Koşu bittiğinde çeşitli esneme hareketleri yapmış ve atış yerine gitmiştik. Bugün silah kullanımıyla ilgili bir şeyler öğreneceklerdi.

Belimdeki silahı alıp emniyetini kontrol ettikten sonra elimde salladım. "Silahını unutan var mı? Eğer varsa şu saniye grubumdan şutlarım." Neyse ki kimseden ses çıkmamıştı ve en azından bu kadar beyinsiz olmadıklarını düşünüp şükretmiştim.

"Biri gelsin karşıma," dedikten sonra hepsine göz attım. "Jisung gel."

Karşıma geçtiğinde silahını çıkarmasını ve bana doğrultmasını söyledim. Dediğimi yaptığında kendi silahımı yere koydum ve diğerlerine döndüm. "Diyelim ki böyle bir durum var. Düşman silahınızı attırdı ve size silah çekti. Burada dikkat etmeniz gereken ilk şey silahı dibinize koymanız. Eğer aptal gibi bir metre uzağa atarsanız, bana da cenazenize katılmak düşer."

Silahımı yerden alıp yere atış şeklini gösterdim. "Bakın ortaya veya karşıya değil," Bacaklarımı kırıp yere eğildim. "Aynı şu şekilde," silahı ayağımın yanına koydum. "Kenara koymalısınız. Bunun sebebi düşmanın dikkati dağıldığı gibi silahı kolayca almanız."

Silahı ayağımın yanından alıp bacaklarımın ortasına doğru attım. "Çünkü bakın ortadan almaya kalkınca ne oluyor?" Ortadan alırken tüm vücuduna öne eğilmen gerekiyordu ve sonra düşmana vurman için de geriye gitmeliydin. Dolayısıyla her türlü yanlış bir hareketti. Yanında olan silahı ise tek elinle kısa sürede alıp hiç kıpırdamadan karşındakini vurabilirdin.

"Silah bırakma anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı komutanım!"

"O zaman siz de çıkın ve ikili olarak pratik yapın. Taehyung ve Baekhyun. Jinyoung ve Dong-Young. Ben de Jisung'la yapacağım. Benim tarafımda olanlar silah çeksin, diğerleri de bıraksın."

Yanımdaki Taehyung, Baekhyun'a silah çektiğinde gözlerimi kocaman açıp silahı elinden aldım ve kafasına vurdum. "Öldürecek misin adamı geri zekalı?! Emniyeti açık!" Silahın emniyetini kapatıp omzuna vurdum ve ona geri verdim.

Cidden neden bu kadar aptal olduklarını düşünürken komut vermiş ve pratiği başlatmıştım. Ben, Taehyung ve Jinyoung hızla silah çekiyorduk; Jisung, Baekhyun ve Doyoung ise silah bırakıyorlardı. Birkaç kere yaptıktan sonra kenara geçip onları izlemeye başladım.

"Oğlum top atar gibi atma silahı. İnsan gibi koy!"

Yaklaşık beş defa pozisyonları değiştirip yaptırdıktan sonra silahlarını kaldırmalarını söyledim.

"Jinyoung, Dong-Young, Taehyung. Siz yemekhaneye gidebilirsiniz. Sehunları da yanınıza yollarım. Baekhyun ve Jisung siz de benimle gelin."

Üçlü benden önce giderken, diğer ikili yanımda beni bekliyordu. "Dünkü parkuru en hızlı siz yaptığınız için ödül vereceğimi söylemiştim. Yemeğe beraber gideceğiz. Önce şu veletlerin yanına gidelim."

Revire doğru yol aldığımda Baek ve Jisung da arkamdan geliyordu. Üçüncü binaya girip asansörle sağlık işlerinin halledildiği kata çıktım ve revire girdim.

Yatan Jongin ve yanındaki Sehun ayak seslerimizle bize dönmüş, beni görünce ayağa kalkmışlardı. Daha doğrusu Jongin kalkmaya çalışırken onu durdurmuştum. "Yat aslanım, yat." Pantolonunu sıvayıp sargılı bacağına baktım. "Daha iyi mi?"

"İyiyim komutanım."

"İyiysen niye eğitime gelmiyorsunuz eşekler?" Sertçe söylediğimde başını eğdi. Ufak bir gülümsemeyle saçlarını karıştırıp oturduğum yatak kenarından kalktım. "Dalga geçiyorum. Üstüne basamıyorsan biraz daha dinlenebilirsin. Ama saat beşte kesinlikle bahçede olacaksın."

Kod Adı: Bela •chanbaek•Where stories live. Discover now