29. BÖLÜM

2.6K 135 12
                                    

    Bileğime aniden gelen sızıyla derin olan uykumdan uyandım. Gözlerimi açtığımda abim sargıyı açıp kontrol ediyor.

   Yara aslında çok büyük değil ama biraz derin duruyor. Gerçekten kaşıya kaşıya mı yaptım lan?

    Elimi hareket ettirip uyandığımı abime belirttim. Abim koskoca Lodos abim yerinden sıçradı. Güldüğümde saçlarımı karıştırdı

"Günaydııın böceek" dedi, ben kaşlarımı çatıp

"Günaydın bebek" dedim. Korkmuş olmasına vurgu yaparak. Lodos abimin arkasından gelen kahkaha sesi geldi. Abimin koca gövdesi yüzünden göremesemde sesinden Deniz abla olduğunu anladım.

"Günaydın Esra saçların çok güzel olmuş omzuna kadar gelmiş" dedi. Bir anda zihnimde babamın saçımı pembeye boyatma hakkında konuştuğu birkaç söz yankılandı.

"Teşekkür ederim" diye mırıldanıp kaşlarımı çattım.

"Abi saçım pembe mi" diye sorduğumda gülmemek için kendini tutup kafasını onaylarcasına salladı.

"Hayır yaaa ben o sözleri rüya sandım ne demek pembeye boyatmak." diye sinirle konuşurken yanımda masum masum uyuyan hayvan Toprağı gördüm.

"Uyan lann tirreeek" derken abimle Deniz ablanın kahkahalarını duydum. Onları sallamayıp Toprağın omzuna bir tane yapıştırıp uyandırdım

"Ne oluyor lan? İyi misin Esraam" diye sordu. Ben gözlerimi doldurup

"Hayır ölsem daha iyi yaa inanamıyorum size" dedim. Toprak bir anda tamamen uykusundan ayılıp

"Esra ne olursa olsun asla öyle söyleme. Ne demek ölsem daha iyii." dediğinde ciddiliği beni şaşkına uğratsada rolüme devam ettim.

"Ölsem daha iyi işte. Saçımı pembe yapmışsınız" diyip Toprağın saçını elime aldım. Tam çekecektim ki abim kişisi buna engel oldu.

"Esra sakın yapma. Bileğinde yara var. Sadece şaka yaptım saçını daha boyamadık" dedi. Konuşurken daha kelimesine vurgu yaptı.

   Abime suratımı asıp arkamı döndüm. Deniz abla sadece bizim değişik laflarımızı izlerken Toprak karnıma kollarını dolayıp beni kendine çekti. Sırtımı göğsüne yasladı.

    Kolumdaki serumu hızla çıkartıp kendimi bir anda Topraktan kurtardım. Şimdi siz bana şaka yapmak neymiş görürsünüüz.

  Ayağa kalktığım gibi kapıya koşup açtım. Merdivenlere yönelip trabzanlara oturdum. Çığlık ata ata kayarken arkamdan abimin yaratıcı küfür olamayan küfürlerini duydum. Abim artık benim küfür etmemem için değişik küfürler ediyor. Kafasını buza soktuğum orangutan gibi.

    Trabzanlardan kayarken hızımı alamayıp popo üstü yere düştüm.

     Ayağa kalktım ve hızla salona girdim. Salonda kimsenin olmaması abimin azabından kaçamıcam anlamına geliyor sıçtık.

       Hızla koşup mutfağa girdim tabi popomu ovalayarak. Mutfakta çalışan ablayı görünce hızla onun yanına koştum. Abim geldiğinde çalışan ablanın arkasına geçtim.

"Abla beni koru yoksa abim beni çiğ çiğ yiceek" diye bağırdığımda abimin arkasından gelen ev ahalisi ve Deniz abla kahkha attılar. Abim sinirle

"Esra hemen yanıma gelmezsen odanıda dahil olmak üzere pembe pembe yaparım herşeyi" dedi. Yüzümü buruşturup babama baktım. Onunda diğerleriyle güldüğünü görünce

"Sakin ol şampiyon teslim oluyorum." dedim ve çalışan ablanın arkasından çıktım iki elim havada. Abim beni bir anda kucağına alıp omzuna attı.

Özgürlüğün HayaliWhere stories live. Discover now