0.4

4.4K 281 21
                                    

Sesi yine çıkmazken sesim istemsizce yükseldi. "Cevap ver bana! Ne susuyorsun?!"

"Biraz sakin olmanız lazım, Alaz Bey." Beni sakinleştirmek için olduğu belli olan kısık ve sakin sesiyle daha da kafayı yedim.

"Dalga mı geçiyorsun benimle?!" Toplantı salonunda ileri geri yürürken belki bu hatadan geri dönülebilir diye düşünerek durdum.

"Bu dosyanın kopyası şirkete gönderildi mi?" Alfa tekrardan kafayı salladığında yeni kontratı kesinlikle imzalamayacaklarına emin oldum.

"Senin hatan mı bu?!" Alfa sessiz kaldığında avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.

"Siktiğimin çenesini kullansana alfa! Bu kontratı sen mi değiştirdin?!" Boğazım yüksek çıkan sesimle sızlarken alfa yeniden sessiz kaldı. Sesim odada yankı yapıp dağılmıştı.

Zorlukla yutkunup alçak bir sesle konuşmak için çaba gösterdim. "Kovuyorum, seni. Duydun mu? Kovuldun. Topla eşyalarını ve odanı derhal boşalt."

Yavaşça tekrar yutkunup tasmamı düzelttim. Bir çeşit kriz geçirmiş gibiydim. Bağırıp çağırmış ve şimdi sakinleşmiştim. Az önce sakinleşebilmem oldukça imkansız gelmişti. Ama şimdi çok huzurlu hissediyordum.

Başıma böyle bir şey hiç gelmemişti. Normalde olsa şimdiye dek çoktan gidip çalışanlarımdan hesap sormam gerekirdi.

Önümde sessizce dikilen alfaya kafama kaldırıp baktığımda her şey bulanık gözüküyordu. Bunun dolu dolu olmuş gözlerimden kaynaklandığını anladığımda hızla kafamı aşağı indirdim. Bir anda sakinleşip diğer omegalar gibi duygusallaşıp ağlayacak mıydım? Neyim vardı?

Önümdeki alfa eliyle çenemi kavrayıp başımı yukarı kaldırdığında itiraz etmedim, sebepsizce. Gözlerimiz buluştuğunda parmaklarıyla göz altlarımı sildi. Buna da itiraz etmediğimde neler olduğunu anlar gibi oldum.

İstesem de yükseltemediğim sesimle karşımdaki alfaya yönelik konuştum. "Beni sakinleştirmek için feromon mu salgılıyorsun, sen?"

"Hayır, salgılamıyorum. Öyle olsa kokusunu alırdınız." Haklı olduğunu fark ederken istemsizce dudaklarımı büzdüm.

Kurdum sinirden delirmiş olabilir miydi? Yeni bir öfke patlaması öncesi sakinleşme gibi bir şey mi yaşıyordum? "Neler olduğunu anlayamıyor musunuz?"

Karşımdaki alfa da en az benim kadar sakin ve huzurlu duruyordu. Kafamı iki yana salladım. Gerçekten anlamıyordum ve bu durum hiç hoşuma gitmemişti.

Bir elini yanağıma koyup hafifçe okşadı. "Kontrat benim hatam değil. Diğer şirkete kontratın bir kopyasını göndermeden önce kontrol de etmiştim. Her şey normaldi, bir önceki kontratın rakamlar hariç aynısıydı. Tam olarak anlaştığınız gibiydi. Sonra dosyayı o haliyle elden teslim alınmasını tembihleyerek kargoladım. Birkaç dakika önce, siz odamdan çıktıktan sonra, şirketin sekreterinden bir arama geldi. Kontratı imzalamayacaklarına ve anlaşmayı fes etmek istediklerine dair bir şeyler söylediler. Yine de buraya gelip konuşmaları için ısrar ettim. Fakat... kabul ettiremedim."

O yanağımı okşarken kendimi geriye çekme gücünü kendimde bulamadım. Daha doğrusu geriye çekilmek istedim ama olmadı. Aksine yanağımı daha çok okşasın diye eline doğru boynumu eğerken buldum kendimi.

Yapabileceğimin en iyisini yaptım. "Benden uzaklaşır mısın?" Sesim bir kedi mırıltısı gibi çıkmasına rağmen alfa beni anlayarak birkaç adım geriye gitti.

Bir mıknatısın çekim alanındaymışım ve biri bir anda o mıknatısı benden uzaklaştırmış gibi sendeledim. Kalçamı arkamdaki masaya yasladım. Başım dönmüştü.

Nefes nefese karşımdaki alfaya baktım, her ne yaşandıysa bundan hiç ama hiç hoşlanmamıştım. Elimi tasmama götürüp hala takılı olduğundan emin olduğumda alfanın gözleri boynuma kaydı. Gözleri bariz bir şekilde kararırken tüm vücudum ürperdi.

Alfanın boynuma bakarken kararan gözlerinin sadece tek bir açıklaması olabilirdi. Kurdu beni mühürlemek için deliriyordu...

Tasmamı çıkarma istediği bir anda içime doluştuğunda hızla toplantı salonunun çıkışına adımlamaya başladım. Benim kurdum da istiyordu... Kurdum bir alfa bize sarktığında bundan asla hoşlanmazdı aksine aynı benim gibi bundan rahatsızlık duyardı. Bu sefer durum farklıydı.

Büyük toplantı salonunun diğer ucuna hızla varıp elimi kapı koluna koyduğumda duyduğum hırlamayla hareket edemedim. Vücudum kaskatı kesildi. Deliğimde hissettiğim ıslakla bacaklarım titredi.

Hiçbir şey olmamış gibi kafamı kaldırarak kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Kapıyı açmak hiç böylesine zor olmamıştı.

Kapıyı açıp kendimi dışarı atmamdan önceki birkaç saniyede kurdumla savaş vermiştim. Kurdum alfasına itaat etmek istiyordu.

Az alfanın bana 'neler olduğunu anlayamıyor musunuz' sorusunun nedenini anlamıştım. Belli ki o kendi kurduyla benim olduğumdan daha önce iletişime geçmişti.

Tüm bunlar çocukluğumdan beri şehir efsanesi olduğunu sandığım şeyin gerçekliğine işaret ediyordu: ruh eşi...


Son attığım bölümün ardından ne çok zaman geçmiş öyle...

Bir sonraki bölüm için bu kadar bekletmeyeceğim sizi:')

Görüşürüüz>3<

Hilaf&Berceste(Gay)+18Where stories live. Discover now