17. BÖLÜM

7.7K 467 41
                                    

     Gözümü açmaya çalıştığımda yüksek baş ağrısıyla açamadım gözümü. Tekrar denediğimde gözümü beyaz bir ışık kaplamasıyla tekrar kapatmak durumunda kaldım. Yüzümü buruşturup elimi yüzüme doğru kaldırdım ışığı kesmek için. Elimdeki iğne hissiyle inledim kısık olan sesimle. Etrafta duyduğum boğuk seslerle tekrardan gözümü açmaya çalıştım.

      Sonunda gözümü açınca etraftan duyduğum seslerin Lodos abinin ailesi olduğunu anladım. Aslı, Arya falanda odada değiller. Neden odamda olduklarını anlamak için düşününce öz ailemin onlar olduğunu hatırladım. Gözlerimin dolmaya başlamasıyla gözyaşımı silmek için yine elimi kaldırdım. Elimdeki serumu görünce yine gece ateşlendiğimi farkettim. Odadakiler uyandığımı farketmediklerinden kısıkça birkaç kez öksürdüm. Kimse gıkını bile çıkartamazken abim yanıma geldi ve elimi tutup öperek

"Esracığım kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu. Bense boğazımı temizleyip elini sıkı sıkı tutup

"Bok gibiyim abi boğazım çok kötü" dedim kısık sesimle. Abim serumuma bir ilaç alıp kattı, yanaklarımı okşamaya başladı. Abimin annesi yani biyoanne abimi ittirip benim yanıma geldi ve bana şişeden birkaç yudum su içirdi. Kolumdaki serum yüzünden yatakta doğrulamadığımdan annesi beni doğrulttu biraz. Doğrulturken istemeden! kokusunu soludum. Çok hoş bir kokusu var, anne kokusu gerçekten rahatlatıyormuş. Tabi evladını yetimhaneye atmayan anne kokusu. Beni attığı aklıma gelince öteki yana doğru kaydım.

    Abim kaydığım yana geçti ve yatağa poposunun yarısıyla oturdu. Şuanda yaşadıklarım hayal gibi geldiğinden hiçbirşey düşünemiyorum sadece seyirci kalıyorum herşeye.

"Esra sen 3 gündür yüksek ateş yüzünden baygınsın. İyi olman bizi gerçekten çok mutlu etti. Bizım senin varlığından haberimiz yoktu. Biraz araştırınca senin üvey kardeşim Melisa ile karıştığını anladık. Sikik bir hemşire yüzünden senden ayrı kaldık yani bunca yıl. Bu arada gerçekten kız kardeşim olduğun için çok mutluyum, zaten seni çok seviyorum " diyip yanağımı öptü. Bende biraz daha yana kayıp abimin yanağını öptüm. Öptükten sonra başımı göğsüne koyup gözümü kapattım.

" Abi ben zaten iliği kabul etmedim öyle çok yaşayacağımı sanmıyorum bana ümit bağlamayın sevmeyin yaşamak falan istemiyorum. Bu zamana kadar zaten kimse beni umursamadı, şimdide umursamayın tamam mı" derken abime dahada fazla sokuldum, abim elini koluma atıp serumu çıkardı. Büyük ihtimalle bittiğini farketti. Beni tamamen kucağına alıp sımsıkı sarıldı

" Sakın öyle birşey isteme bizden ben seni çok seviyorum sana bağlandım ve öz kardeşim olduğunu öğrendiğim saniyede seni herşeyden koruyacağıma kendi kendime söz verdim. Ve ilik nakli olucaksın çünkü şu son 3 günde senin yasal vasisin oldu babamle annem. Yani ilik nakline onay verdiklerinden iliğini alıcaksın Rüzgarın. " demesiyle gözlerim doldu. Bana bu kadar çok sevgi beslediğinden habersiz olduğumdan abime tamamen sırnaştım. Fakat o Rüzgar itinin hiçbirşeyini istemiyorum. Hemen konuşmaya daldım.

" Bananee yaaa istemiyorum onun iliğini falan. Bananee benim iliğimde paramda bana yeter" diyip dudağımı büzdüm tekrar söze girerek

"Sen beni seviyorsun ama onlar beni sevmiyor" diyip elimi kardeşlerine ve kuzenlerine doğrulttum. Sinirle gözümü yumup tekrardan açıp içimi en yakan cümleyi mırıldandım.

"Ölürsemde öleyim umrumda değil". Diyip omuz silktim. Abim kaşlarını çatıp söze girdi.

" Benim umrumda izin vermiyorum tamam mı hem bücürüm hani sen iyileşince yapılacaklar listesi yapıyordun? Bayağı madde oldu diye biliyorum onları yapmak için bol bol zamanın olması gerek değil mi?" dedi. Kıkırdayıp abime döndüm ve abimin yanağına sulu bir öpücük daha koydum. Aklıma gelenle suratımı asıp yatağa ilerleyip uzandım. Abime dönüp

Özgürlüğün HayaliDove le storie prendono vita. Scoprilo ora