20 [bizimle sevgili ol]

4.7K 401 60
                                    

"siz birlikte dolanın ben şu kenarda otururum." seungmin arkasını dönüp gidecekken hyunjin onu elinden tuttu. parmaklarını seungmin'in parmaklarına geçirdiğinde seungmin bakışlarını minho'ya çıkarttı. gülümsüyordu.

"hiçbir yere gitmiyorsun."

"ama siz-"

"seungmin hadi." hyunjin bıkmış bir suratla hala ellerinin arasında olan elleri çekiştirerek yürümesini sağladı.

sahil kenarında yürüyorlardı. "4 yıl önce burada olanları hatırlıyor musunuz?" minho konuşmuştu.

"yeojin annenin ikinizi bastıktan sonra seni sahilin bitimine kadar kovalamasını mı?" seungmin'in söylediğiyle hyunjin'le birlikte kıkırdamaya başlamışlar, minho ise yalancı bir şekilde kaşlarını çatmıştı.

"hey! hey! hey! siz benimle böyle dalga mı geçeceksiniz." sonunda hyunjin ve seungmin kıkırdamalarını durdurduğunda minho konuşmaya devam etti. "seungmin'in ilk özgürlüğüydü."

"o gün tam orada..." kendilerine 15-20 adım uzaklaklıkta olan çardağı gösterdi. "birbirimize sarılıp saatlerce ağlamıştık."

"artık hastaneye gitmeyeceğim." seungmin gözlerinden akan bir damla yaş ile konuştu. en baştan gelmeyi amaçladıkları çardağa gelmiş ve oturmuşlardı bile.

hyunjin hala birbirine kenetli olan ellerini çözüp seungmin'in boynuna sardı kollarını. "o zaman olanlar dün gibi aklımda seungmin. bazen seni yalnız bırakırsam bile o adam birden ortaya çıkıp sana zarar verecekmiş gibi hissediyorum."

seungmin kollarını hyunjin'in beline sardı. "özür dilerim seni endişelendirdiğim için.

minho ağlamaya başlamış iki çocuğu dolan gözleriyle izliyordu. "ben de sarılma istiyorum."

"yok sana sarılma." hyunjin şakayla karışık söylemişti. minho gülüp sarılan iki çocuğu zorla ayırıp aralarına oturdu ve kollarını iyi yana açıp ikisinide omuzlarından tutarak kendisine bastırdı.

"hyunjin."

"hmm?"

"şimdi söyleyelim mi?"

"bence tam sırası."

seungmin kafasını minho'nun omuzundan kaldırıp bakışlarını sevdiği iki adamın suratında gezdirerek konuştu. "neyden bahsediyorsunuz?"

"seungmin..." minho hyunjin'le konuştuklarından beri seungmin'e bunu nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. "biz denemek istiyoruz."

"anlamadım neyi denemek istiyorsunuz?" seungmin minho'nun kolunun altından tamamem çıkmıştı. hyunjin başını eğmiş parmaklarıyla oynuyordu. minho ise dudaklarını dişliyordu.

"bizimle sevgili ol seungmin."

seungmin'in gözleri kocaman açılmıştı. sürekli açılıp kapanan ağzından kelimeler dökülmüyordu.

"denemek istiyoruz seungmin. bu süreçte neler olacak, nasıl olacak bilmiyorum ama denemek istiyoruz." hyunjin'in konuşmasıyla sürekli iki beden arasında dolanan bakışlarını onda durdurdu.

"benden hoşlanıyor musunuz?" seungmin'in sesi titriyordu.

hyunjin uzun bir nefes alıp verdi. "aslında hislerimden pek emin olduğum söylenemez." bakışlarını minho'ya döndürdü. "ama o senden hoşlanıyor." seungmin şaşkınlıkla minho'ya döndürdü bakışlarını. işaret parmağını sevdiği adama doğru yöneltip konuştu. "sen benden hoşlanıyorsun."

minho'nun dudakları ısırmaktan kanayacak hale gelmişti. hyunjin elini minho'nun dudaklarına götürüp sıktı. "ısırma artık şu dudaklarını." minho dudaklarını dişlerinde ayırıp bu sefer büzdü.

"siz ciddi misiniz?!"

"evet." seungmin aynı anda konuşan ikilinin üzerinde gezdirdi bakışlarını. nerdeyse 5 dakika hiç konuşmadılar.

"sadece deneyeceğiz seungmin."

"peki, kabul ediyorum."

***

NOLUYOR NOLUYOR NOLUYOR

kontrol etmeden atıyorum umarım saçma salak yazım yanlışları yapmamışımdır bye

'ming

sorry, i love you | hyunseunghoWhere stories live. Discover now