5.bölüm

163K 6.3K 279
                                    

Bölüm şarkısıBülent Serttaş- güldalım kızım(Şarkı ile okuyun gülüm)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm şarkısı
Bülent Serttaş- güldalım kızım
(Şarkı ile okuyun gülüm)

5 yıl önce
Yazardan
_______________________________

Genç kız bu öğlen evlenecekti yengesinin bulduğu adamla.

Cana güzel cana hayatta hep eksik kalan cana yengesinin evin kedisi kadar sevmediği cana.

O sabah babasına veda etmeye gitti mezarlığa amcası olsa belki izin vermezdi lakin o da şehir dışına çıkmıştı.

Oturdu mezarın başına babası yüzünü bile zar zor hatırladığı sadece up uzun boyu ile sırtladıgını bir de kahküllerini sevdiğini hatırladığı babası.

Eliyle dokundu toprağa buradaydı babası bir avuç topraktı.

"Ben geldim baba evleneceğim ben istemiyorum bile diyemiyorum baba. Yediğim lokmayı sayıyor yengem okumak istiyorum da izin vermiyor dedim bahar okuyor onun babası başında senin yok dedi."

Duraksadı bir an üzmek de istemiyordu ama kimsesi yoktu ki bir avuç toprak bir parça mermer taştan başka.

Eliyle sevdi yavaşça toprağını çocukken minicik elleri ile sevdiği sakallı yüzü aradı yoktu babası artık yoktu.

" Sen olsaydın olmazdı böyle babam ben iki parça pazardan alınan çeyizle bir valizle çıkmazdım o evden elime kına bile yakılmadı baba ben gelin değil miyim" sildi eliyle gözyaşlarını cana hiç bir şeye hakkı yoktu sanki.

" Saçlarıma yıldızlar takardın sen papatyalar dan taç yapardın okşardın senden sonra kimse sevmedi saçlarımı." Derin bir iç çekti cana boncuk boncuk akan yaşlarını sildi. Kimsesizlik zordu hele varken kimsesiz olmak daha da zordu.

" Unutuyorum baba seni ben unutmak istemiyorum ama siliniyor yüzün yavaş yavaş hatıralarımdan yatağımın altında bir resmin vardı çok aradım da bulamadım baba gitmiş o varken bu kadar yetim değildim ben..."

Sildi eliyle gözyaşlarını cana iyice kuraladı yüzünü nefes aldı tekrardan.

" Aman boş ver konuşuyorum boş boş sen üzülme babam bak ağlamıyorum ben gidicem ya ondan Fatma ablaya tembih ettim gelip bakacak mezarına uzak biraz gelemem belki..."

Son sözleri bu oldu Cana'nın otlarını ayıklayıp mezarını suladı. Babasının elini öpmek yerini toprağını öptü. Öpülecek eller toprak altındaydı.

Yürüdü çocukluğunun geçtiği yolları her bir taşında ayak izi vardı.

Yürürken yerden gelen davul seslerini dinledi.

Onun hiç düğünü olmayacaktı hiç gelinlik giymeyecekti.

Öyle garipti Cana amcası yengesinin yaptığının birini duysa binini duymazdı.

Vardı ev dediği yere evi miydi sahi burası ev neydi ki neye denirdi bilmezdi Cana.

Kaldığı odaya gitti üst katlarda ki en küçük oda onundu burasını layık görmüştü sündüz hanım.

Baktı çocukluğunun geçtiği odaya az mı anne diye ağlamıştı bu oda da öğrenmişti öksüzlügün ne olduğunu.

Evde ki çalışanlar ile vedalaştı çıktı yola el gibi yaşadığı yerden el gibi ayrıldı.

Arkada oturuyordu cana ön de kayınvalidesi yanında kıyılan imam nikahlı kocası yanında 15 yaşlarında ki görümcesi.

Yollar gidiyordu altından kafasını yasladıgı camdan izliyordu Mardin'in boz topraklarını.

Kemal ağa eve gelince yeri göğü yıktı lakin olan olmuş cana 15 günlük evli idi.

Gitti kardeşinin mezarına öyle mahcuptu ki koruyamadı karısının şerrinden.

Başı eğik oturdu mezar taşına sessiz sessiz ağladı.

O burada olsa kendi çocuklarının gözünden bir damla yaş akıtmazdı.

Kemal ağa koruyamamıştı Canayı ne yapsa engel olamamıştı.

_____________________________

2 yıl önce

Cana yine bir arabayla bu sefer halasının evine gidiyordu.

Kayınvalidesi kocası getirip bıraktı Canayı amcasının evine

Çocuğu olmuyor diye daha 20 yaşında idi oysa ama kusurluydu onların gözünde. O da bahaneleri idi ya.

Kocası serdar tuhaf bir adamdı zaten durup dururken bağırır vururdu canaya bir de dost tutunca yeri göğü yıktı Cana

Sündüz hanım istememiş evde
Evin bereketini kaçırır diye asıl derdi ise oğlu Mehmet'in aklı canaya kayar. Bu eve gelin olur.

Kemal ağa baktı karısına karşı ne söylese boş kızın canını daha çok yakacak aldı götürdü Canayı halasına.

Halası iyi kadındı Canayı da ne çok istemişti yanına ama kocası aksi adamın teki olduğu için alamamıştı. Şimdi kocası ölünce hemen hazırladı odasını.

Araba iki katlı evin önünde durdu halası kerime hanım geldi önce baktı canaya sarılmadı.

Hemen içeri buyur etti kahveler içildi. Kemal bey çok kalmadan gitti evden Canaya biraz para bir de telefon bırakıp evine yol aldı.

Cana amcasını yolcu edip gelince salona halası kerime hanım tutup sımsıkı sarıldı.

" Oy benim abimin kuzuna ne yapmışlar böyle geçti halam geçti." Oyle sıkı sardı feryat figan ağladılar.

Kerime hanım canasına ağladı onu sarıp koruyamadıgına ağladı tuttu elinden götürdü banyoya.

Sırtında ki morlukları görünce bir kez daha içi yandı.

İçi yana yana bunu canaya reva gören sündüze beddua ede ede yıkadı canasını.

Cana ağladı cana o gün çok ağladı giden gençliğine hayallerine ağladı.

Bunca yıl sonra gördüğü şefkate ağladı halasının tek tek yaralarından öpmesine ağladı.

Gece halası aldı koynuna sıkı sıkıya sardı okşadı saçlarını.

Ertesi gün duyanlar görücü gelmeye başladı.

Hepsi yaşlı ya kuma istiyor ya çocuklarına bakıcı hele en sonuncusu ileri geri konuşunca kerime hanım tüfekle kovaladı.

Kerime hanım canaya güzel bir hayat diledi Allahtan artık gözünün yaşının kuruması mutlu olmasını diledi.

Yorumlar buraya
Instagram hesabı
yasemin_bella

YILDIRIM BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin