35.bölüm "Nefret"

Start from the beginning
                                    

"Çok şükür boşandım kurtuldum ondan." yazmamı başımdan çıkartarak, "Serenay çıkta üzerimi giyineyim.

"Eminim kurtulmuşsundur." dedi gülerekten.

"Ne demek istiyorsun sen?"

"Jasmin o çocuk sana deli gibi aşık. Seni gerçekten boşadığına inanmak istemiyorum. Gerçekten boşadımı seni?" deyince kaşlarımı çattım.

"İnansan iyi edersin. Unuttun mu seninle gönderdi boşanma evraklarını. Ayrıca boşamasaydı pasaportta ve kimliğimde Alaca yazmazdı."

"Evet haklısın tabi." diyerek kapıya ulaştı.
"Geç kalma." deyip kapıyı kapatıp çıktı.
Çok şükür kurtuldum. Bir daha karşıma çıkamaz.

Üzerimi hızlı bir şekilde giyindikten sonra, odadan çıktım. Mutfağa geçip, boş olan sandalyeye oturdum. Yengemin yüz ifadesi geldiğimden beri hep aynı, amcamın olduğu zamanlar dışında.

"Kızım." diye bana seslenen amcama baktım.

"Efendim amca." dediğimde az önceki neşeli hali yüzünden silindi.

"Kızım bu gün nasılsın?" deyince içimde dinmek bilmeyen fırtınalar kopuyordu.

"İyiyim amca." diyebildim gerisi ağzımdan dökülecek gibi değildi.

"Buradaki hastanede çalışmak ister misin?" deyince henüz buna hazır değildim, özellikle de Cihan'ın bulunduğu hastanede.

"Hayır amca. Kendimi iyi hissettiğim zaman,  Türkiye'ye döner ve tekrar çalışırım." dediğimde çatalı bırakıp, elini uzatarak elimi tuttu.

"Artık seni tek bırakmam. Burda kalacaksın kızım. Bu zamana kadar seni tek bıraktığım için kendime kızıyorum. Kendini iyi hissettiğinde Cihan'la birlikte hastane çalışacaksın."

İçime sıkıntı düştü.

Eylül, "Amcası kızı rahat bırakta yemeğini yesin."

"Neyse kızım bunları sonra konuşuruz. Hadi yemeğini yemeye başla." deyince azıcık iştahım vardı o da kaçtı. Cihan'la birlikte çalışmak mı? Asla!

Zorlada olsa bişeyler yiyebildim. Yemeğimizi yedikten sonra, Serenay'la birlikte masayı toplayarak yengeme yardım ettik. Amcam işe gidince yengem yine aynı ifadeye büründü. Beni istemediğini apaçık belli ediyordu.

Yengemden nefret ediyorum.

"Jasmin hazırsan çıkalım." deyince şalımı başıma geçirdikten sonra aynada kendimi son kez kontrol ettim. Çok solgun ve bitik görünüyordum.

"Tamam geliyorum." deyip çantamı da yanıma alarak evden ayrıldım.

Serenay aracı sürerken, aklım hep bir hafta öncesindeydi. Hakan'a o kadar güvenmiştim ki, güvenimi bir kaç dakika içinde yerle bir etti. Ondan böyle intikam bekleyeceğim en son şeydi.

Gurur... ben de diyorum bu gerizekalı beni neden sürekli öpüyor. Dudaklarını ısırdığımda bile geri çekilmeyip, öpüşünü hızlandırmıştı. Gitsin şeyini başkasına versin. Manyak mı ne? Of durduk yere sinirlerim yükseldi.

"Jasmin beni duyuyor musun? Sana kaç kez seslendim." deyince bakışlarımı yoldan çekerek Serenay'a baktım.

"Duymadım."

"Farkındayım. Kimi düşünüyorsun?"

"Hiç."

"Hiç mi?"

SAPLANTILI [+18] Where stories live. Discover now