesimi dinleyip baktım yüzünde oluşan korkuyla karışık hüzne.

"Evet korkağım. Ölümden değil, gireceğim savaştan değil. Ben sevdiğim kadının bir sözünden korkuyorum. Çünkü adı aşk!"

"hayır, bunun adı korkaklık! sakın karıştırma aşk ve korkuyu birbirine ve sakın sığınma buna. Aren'e korkak diyordum, sana ise ne kadar cesur bir adam. yanılgılarla dolu ülkeme hoş geldin.'' O koltukta eliyle yüzünü avuçlamış ben ise elim belimde karşısında dikiliyordum.

O sustu , devam ettim sözlerime." Biz sadece bizi korumanızı, biraz güven istiyoruz. Her şeye rağmen sizi affetmek için hazır oldayız. Biraz bizim için savaşın biz her şeyi unuturuz. Ben anlamaya çalışıyorum Aren'i emin ol Bella da arayacaktır, arıyordur da." Son sözümle kaldırdı kafasını. İçinde boğulduğu siyah karanlık o denizden baktı gözlerime. "Bilmiyorum." Onu kurtarmak için el uzatsam da şuan istemiyor kendi cezasını kendine çektiriyordu fakat buna izin vermeye hiç niyetim yok.

"Kendine bu cezayı vermekten vazgeç, ben hep Aren'e gittiğimde bana onun ne yaptığını unutma diyorsun, ha aslında bu yüzden. Sen unutmuyorsun! Bu cezayı kendine çektirmekten vazgeç." Söyleyecek kelimeler arasa da bulamadı, onu düşünmesi için yalnız bırakıp, "benim çıkmam lazım, görüşürüz." diyerek geldiğim gibi geri dışarı çıkıp korumalardan anahtarı isteyip arabaya bindikten sonra ayrıldım evden.

Yakınlarda eczanede durup Aren'in belirtilerini anlatıp ona göre ilaç alıp çıktım, yolda gördüğüm kelle paçacı da durup yüzümü buruşturarak baktım. "Bayılırsın değil mi kelle paçaya Aren Dağdelen?" Kendi kendime söylenip hiç haz etmesem de ona iyi geleceğini bildiğimden inip bir çorba paketletip çıktım, onu da ilaçların yanına yan koltuğa koyup bir aktar bulduktan sonra ıhlamur ve ayva yaprağı alıp oradan da çıkıp gerisingeriye döndüm evine. Arabanın onun evine girmiş olduğunu görmemelerini dilesem de gördüklerinden emindim.

Bir şekilde de bundan kurtulurum!

Poşetleri alıp girdim içeri, ilk olarak odaya girdiğimde uyuyordu. Ateş ölçlerle ölçtüğümde 37.9 olduğunu görünce biraz olsun mutlu olmuştum. Onu orada bırakıp mutfakta çorbayı hazırlayıp, bitki çayını demledikten sonra tepsiye bir bardak su ve ilaçlarını da koyup odaya geçtim. Tepsiyi komodinin üzerine koyup uyandırdım onu. "Uyan bakalım uykucu."

Yavaşça aralamıştı göz kapaklarını, gözlerinin içi dahi kanlanmış görünüyordu. Mahvetmişti kendini, bedenini. "Geldin mi?" diye araladı sessizce dudaklarını.

MASALIN SON ŞARKISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin