36 x Yılbaşı

17.3K 1.1K 225
                                    

Akşam maç var diye ben yine erken geldim💃 Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Bölüm sonunda görüşmek üzere. İyi okumalar❤️

Koç - Bölüm Otuz Altı : Aşka İnanmak

"Ah bu benim, ruhum bela; sevdirmem kendimi kendime evvela..." diye mırıldanırken bir yandan da tırnaklarıma siyah ojemi düzgünce sürmeye devam ettim. Günlerden salıydı ve birkaç saat sonra Özgür yılbaşı kutlaması için beni almaya gelecekti. Sanırım daha videolar izlenmemişti çünkü Özgür'den hala bir ses yoktu. Ojemi sürmeyi bitirince makyaj masamın sandalyesine biraz daha yayıldım ve Can Bonomo'nun şarkısına ritmik bir şekilde kafa sallayarak eşlik ediyordum.

Birkaç dakikanın ardından ojelerimin hızlı kuruması için üflerken, sandalyeden kalktım ve kıyafetlerime baktım. Kartal kafe-bar tarzı bir yer olduğunu ve biz bize olacağımızı söylemişti. O yüzden abartmamış ve normal takılmaya karar vermiştim. Armi'de bu kararı vermeme oldukça yardımcı olmuştu. Ojelerimin kuruduğundan emin olduktan sonra kafama padişah kavuğu misali doladım saç havlumu kafamdan alırken yeniden makyaj masasına oturdum. Maşamı fişe taktım ve ısınmasını bekledim.

Dün Özgür'ün maç haberinden sonra önce Oğuz ve Ayaz'ı, sonra da takımı sakinleştirmiştik. Ben değil ama Özgür'ün sakinleştirmesi oldukça çabuk ve etkili olmuştu. Bugün takımla antrenman yapmıştık. Perşembe günü ise devam edecektik. Çarşamba günü ise yılbaşı tatili olduğu için serbesttik. Çarşama günü tatili değerlendirerek Bursa'ya gitmeyi düşünüyordum. Çocuklar ile plan yapmıştık. Bu plana Özgür'ü de dahil etmeyi düşünüyordum ama antrenmanı olu olmadığını daha bilmiyordum.

Maşa ısınınca boy aynamın önüne geçip bir yandan dans ederken bir yandan da arka fonda çalan şarkıya eşlik ediyordum. İçimdeki heyecana engel olamıyordum. Gerçi geçen sene yılbaşında çocuklar ile oturup tüm gece yılbaşı filmlerini izlediğimizi düşünürsek heyecanlanmam çok normaldi. Saçıma hafif dalgalar yaptıktan sonra ellerim ile dağıtarak doğal bir görüntü verdim. Ardından makyaj çantamı elime aldım. Yüzüme fonföten sürüp çillerimi kapattım ve hızlıca bir makyaj yaptım. Dudaklarıma kırmızı rujumu sürdükten sonra gözlerimi kısıp kendime baktım. "Fazla mı oldu sanki ya?" dedim dudaklarımda ruja kararsızlıkla bakarken. Gözlerim yatağımın üzerindeki kıyafetlere kaydı. "Hiçte olmamış."

Makyajım tamamlanınca kıyafetlerimi üzerime geçirdim ve tpuklu botlarımı giydim. Kabanımı kenara katarken aynada kendime baktım. Mini, deri bir şort etek giymiştim. Üzerimde ise uzun kolu, düz yaka gömlek tarzı bir crop vardı. Kolları balon kol gibiydi, bile kısmı daralıyordu. Önünde ise minik düğmeler vardı. Dalgalı saçlarım omuzlarımdan dökülmüş, hoş bri görüntü sergilemişti. Annemin kızmaması için ayakkabımı çıkardım ve sekerek salona gittim. "Nasıl olmuşum?" dedim ellerimi iki yanıma açıp kendi etrafımda dönerken. Daha sonra durdum ve ellerimi belime katıp annemlere baktım.

"Çok güzel olmuşsun kızım." dedi annem gülümserken. Babam gözlerini kıstı ve sinsice gülümsedi. "Halana benzemişsin." dediğinde gözlerim dehşetle açıldı. Elim kalbimin üzerine giderken, ağlamaklı suratımla anneme baktım. "Anne babam bana küfür etti." diyerek mırıldandığımda annem kıkırdarken babam göz devirdi. Halam; şeytanın çırağıydı ve kesinlikle masallardaki o kötü cadılara taş çıkartırdı. Ayrıca sinsiydi ve her an büyü yapacakmış gibi duruyordu. "Şaka şaka." dedi babam gülümserken. Ayağa kalktı ve yanıma gelip karşımda dikildi. "Çok güzel olmuşsun, annen gibi." dediğinde annemle aynı anda kıkırdadık. Babam cebinden bir kolye çıkardı ve boynuma taktı. Yüzümdeki gülümseme büyürken, babamın iki yanağından da öptüm. "Teşekkür ederim babacığım."

KOÇDove le storie prendono vita. Scoprilo ora