26🩸"Kız isteme merasimi"

Start from the beginning
                                    

Düşüncelerim devam ederken kapı hızla açıldı ve annem şaşkınlıkla bana baktı.

"Sen mi geldin?"

Sen mi derken? Annem ilk defa bu kadar tuhaf karşılıyordu beni. Yüzümü buruşturarak "Şey, gidebilirim istersen," diyecektim ki yaka paça içeri tıkıldım.

"Çabuk odana geç," diye fısıldadı ve peşimden geldi.

Hızlı hızlı saçlarımı düzeltip, biraz fondöten ve ruj sürüp dikkatle baktı. Üniformamın kırışmış yerlerini eliyle açıp üstümdeki olmayan tüyleri temizleyince "Tamam, şimdi oldu," dedi.

"Anne ne oluyor Allah aşkına ya? Ne yapıyorsun?"

"Bana bak Hacer, içeride müstakbel kayınvaliden var. Sakın yanlış bir şeyler söyleyim deme, çok fena yaparım ona göre."

"Ne? Kayınvali..."

"Sus kız!"

Eliyle ağzımı sıkıca kapattığında söylenmeye devam ediyordum.

"Kom sono koyonvolodo oyorlo dodo? Son yono nolor koroştoroyorson onno yo!"

Durduğumda "Bitti mi?" diye sordu sakince. "Elimi tükürüğe boğdun aferin sana."

Kaşlarım çatık ona bakmaya devam ederken "Gel ve bir görün sadece. Bir şey yok, heyecan yapma," dedi ve kapıdan çıkmadan önce "Hemen gel, beni yanına getirme sakın," diye tembih etmeyi de ihmal etmedi.

Beynimden kaynar sular süzülüyordu sanki. Yaşadığım ani şoka mı yoksa düştüğüm duruma mı yanayım bilemiyordum. Karşıdaki boy aynasından kendime baktığımda rujun dağılmış olduğunu gördüm. Zaten kim istedi ki?

Biraz pamuk alıp dudaklarımı temizledim ve annem sırf mahçup olmasın diye çatık kaşlarımı düzelttim. Misafir gittiğinde elbet hesabını soracaktım ama şimdi değil.

Kapıdan çıkıp oturma odasına girdiğimde annemden daha yaşlı bir teyzeyle karşılaştım. Işıl ışıl gözleriyle bana bakıyordu. Üniformam ve gülüşüm onu daha çok mutlu etmişçesine "Hoş geldin kızım," dedi.

"Hoş bulduk efendim."

Göz ucuyla anneme baktım elini öpmemi işaret etmişti. İtiraz etmeden teyzenin elini öptüğümde bir evlat olarak tüm görevimi yerine getirdiğimi düşünüyordum. Artık gerisini annem düşünsün.

"Otur kızım karşıma, çekinme. Annenle konuşuyorduk sadece, biraz da senle konuşalım."

Çekinme dese de kasılarak karşısına oturdum. Ellerimi dizlerimin üstüne koyduğumda gerilmeye devam ediyordum.

"Nasıl gidiyor kızım işler? Var mı çok hırsız, dolandırıcı, yalancı falan?"

Sorusu çok tuhaf gelmişti. Bir insanın tüm özelliklerini nasıl peş peşe sıralayabilirsiniz? Bir de adını söyleseydi tam olurdu.

"Var efendim, olmaz olur mu?"

"Doğru kızım, bendeki de soru. Bir polise bunlar sorulur mu? Peki sen kaç yaşındaydın yavrum?"

Annemin gözüne baktım yine. Bu kadar özel sorular sorulmasını istemiyordum ama gözlerini kapatarak devam etmemi işaret etti.

"Yirmi beş efendim, önümüzdeki ay yirmi altıya gireceğim."

"Ooo maşallah maşallah. Bizim oğlan da senden üç yaş büyük."

Ayrı bir bunaltı beni sarmaya başladığında derin bir nefes aldım. Ev üstüme üstüme geliyordu sanki. Sorun şu ki daha önce, yani bu yaşıma gelene dek böyle bir atmosferle karşılaşmamıştım. Hem çok yabancı hem de kötü hissediyordum.

PROFESYONEL  [F•]Where stories live. Discover now