YILDIRIM BEY

2.bölüm

Zehra hanım kafasına bağladığı patatesler ile ağıt yakıyordu.
Karar verilmişti berdel olacaktı.

Duyduğu andan beri ellerini dizlerine vura vura ağıt yakıyordu konağın ortasında.

Yıldırım daha fazla annesinin bu haline dayanamamış işe gitmişti.

Ah Yıldırım'ı canının yarısı oğlu o sündüz cadısının kızıyla nasıl evlenirdi.

İyice sıkıştırmışdı narini niye kaçtın diye. O da Mehmet'in annesine söylediğini onunda sana kızı vermezler dediğini bu yüzdende kaçtıklarını söylemişti.

Ah o sündüz cadısı oğluyla kızıyla bir olmuş yemişti evlatlarının başını. O ağlamasında kimler ağlasındı.

Berzan Ağa'nın ikinci karısı idi Zehra ilk karısı narin hanımın 10 yıl çocuğu olmayınca rahmetli kayınvalidesi onu almış gelmişti babasından.

İki tane aslan gibi evlat doğurmuştu Zehra hanım narin hanımla ikisi bir büyütmüştü çocukları.

Narin hanım adı gibi çok narindi rüzgar değse üşütür yatak döşek hasta yatardı.

İyi bir kadındı kocası 10 yıl arkasında durmuştu. Ne anasına ne etrafa tek söz ettirmemişti. Zaman geçmiş bir türlü hamile kalmamıştı. Eninde sonunda yeniden evlenmişti berzan ağa

İki kadın iyi anlaşmıştı başka çareleride yoktu zaten narin hanım hem büyük oğlan Yalçına hem Yıldırım'a analık etmişti.

Allahta onun yüzüne bakmış çok sonraları hamile kalmıştı.
Ömrü vefa etmemişti kızını görmeye doğumundan bir kaç saat sonra vefat etmişti.

Son nefesinde kızını Zehra hanıma emanet etmiş hakkın rahmetine kavuşmuştu.

Zehra hanım ise emanete sahip çıkmış narini el bebek gül bebek büyütmüştü.

En çok onun üstüne titremiş. Ayrı bir sevmişti en iyi okullarda okutmuş en iyi kıyafetleri giydirmişti.

Şimdi ise o sündüz cadısı ile aynı evde ne yapar bilmiyordu.
Hem onun kızıda bu eve gelecekti.

Zehra hanımın bir diğer yarası da oğlu yıldırım idi mavi gözleri siyah saçları ile aslan gibi oğlu vardı.

Zamanında kayınvalidesine karşı gelememiş 19 yaşında evlenmesine mani olamamıştı.

Eski gelini ceylan bir gün bile gün yüzü göstermemiş kendini büyük gelini Yalçın'ın karısı Gülendam ile bir tutmuştu daha fazla duramadı Zehra hanım kalktı gitti odasına söylene söylene.

Yıldırım ise genç yaşta evlenmesine rağmen karısına hep saygı duymuştu ama karısı ona saygı bile duymamıştı tek derdi gelin ağa olmaktı.

Yıldırım ise abisi dururken böyle bir şey istemiyordu.
Mimar olup kendi şirketini kuracaktı. Ağalık da malda mülkte pek gözü yoktu.
O kazanır alırdı herşeyi.

Karısıyla birlikte bile olmazları 3 yıl evli kalmış olsalar dahi toplasan 10 kere birlikte olmamışlardır.

Ve karısı her fırsatta onu istemediği beğenmediği dile getirirdi.

Yıldırım okulunu bitirmiş askere gitmişti. Orada nasıl yanlız olduğunu ise bir kez daha anlamıştı.

Uzatmanın alemi yoktu. Döndüğü gibi karını boşamış babasının evine göndermişti.

Kendisini kocadan saymadan aldığı parayı har vurup harman savuran kadın ile yapamazdı daha fazla.

Asıl mesele para değildi yıldırım için ceylanla evliyken eksik hissederdi kendini.

Ağalık çok önemliydi ceylan için.
Yıldırım pek takmazdı o hep kendi parasını kazanmak istemişti.

Ceylana biraz para verince ceylan seve seve boşanmıştı çünkü o ara başka bir ağa ile konuşmaya başlamıştı.

Herşeyin sahibi Gülendam idi en çok da bunu yediremedi kendine o Gülendam hem güzel hem zeki idi fakat işler hiçte tahmin ettikleri gibi olmadı.

Zehra hanımın kardeşi Zeliha hanım kocası ölünce eniştesi ona ve iki kızına evini açmıştı kısa süre sonra babaları ölünce bütün parasını iki kızına bırakmış onlar da kendi evlatlarına bölmüş pay etmişti Zehra hanım yalçın ve Yıldırım'a Zeliha hanım ise selin ve Selmaya

Yalçın için bu araba parasıydı.
Babası berzan Ağa'nın o kadar malı mülkü varken ne yapsındı.
Teyzesi ise kızların parasını bir işe yatırsın diye ona gitmişti ama yalçın başından savuşturdu.

Yıldırım ise 5 milyon kuracağı şirket için büyük para idi.
Derken teyzesi gelmiş kızların hakkını ne olur ne olmaz diye ona vermişti. Vakti gelince verirsin diye.

Yıldırım ise kurduğu şirket kısa sürede büyümüş. Babasına ihtiyacı bile olmadan hatrı sayılır bir servet elde etmişti.

Selin ve Selma ve narin 18 yaşına girince de onlara birer otel vermişti.

Yıldırım ne kadar yükseldiyse yalçın o kadar dibe batmıştı en son evli bir kadın ondan hamileyim diyince berzan bey kararını vermiş oğlu yıldırımı ağa yapmıştı.

Yıldırım ise hem bey hem ağa olmanın yüzünden gittikçe acımasız bir adama dönüşmüştü.

Yıllar ondanda çok şey almıştı.
Eski karısı yüzünden hep eksik hep yarım hissetmişti.

Şimdi 34 yaşında yineden evlilik denen meret yapışmıştı yakasına anasının söylenmeleri yüzünden evden ayrılmış. evin karşısında ki konağa geçmişti.

Yalçın ise mecburen sinem ile evlenmişti Gülendam ise kocasını boşamamış kumayı kabul etmişti.

Yalçın babasının isteği üzerine sadece ona verilen küçük bir şirket ile idare ediyordu.

Burada ki hiç bir ağa onu kabul etmezdi artık evden de kavulmamak için uslu uslu duruyordu.

Akşam üzeri Zehra hanım ve Zeliha hanım gelin bohçası yapmaya kız evine hediyelik götürmek için alışverişe çıktı.
Zehra hanım herşeyin en ucuzunu en çirkinini alıyordu o sündüze inat kızı aynı onun gibiydi ya ne kadar dil döktü ise berzan ağayı ikna edemedi.

Hoş berzan ağa da o aileden gelin almayı hiç mi hiç istemiyordu. Sıkıntı ile oturdu bütün gün.

Yıldırım eve gelince oturup konuştular. El mecbur kemal Ağa'nın evininin yolunu tuttular.
Ama bilmedikleri insanın değil kaderin dedigi olurdu.

Yorumlar buraya
Instagram hesabı
Yasemin_bella