7: "YASEMİN VE SU"

1.2K 49 26
                                    

"Hoş geldin!"

Efe Güneş'in sevimli yüzüne kocaman gülümserken cevap verdi. "Hoş buldum!"

"Gelsene..." Güneş bir adım kenara çekilerek içeriyi işaret etti.

Efe heyecanına yenik düşmemeye çalışarak ayakkabılarını çıkarmak için eğilirken elindeki büyük kutuyu kıza uzattı. "Şunu sana versem?"

Güneş kutuyu alırken kaşlarını kaldırdı. "Pizza mı aldın?"

"Evet... Geçen yiyememiştik ya!"

Güneş başını sallarken aklına gelen anılara güldü. "Teşekkür ederim. Mutfağa koyup geliyorum, sen salona geçebilirsin... Düz devam et, sağda hemen."

Efe Güneş'in hareketli bedeninin arkasından bakarken ağır adımlarla koridorda yürüdü. Kendi evinden başka evlerde bulunmayı sevmezdi pek, rahat edemezdi. Ama Güneş'in evi sıcacık hissettirmişti. Belki evin küçük olmasının veya samimi döşenmesinin de etkisi vardı, bilemedi.

Ağır adımlarla yürürken salonun kapısına geldi ve içeri baktı. Evin dekorasyonu Ikea'yı hatırlatmıştı ona. Güneş'e yakışıyordu kesinlikle. Beyaz ve pastel tonlar, rahat kanepe, tüylü halılar ve çok sayıda yastık... Hangi eşyaya dokunursa dokunsun yumuşacık hissettirecek gibiydi; tıpkı kızın teni gibi.

Salona göz gezdirdikten sonra arkasını döndü ve mutfağa baktı Efe. kapının pervazına dayanıp bir süre Güneş'i izledi. "Teyzenin eviydi değil mi? Çok güzel bence..."

"Evet... Teyzem yurtdışında yaşıyor... Uzun süre boş olacak. Ben de şimdilik buradayım, birkaç eşya aldım hatta. Bir kısmı geldi, bir kısmı da gelecek."

"Ikea'dan mı?"

Güneş yanına gelen Efe'ye doğru döndü. "Evet!" Adama doğru bir adım attı. "Sen sevmezsin bence. Doğru muyum?"

Efe başını eğdi yana. "Çekimser kalmak istiyorum." Gülerek devam etti. "Ama tam senlik gibi. Seni anlatıyor yani..."

"Öyle mi?"

"Öyle bence." Efe yutkunarak belini tezgaha yaslayan kıza yaklaştı. Mutfağın loş ışığının aydınlattığı bembeyaz omuzları ve boynu dikkatini çekti. Çok güzeldi. Dudağını ısırdı. Çok özlemişti.

Güneş hayran hayran kendine yaklaşan Efe'ye bakarken kollarını adamın boynuna dolayıp kocaman sarılmak istedi. Ama "Hayır..." dedi içinden. Bu sefer en azından pizzalar bitmeliydi.

Efe bakışlarını toparladı. "Ben pizza aldım ama... Bilmiyorum aç mısın, yemek ister misin?"

"Ben her daim pizza yiyebilirim, zaman ve mekan fark etmiyor!" Güldüler. Güneş devam etti. "Sen de acıktıysan..."

Efe başını salladı.

"Tamam o zaman... Soğumadan yiyelim." Güneş adama arkasını dönüp büyük pizza kutusunu açtı. "Tabak çıkarayım mı? Yani ben böyle kutudan yemeyi çok severim ama..."

Efe gülümsedi, kızın tavırlarından aralarındaki sıcaklığı ve samimiyeti hissediyordu. "Olur." dedi. "Yardım edeyim ben."

"Yani... Yardım edeceğin bir şey yok ama... Kutuyu alabilirsin. Bir de..." Başını Efe'ye çevirip göz kırptı Güneş. "Bira var dolapta. Buz gibi... İçer miyiz?"

"İçeriz, yani ben içerim."

"Süper. Sen geç, ben biraları alıp geliyorum."

Efe Güneş'in dediği gibi kutuyu alıp mutfaktan çıktı, salona doğru yürüdü.

Güneş'e GiderkenWhere stories live. Discover now