7. Keşfin açılması

15 3 0
                                    

Adam diyor ki, "Ben sürekli Allah'ı zikrediyorum, ama perdeler bir türlü açılmıyor, Allah kendini bana göstermiyor".

Günümüz insanını ibadet noktasında nedenselliğin var olduğunu, çalıştığı takdirde sonucun otomatikman gelmesi gerektiğini düşünüyor. Halbuki çalışmak ve gayret bir tür duadır, taleptir. Allah dilerse bu talebi kabul eder; dilemezse etmez.


Buraya kadar anlatılanlar klasik ekolün diliyle idi. Aynı meseleyi bir de bu devrin dili ile açalım:

Yolun başındaki insanda ego merkezli bir bilinç baskın durumdadır. Dolayısıyla insandan çıkan her düşünce, niyet, söz ve fiil esasen illetlidir; isterse bunlar dua, zikir veya ibadet cinsinden olsun...

Ego, dua, zikir veya ibadet yapıyorsa mutlaka o işten bir çıkarı vardır. Amacı birimsel varlığına dönük bir kazanç elde etmektir. Mesela kendini önemli, farklı, üstün veya değerli hissetmektir. Ancak ego kaynaklı her şey gibi o ibadetler, dualar, zikirler dahi negatif bir yayına neden olurlar. Böylece o kimse kısır döngüye girer. Çalıştıkça daha da batar, battıkça daha da çalışır. Ortaya ya son derece dogmatik ve fanatik bir tip çıkar ya da "O kadar çalıştım ama elime hiçbir şey geçmedi" diyen her şeye boşvermiş bir tip...

İşte bu noktada anahtar, tüm çalışmalarının ego kaynaklı olduğunu ve negatif yayına sebebiyet verdiğini bile bile çalışmaya ve yola devam etmektir. İşte burası kırılma anıdır. Zira ego çıkar elde etmek bir yana, hep zarar ettiğini anlarsa, artık devam etmek istemeyecektir. Zararına ticarete kim razı olur?

Sen olacaksın!

Bile bile zarar edeceksin! Bile bile batacaksın!

Bu seni öldürecek, canlı cenazeye çevirecek!

"Ben ne güzel müslümanım; ibadetlerimi yapıyorum, günahlardan kaçınıyorum; diğer insanlara da tebliğ yapıyorum; onlar da bizim gibi güzel olsunlar; doğru yola girsinler; falanca âyette buyruluyor ki; filanca hadiste denmiş ki.." diyenlerdensen... İşin var!




Not: Burada anlatılanları avamın bilmesini zaten beklemiyoruz; onu çoktan geçtik de, işin garibi müslümanların havas/âlim/elit kesimi bile bilmiyor... Onların en büyük yanılgısı peygamber dönemini okuyarak ve aynen taklit ederek başarıya ulaşacaklarını sanmalarıdır. hâlbuki sahâbenin nefsi peygamberin sohbetinde emmarelikten kurtulmuştu. Bizim nefslerimiz ise kapkara emmâredir. Bizim önceliğimiz işte bu emmare nefsten kurtulmak olmalıdır.

ISNETUSWo Geschichten leben. Entdecke jetzt