𝑭𝒊𝒗𝒆☘︎

1.4K 88 61
                                    

❦︎

Aşağılardan gelen bir ağlama sesi.

Biri ağlıyordu. Ama neden? Bir kız sesiydi bu. Kim olduğunu bilmediğim; açıkçası hıçkırıklara boğulmaktan nefes bile alamayan biri vardı orada.

Neden biri burda ağlardı ki? Aşağısı oldukça karanlık görünüyordu. Ağlamak için pekte mantıklı bir yer değildi.
Açıkçası her kimse gidip yanına oturup onunla beraber ağlamak istiyordum. Benimde durumum pekte iyi sayılmazdı biraz daha kameraların önünde gülümsemeye çalışırsam delirebilirdim.

Bu arada yavaş adımlarla merdivenleri inmeye başlamıştım bile. Her basamakta sesler yükseliyordu. İlk kısım bittiğinde sağa döndüm. Oradaydı. Birkaç basamak aşağıda beyazlar içinde biri tek başına oturuyordu.

Siyah parlak dalgalı saçları sırtına kadar geliyordu. Arkadan bile bu kadar büyüleyici görünen bu kız acaba beynimin bana oynadığı bir oyun muydu?

Sessizce etrafı incelerken buranın bir depo olduğunu farketmiştim. Tahmin ettiğimden daha aydınlıktı. Aşağıda ağlayan kızın hıçkırıkları dolduruyordu bu boş alanı. Geldiğimi farketmemişti bile. Acaba neyi var diye sorsa mıydım? Belkide yanlız kalmak istiyordu tıpkı benim gibi.

İdollerden biride olabilirdi. Şirketinden azar işitmiştir yada çaylak olduğu için linçlere alışamamıştır. Her şey olabilirdi.

Merakıma daha fazla karşı koyamayarak her bir basamağı teker teker titizlikle iniyordum. Tam arkasındaki basamakta durup geldiğimi farketmesini bekledim. Hala hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordu. 

Biraz bekledikten sonra önüne düşen gölgemi farketmiş başında bekleyen bu adamı görmek için kafasını kaldırmıştı.

Jennie Kim.

Bu oydu. Belkide değildi. Deliriyor muydum? Gerçekten aklım bana oyun mu oynuyordu? Tesadüfen girdiğim bu ıssız yerde ona rastlama ihtimalim yüzde kaçtı? Peki neden ağlıyordu? Neden burdaydı?

Milyonlarca soru kafamı kurcalarken ağlamaktan gözleri kızarmış bu kız beni görmesiyle beraber ürkmüştü. Ayağı kalkarak iki basamak daha aşağı inmiş aramıza mesafe koymuştu.

Ondan kaçarken ona yakalanmıştım.

Sadece adını duyduğumda bile nefesimi kesen Jennie Kim'i ağlarken yakalamıştım. İlk karşılaşmamız böylemi olacaktı? Parmak uçlarımın uyuştuğunu hissediyordum. Ani krizlerimin gelmemesi için içimden dua ediyordum ama krizlerimin kaynağı tam karşımda duruyorken bunu nasıl engelleyebilirdim? 

Ona bunu kim yaptıysa öldürmek istiyordum. Böyle bir günde onu bu karanlıkta yanlız başına ağlamaya neden olan her şeyi yeryüzünden silmek istiyordum.

İlk defa onunla tek başımaydım. Gözlerinde şaşkınlık ve korku vardı. Benden gelecek bir hamleyi bekliyor gibiydi. Onu sorgulamalı mıydım? Bu ne kadar doğruydu?

Doğruluğu umrumda değil ağlamasının nedenini öğrenmeliydim.

"Jennie Kim" sadece adını söyleyebilmiştim. Bu bile benim için çok fazlaydı. Ağlaması durmuş sık nefesler almaya başlamıştı. Bu halde bile o kadar güzel görünüyordu ki.

"Lütfen kimseye söyleme" telaşla göz yaşlarını silerken onu ifşalayacağımı düşünmüştü. Hayır Jennie bunu asla yapmam.

"Neyin var?" En başından beri merak ettiğim bu soruyu cevaplayacağından emin değildim daha ilk cümlesinden güven problemi olduğunu anlamıştım. Fakat ağlamasının nedenini deli gibi merak ediyordum.

𝑺𝒄𝒆𝒏𝒆𝒓𝒚 ❦︎ 𝑇𝑎𝑒𝑛𝑛𝑖𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin