GM | 32 | Ölümlülerin Cesetleri

2.5K 265 33
                                    


Bakışlarımı tüm bedeninde gezdirsem dahi benden oldukça uzakta durduğundan dolayı yüzünü seçemiyordum Rosa'nın. İşimi zorlaştıran karanlık onun siluetinde kol geziyordu. Rosa, epey uzağımdaydı. Sağ tarafa dönen geçidin sonunda duruyordu. Açık açık kendini bana göstermekten çekinmiyor olacak ki o da doğrudan gözlerime bakıyordu.

Tedirgindim. Fakat o da tedirgindi. Durum berabere olduğu için şanslıydım.

Ona doğru bir adım atıp sorarcasına, "Rosa?" dedim.

Aceleyle etrafına bakındı. Sanki beni bir yere çağırmak istiyor ama konuşamıyordu.

"Geliyor," dedi İsveççe olarak.

"Kim?" dedim, ona biraz daha yaklaştım. "Kimden bahsediyorsun? O sen miydin Rosa? Bana yardımcı olmak isteyen kişi sen miydin?"

Rosa başını salladıktan sonra korkaklıkla birkaç adım geriye gitti ve kaçmak için atağa geçti.

Arkasından koşturarak, "Dur! Kim geliyor?" diye bağırdım.

Silueti karanlıkta kaybolmuştu ancak söylediği kelimeler duvarlara çarparak yankı yapıyordu; "Lik av dödliga..."

Olduğum yerde kaskatı kesildim. Adımlarım durdu; zihnim kuvvetli bir aydınlanma yaşarken nefesimi tuttum.

Lik av dödliga...

Türkçe karşılığını henüz öğrenmemiş olsam da söylediği cümlenin ne anlama geldiğini daha önce görmüştüm.

"Ölümlülerin cesetleri"

Türkçe karşılığı buydu... Kanalizasyon duvarına kanla yazılmış cümle buydu!

Demek ki onu yazan ve kanalizasyonda adım seslerini duyduğumuz kişi; Rosa idi. Ama o zaman kanalizasyonda bulduğumuz küçük kızın; Vera'nın kolu neden yaralıydı? Belki de... Vera'ya o yazıyı yazdıran kişi Rosa'ydı. Onun kanıyla yazmıştı. Yani bu da demek olurdu ki, Rosa, Vera'yı tanıyordu...

Eğer buradaki eşyalar hem Vera'ya hem de Rosa'ya aitse... Vera, Rosa'nın kızı olabilir miydi? Üstelik Rosa'nın kaldığı gizli hücrede kendi elleriyle yaptığı bir oyuncak bulmuştum. O oyuncak bebeği Vera için yapmış olabilirdi.

Vera... Tünellerdeki küçük kız çocuğu, Rosa'nın kızıydı.

Peki ya, Rosa kimin kızıydı? Bayan Norris...

Son kez karanlık tünele baktım ama Rosa çoktan kaçıp gitmişti. Bunu şimdilik kimseye söylemeyecektim. Önce emin olmam gerekiyordu.

Hızla koridorun köşesinden döndüm. Bir an önce buradan çıkmam gerekiyordu. İpucu aramaya devam ederek tünelin giriş kapısına varmıştım. Birkaç dakika sonra ise çatı katındaydım. Burada sadece Sarah vardı ve kat sessizdi. Asansörün solunda kalan eski mutfağın içinde yere oturmuş, önündeki kutuyu karıştırıyor ve bebeklere bakıyordu Sarah.

"Neler buldun?" dedim yanına giderken.

Sıçrayarak elini göğsüne koydu. "Ödüm koptu be!" diye söylendi.

Onu es geçip eski mutfağın içinde göz gezdirdim. Hâlâ aynı duruyordu. Kapının kenarındaki duvarda art arda sıralanmış eski tablolar, duvarın içinden çıkmış küçük bebekler, kötü bir koku, yığılmış mutfak eşyaları ve eskimiş duvar döküntüleri...

"Bu kutunun içinde birçok garip malzeme var," dedi Sarah. Kanalizasyona inmeden önce bulduğum kutunun kapağını kaldırdı. "Abuk sabuk şeyler işte... Ama bu şeylerle Voodoo bebeklerinin yapılmış olduğunu düşündük Kuzey'le. Onları inceleyip karşılaştırma yapıyordum."

Geçmişin Mezarı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin